MODERNLEŞEN TOPLUMLARDA KADIN-ERKEK SAVAŞLARI Yaklaşık 6 milyar yıldır kadınlar ve erkekler aynı atmosferi solumakla birlikte, bir o kadar yıldır da kavga etmekten geri kalmadılar. 21.yüzyıldayız ve kadınlar erkeklerden erkekler de kadınlardan henüz memnun değil. Hem de tüm teknolojik ilerlemeye ve modernleşmeye rağmen. Evet, aradan yüzyıllar geçti birçok icat yapıldı bunlar insanların hayatlarını kolaylaştırmak, onları memnun etmek içindi. İnsanlar birbirlerine kavuşsun diye yollar yapıldı. Daha hızlı bir ulaşım için toplu taşıma araçları icat oldu. İnsanların yaşadığı yerler değişti, imkânları genişledi. Bırakın otağlarda yaşamayı artık ev içinde ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmaz oldular. Ama tüm bu değişim insanlara faydalı olmadı… Kadınlar bunca teknolojik gelişmeye rağmen 18. yy’daki kibar, saygılı, sevdiği kadına sahip çıkan “hanımefendi” kelimesini ağzından düşürmeyen, herhangi bir kadın masaya otururken sandalyesini hafifçe çeken, duygulu ve tutkulu erkekleri hayal etmeye devam ediyorlar. Onlar, üzerlerinde fraklarıyla aradan geçen iki yüzyıla rağmen kadınların aklından bir türlü çıkmadı. Çağımızda tanışma yıldönümlerini hatırlamayan, hayatlarındaki kadınları dinlemesini bilmeyen, kendi istedikleri zaman konuşan, umarsız erkeklere öyle alıştık ki, o kibar ve duygulu erkeklere eski bir film aracılığıyla rastladığımızda şaşırmaktan kendimizi alamıyoruz. Aslında erkeklerin, bu yüzyılda teknolojinin nimetlerinden daha da faydalanmaları gerekirken tam tersinin olduğunu görmekteyiz. Örneğin; Geçmiş yüzyıllarda cep telefonu ya da internet yoktu. Ama o yüzyılın erkekleri mum ışığının yetersiz gölgesinde el yazısı mektuplarını binbir zahmetle sevdikleri kadınlara ulaştırmayı ihmal etmiyorlardı. Şimdi ise ellerindeki cep telefonları hayatlarında olan kadını aramak yerine o kadını aldatmaya yaradı. Mesela sevdiğiniz adam telefonunu usta bir manevra ile cebine yerleştirerek gözünüzün önünden geçip tuvalete girerek başka bir kadını arayabiliyor. Siz içerde adamın konuşma sesini duysanız bile olaya müdahale edemiyorsunuz. Zaten sorgulasanız dahi inkâr etmesi çok basit olacaktır. Telefon sayesinde başka bir kadına ulaşan, dolayısıyla aldatma yolunu tercih eden erkeklere kadınların yanıtları oldukça sert oldu. Artık kadınlar ellerindeki ekonomik güç ve özgür iradeyle tıpkı onlar gibi aldatmayı tercih ediyorlar ya da gitmeyi uygun buluyorlar. Çünkü modern dünyanın kuralları böyle. Kadınlar, yüzyıllardan beri erkeklerin değişen ihtiyaçlarını anlamaya çalıştılar. Futbol maçlarında onları rahat bırakmamız gerektiğini, konuşmak istemediklerinde ısrar etmemeyi hatta bir kerelik görüşmelerine dahi göz yumduk. Fakat az önce verdiğim örnekteki gibi yetinmek yerine kandırmayı tercih ettiklerinde her türlü savaş mubah kılınıyor. Bizler de M.Ö 1760 yılına geri dönerek Babil İmparatorluğu’nun ilk kralı Hammurabi’nin “kana kan göze göz” misilleme ilkesini çağımıza uyarlamak zorunda kaldık. Sonuçta kadınlar artık bu savaşta galip olan taraf olmaya başladılar. Aldatıldıkları kadar aldatıyorlar, acıtıldıkları kadar da acıtıyorlar. O sevgi dolu, âşık olduğu adama bağlı ve sonsuz güven dolu kadınların yerini kuşkucu kadınlar aldı. Kuşkudan doğan kavgalar oldu ve erkekler bu kavgalar sonucunda teknolojinin nimetlerinden yararlanarak başka kadınlarla olmayı deniyorlar. Kadınlar da onlara inat başka erkeklerle olmayı… Bu savaşın daha ne kadar süreceğini öğrenmek isteyenlere “erkeklerin dürüst davranacağı güne kadar” diye yanıt verebiliriz. Veya savaşa girmeyi göze alamayanlara batı ile tanışmalarını önerebiliriz. Avrupa aydınlanma dönemini geçirdiği için insanları da bizden daha farklı. Tabiki bu farklılık olumlu yönde. Diğerlerine de yalnızlığı önerebiliyoruz ancak. Hiç değilse kandırılmıyorsunuz…