Değerli Diplomat, Büyükelçi, Mülkiyeli Nabi Şensoy’u, maalesef Şubat 2018’de kaybettik. Turgut Özal bidayette, Hariciyecilerden pek hazzetmezdi. Nitekim İngiltere’den döndüğümde DPT ve Hariciyede çalışmayı arzu ediyordum. Kendisi ile karşılaştığımızda, “Sen Hariciyeyi boş ver, DPT’ye gel, DPT Türkiye’nin kaderini değiştirecek, çok önemli bir kurumdur.” demişti. 

Özal 1983 yılında Anavatan Partisi ile seçimleri kazanıp, iktidara gelince Dışişleri Bakanı atamada tereddütleri olmuştu. Hatta Sevgili Arkadaşım, Kardeşim Büyükelçi Dr. Üner Kırdar’ı düşünmüş, ancak o tarihlerde Üner, Birleşmiş Milletler’de herkese nasip olmayan fevkalade önemli üst görevde olduğundan ısrar etmemiş, gene değerli Mülkiyeli Diplomat, Moskova Büyükelçisi Sn. Vahit Halifoğlu’nda karar kılmıştı. Vahit Bey, Dışişleri Bakanı olmuştu. Turgut Bey, Başbakanlığı zamanında Planlama, Kalkınma, Ekonomi kadar Dış Politikaya da ilgi duymuştur. Bu nedenle kendisine Hariciyenin değerli diplomatları, Cem Duna, Özdem Sanberk, Gündüz Aktan, Kaya Toperi, Nabi Şensoy’dan oluşan bir Dışişleri Danışmanları grubu kurmuştu. İşte bu kadro, Turgut Bey’in, Hariciyeye bakışını ve fikirlerini değiştirdi, Dışişleri Bakanlığı’na büyük önem vermesine sebep oldu. Özal, bu ve bu gruba katılan Hariciyecilerin, fikir, görüş, önerilerine büyük önem vermiştir. Ben Nabi Şensoy’u bu süreçte tanıdım. Mülkiye’de benden küçük sınıfta olduklarından karşılaşamamıştık. Nabi ve diğer arkadaşlarımız temayüz ettiler, Büyükelçiler olarak önemli postlarda görev yaptılar. Rahmetli Nabi, genç yaşta, Madrid Büyükelçisi oldu. Asıl başarısını Moskova ve ABD/Washington Büyükelçisi olarak gösterdi. Büyükelçi Şensoy’un nezdinde, ülkemiz bu ülkelerle, müstesna ilişkilere sahip oldu. Olumlu gelişmeler ve işbirliği gerçekleşti. 

Nabi Şensoy, çok iyi yetişmiş, bilgili, kültürlü, görgülü, harika lisanlara sahip, dürüst, pozitif, ileri dünya görüşüne malik, vizyon sahibi, genç görünümlü, sporcu, çok yakışıklı bir insandı. Nabi Şensoy, her Mülkiyeli gibi, Atatürk’e, Atatürk İlke ve İnkılaplarına ve Laik Demokratik Cumhuriyet’e yürekten bağlı birisiydi. Hariciye kariyerinin zirvesindeyken, Başbakanın ve Dışişleri Bakanının, ABD ziyaretleri esnasında, aralarında geçen münakaşa sonucu Ankara’ya yazarak, emekliliğini istedi ve Hariciyeden ayrıldı. Prensiplerini, meslek onur ve haysiyetini ezdirmemiş, daha bu ülkeye hizmet edeceği uzun yıllar varken, görevi bırakmıştır. 

Benim Nabi ile ilişkilerim hiç kopmadı. En son İzmir’e yerleşmişti. İzmir’e her gidişimde buluşur, yemek yer, konuşurduk. Bir defasında Alsancak, Reyhan’da buluştuğumuzda, ayrılmasına neden olan Amerika’daki olayı sordum. Ayrıntı vermeden anlattı. Devletine sadakat ve ketumiyet duygusu, kimseyi suçlamadan, içine atmayı gerektirmişti. Son görüşmemizde sağlık sorunlarından söz etti, “Tedavim olumlu gidiyor, atlatacağım” dedi. Nabi geç evlenmişti. Büyük bir aşkla bağlı olduğu çocukluk arkadaşı Gülgün Hanım ile mutlu bir evliliği vardı. O acı haber, hiç beklemediğim anda geldi. Çok üzüldüm. Vatanına, Devletine, en üst düzeyde hizmet eden, Türk Hariciyesinin güzide ve mümtaz evladı, artık aramızda değil.... Büyükelçi Nabi Şensoy unutulmayacaktır. 

Ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyusun... Tüm Mülkiyelilerin, Dışişleri Bakanlığı’nın başı sağolsun...