Spor deyip geçmemek gerek…

Boks 

Kurallarında belden aşağı vurmak yoktur. Onlar da taktik geliştirirler.

Mesela efsane boks şampiyonu Mehmet Ali Clay’in maçta en büyük desteği çenesiydi. Devamlı konuşur hasmını ruhen yorar çökertir ve nakavtın yolunu açardı. 

Nakavta gitmemek için direnen hatta  ışığı görüp yola çıkan hasma birileri KAAAALK yürü dayan deyip coşturur. (Hamle yapmayı bırakın ayağa kalkacak hali yoktur aslında.) Ve Ali’nin altın vuruşuyla yere yapışırdı. Yavaşca tükürükler etrafa saçılırken. Çene yüzün aksi yönüne kayardı. 

Ve uğultular tabii ayyuka !

Güreş 

Elini hasmının kıspetinin  içine daldırarak garip görüntüleri ortaya çıkaran ata yadigarımızdır. Orada neler olur kimse bilemez.

Sumo 

Dövüşçüleri çok hain spor yaparlar. Birbirlerine çok samimi davranıp hiç beklenmeyen bir anda yere çakarlar. !0 tonluk fil nasıl yere düşerse öyle ses çıkar.

Antik çağlarda ise gladyatörler, arenaların tutsak savaşçılarıydı. 

Gösterilerden elde edilen kazançları, kendilerine  değil efendilerine aitti. Onların tek kazançları ise, efendilerinin onlara sunduğu küçük çapta hediyeler ve ikramiyelerdi.

Bir de… hayvanlarla insanların mücadelesi var. Spor olarak yapılmış ama arada şaşmış da. Aslanlarla dövüşmeye atılanların spor yaptığı hiç söylenemez.

Aç aslanlara yem olanlar mı

Onları hiç sormayın. Rezalet

Bir de hayvan hayvana dövüş sporu vardır. 

İnsanlar hayvanlara spor yaptırtır. Üzerlerine bahis oynayarak kendi egolarını şişirtirler. ( Kan herkesi tutmaz ya bazısına keyif verir işte) Kaçak göcek mekanlar seçilir. Köpek, güvercin, horoz vb hayvanlar hedeftedir.

Şimdiii

Hayat da maalesef aynı kandan candan iki kişi arasında bazen iki toplum arasında bazen  ise kocaaman devletler arasında yaşanan spor arenalarıdır.

(Hiç anlamam bale varken nasıl bir kan revan sporu tercih edilir ki)

Kum ve kale… İki çocuk. Biri yapmaya çalışan biri hırstan gözü şeşibeş bakan haylaz hayta…

Yaptım yine yaparım der biri

Yap ben de yine yıkarım diyen diğeri…

İşte nerelere geldim.

Komşular ayaklanmış, büyük ülkeler akbaba gibi pikeler yaparken şu halimizle hangi sporu yapıyoruz anlamadım.

Boks mu, Sumo dövüşü mü, yağlı güreş mi ya da ne?

Allah bildiği gibi yapsın !

Bu ne hırs bu ne helal

Bu ne hiddet bu celal

Bir zammı daha geviş getirirken, matruşka gibi çıktıkça çıkanlarından sakınırken

Sınırlarımızda bekleyen mülteciler içinde kimleri barındırdığının korkusunu taşırken

İki büyük belanın ‘Al külah ver başlık’

Kim ne söylüyor neden söylüyoru anlamaya çalışırken

Hergün pirinç pilavı yenmez. 

Falım reklamları gibi 

Hoooop bugün gündem değiştirdik. Oooooooo

Deyip o şaşırsın, bu şaşırsın

Yorum yapan yapana anlayan anlamayan

Niye füze alıyoruzun cevabını bilmeden

Hepimiz üç maymunu oynuyoruz.

Gençler işsiz. Kahve içmekten sinirli oldular. Gelecek kaygıları kocaman.

Ya ortamı reddediyorlar ya kabul edip içlerine dönüyorlar. Her şekilde hastalıklı toplum yaratılmaya devam ediliyor.

Çocukların kafaları ise hepten karıştı

Yaşamın tadı tuzu ı-ıhh

Ne sohbet ne keyif ne umut 

Yazmak bile istemiyorum.

Heyecanım yok. 

Hale bak

İstanbul’a bile bir başkan seçemediniz ya. 

Helal olsun.

Size ikili kanepe verelim koltuk yerine

Ya da Josephine şöyle kadife kumaş kaplı ve kapitoneli

Ya da sırt sırta oturulan küs koltuğu?

….

Yok Yok

Bence biz dışarıda aramayalım düşmanı !