Değerli okuyucular,

Bu haftaki köşe yazımda iki önemli konuyu ele almak istedim. Birincisi Mitingler de  yapılan gereksiz masraflar, ikincisi gittikçe çoğalan hırsızlık olayları. İlk konuyla ilgili yazımıza başlayayım ve ikinci konumuzla yazımıza devam edelim.

Yeni bir seçim maratonu yakında başlamak üzere... Her seçim de hazırlanan afişler, flamalar, bayraklar vs...Ne kadar boş şeyler masraf ediliyor değil mi? 2023 seçimlerinde tüm partiler bir karar alsa ve her parti yalnızca partisinin birer ikişer bayrağından başka gereksiz masrafları yapmasalar daha iyi olmaz mı? Bu verilecek kararlarında tüm partilerin olumlu bakacağını umuyoruz.

Her seçim de gereksiz bir sürü masraf olmakta ve bu israf edilen paraların çoğu partilerin hazırladığı flamalara, bayraklara ve afişlere gitmektedir. Daha sonra bu yapılan afişler, bayraklar yırtılıp atılmaktadır.  Yapılan bir sürü masraf maalesef çöpe gömülüp gidiyor. Bakın Türkiye dışında seçimlere giden Ülker de mitingler fazla yapılmamaktadır. Televizyon ekranlarında ve internet üzerinde halkına seslenmektedirler. Parti başkanları fikirlerini, düşüncelerini, planlarını ve proje olarak yapacaklarını açık oturumlarda anlatmaktadırlar. Neden 2023 seçimlerde tüm partilerin birlikte verecekleri bir kararla Türkiye'de bundan sonra yapılan mitinglere son verilmesin. En azından mitinglerde yapılan o kadar hazırlıklara harcanan maliyeti Aile Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından değerlendirilmesin.  Herşeyin çok pahalandığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde seçimlerin daha sade bir şekilde geçmesini temenni ediyoruz. Ve o yapılan masrafların maliyetleri devlet hazinesinden millete yararlı konulardan harcamalara gitmesini diliyoruz.

HIRSIZLIK SUÇU HAFİFE ALINMAMALI

Evlere girip hırsızlık yapanlar  tutuklanıp iki gün sonra serbest bırakılıyor. Yada birini gasp eden bir hırsız altı ay hapiste yatıp daha sonra serbest bırakılıyor ve hırsız elini kolunu sallayarak tekrardan sokakları ölçüp hırsızlık yapmaya ve insanları gasp etmeye devam ediyor. Hırsızlık deyince yalnız bunu ortalıkta dolaşanları düşünmeyin, devlet kurumlarında çalışanların da iki göz görmeden servet değerinde hırsızlık yaptıklarını yada bir fabrikada muhasebeci birinin hesapları nasıl çarpıp, çırptığını vs... 

Cezalar ağırlaşmadıkça hırsızlar örgütlenip her tarafa kol saldılar maalesef. Bundan sonra yalnızca insanlar evlerinin ve kendilerinin yolda giderken yada bir duraktan otururken  soyulacağı korkusu ile her an yaşamlarını devam edecekler. 

Hırsızlık aldı başını gitti. Mültecilerin Türkiye'ye girişlerinden sonra hırsızlık olayları daha da çoğalmış durumda. Hırsızlık olaylarında yaralamalar hata ölüme kadar giden olaylar yaşanmaktadır. Hırsızlık hafife alınmamalıdır. Gereken en ağır ceza verilmelidir ki insanlar hırsızlık yapmaktan vazgeçsinler. Caydırıcı cezalar muhakkak uygulanmalıdır.

Allah'a emanet olun.