Mülkiye 2012
Mülkiye 1859 yılında Padişah Sultan Abdulmecit tarafından, duraklama devrine girmiş olan Osmanlı İmparatorluğunun, devlet kadrolarına bilgili, iyi yetişmiş, fedakar yöneticiler yetiştirmek için kurulmuştur. 153 yıllık tarihi içinde Mülkiye, bu görevini aksaksız, kendini devletine ve milletine adamış Mülkiyeli gençleri ile yerine getirmiştir.
Geçen gün Yıldız Teknik Üniversitesi Kampüsü içinde bulunan, ilk Mülkiye’nin kurulduğu ve faaliyet gösterdiği binayı gezdim. Benim büyükbabam, Mülkiye Müderrisi (Profesör) Osmanlı Sarayı Sefirler Dairesi Reisi, Maliye Müsteşarı ve Maliye Nazırı, Mehmet Ziyaeddin (Maruflu) Yıldız’daki, o binada ders vermiş ve birçok vatansever Mülkiyeliyi yetiştirmiştir. Hemen şunu ifade edeyim ki, ilk Mülkiye’nin de içinde bulunduğu Yıldız Sarayı’nın, Yıldız Üniversitesinden alınarak müze yapılması gerekir. Gene bir tesadüf Yıldız Üniversitesinde Padişah Sultan Abdulhamit’e ait bir masanın, bir görevli tarafından kullanıldığını gördüm ve fevkalade üzüldüm. Yıldız Üniversitesine tahsis edilen Davutpaşa’nın önündeki, üzerinde padişah turası olan metruk ve harabe binayı gördükçe, fevkalade üzülüyorum.
Bizim ailemizde Atatürk zamanında, Atatürk’ün tensipleri ile Deniz yolları Umum Müdürlüğü yapan, daha sonra Konya ve Kayseri Mebusu olarak münakalat vekilliğinde bulunan halamın eşi, eniştemiz Sn. Sadettin Serim Bey’de, bir Mülkiyelidir. Ben Mülkiyenin kuruluş yıldönümü olan, bütün 4 Aralık’larda, bu konuda hep makale yazdım. Geçtiğimiz yıl ise, Mülkiyenin tarihi geçmişini ve evrelerini belirtmiştim. Mülkiyeli kendini ve ailesini, çoluk çocuğunu düşünmeden, kendisini vatanına ve milletine adayan bir kişidir. Mülkiyelilerin, iki büyük özelliği vardır; Birincisi, “önce Mülkiye, sonra Türkiye” deyimiyle ifadesini bulan, “Evet, önce Mülkiye ve Mülkiyeliler olacak ki, onlar sayesinde bu vatan Türkiye esenlik içinde, sapsağlam ayakta duracaktır”. Diğer bir ifadeyle, bu aziz vatan, Mülkiyelilere emanettir. Mülkiyeliler bu vatanın asli sahibi olarak kendilerini görürler, öyle yetiştirirler. Vatan ve Millet, Mülkiyeliler sayesinde korunacak ve gelişecektir. Bu tüm Mülkiyeliler için kutsal bir mefkuredir. İkincisi, genel olarak Mülkiyeliler, toplumda bazı şeylere karşı ve zaman zaman aykırı fikirlerin ve tutumların sahipleri olarak değerlendirilirler. Bu, şu manada doğrudur, Mülkiyeliler Hükümetlerin ve İktidarların, bu aziz vatan için yaptıklarını ve gelişme trendini yeterli bulmamaktadırlar. Bu nedenle, Mülkiyelilerin görevlerini yapmayan İktidarlarla ilişkileri zaman zaman limoni olmuştur.
Tekrar ediyorum, Mülkiyeli idealist olduğundan, yapılanları yeterli bulmamaktadır ve her zaman daha iyisini, daha doğrusunu ve daha idealini aramaktadırlar. Mülkiyeliler bu nedenle, İsmet İnönü’ye, Bayar’a, Menderes’e, Ecevit’e, Demirel’e, Çiller’e, Turgut Özal’a ve de Mülkiyeli olmasına rağmen Mesut Yılmaz’a ve onların iktidarlarına, hep karşı olmuşlardır. Bu aykırılık, taraf tutmadan yapılmıştır. Mülkiyelilerin taraf olduğu bir tek husus, Atatürk’e ve Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlılıklarıdır. İşte, bu noktada Mülkiyeli taraftır.
Son yıllarda Mülkiyeyi kıskananların, Mülkiyenin Ankara Üniversitesindeki adı olan, Siyasal Bilgiler Fakültelerinin sayılarını arttırmak için büyük bir gayret içine girdikleri görülmektedir. Maalesef, Siyasal Bilgiler Fakültesi adı altında, üniversitelerde bölümler açılmaktadır. İşin en üzücü ve esef veren yanı da, buradan mezun olanların, sağda solda iş ararken, biz Mülkiyeliyiz yalanı altına sığınmalarıdır. Ben şahsen, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olmama rağmen, her yerde Mülkiyeliyim demekteyim ve bununla iftihar ediyorum. (MM) Mülkiyeli Rozetimi takıyorum. Önceki dekan Prof. Dr. Sn. Celal Göle, çok yerinde bir iş yapmış ve bizim irfan yuvamızın üzerine, Mülkiye levhasını asmıştır. Biz Mülkiyeliyiz ve bu şerefli, onurlu ünvan, bizim elimizden asla alınamaz. Eskiye göre Mülkiye mezunları, Mülki idare, Maliye ve Hariciyede görev almakta olup, ancak, özellikle Mülki İdare Amirleri arasında Mülkiyelilere yakışmayan tutum ve davranışlara şahit oluyoruz. Bir Mülkiyeli bu şekilde davranamaz, davranmamalıdır...
****
PS: Tüm Mülkiyelileri kucaklayan, Mülkiyeliler Birliği Genel Merkez Ankara’da olmak üzere, Mülkiyelilerin bulunduğu çeşitli şehirlerde faaliyet göstermektedir. Bazı Mülkiyeliler Birlikleri fevkalade aktiftir. Biz Mülkiyeliler, bulunduğumuz şehirde bir Mülkiyeliler lokali olsun istiyoruz. Ancak, yeteri kadar ilgi göstermiyoruz. Örneğin İstanbul’daki Mülkiyeliler Birliği Yönetici arkadaşlarımızın büyük gayretleri ile Kuzguncuk’ta, şık, nezih, ucuz ve enfes yemekler sunan biçimde hizmettedir. Ancak, Mülkiyelilerin ilgisizliği nedeniyle, kapanma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Hem birlik merkezi olsun diyeceksin, hem de ilgi gösterip, gitmeyeceksin. Peki Mülkiyeliler Birliği nasıl yaşayacak? Biraz ayıp olmuyor mu?..., hem de ilgi gösterip, gitmeyeceksin. Peki Mülkiyeliler Birliği nasıl yaşayacak? Biraz ayıp olmuyor mu?...