Almanya’daki Almanlar, Fransa’daki Fransızlar, her ne kadar daha sonra sözde ayrılmış olsa da İngiltere’deki İngilizlerle bir araya gelerek dünyanın en büyük ümmet birliğini kurup adına Avrupa Birliği dediler.

Dediler mi?

Dediler!

Kabul ettik mi?

Ettik!

Biz de “nolur abi bizi de alın abiler” dedik mi?

Dedik!

Onlar ne dedi...?

Efendiler:

Şunu unutmayın ki; milli kimliği olmayan hiçbir milletin dini olmadığı gibi, dolayısıyla dini referanslı ümmet birliği de olmaz.

Hal böyle olunca, sanat, kültür, ticaret, hukuk, sağlık vb kurumların başındaki Türk ifadesini kaldırmak yerine, başında Türk ifadesi olmayan kurumların başına mutlaka Türk ifadesini koyun.

Koyun ki, el koymasın!

Bizleri birbirimizi tanımamız ve kaynaşmamız için değişik kavimlerden yaratan Allah, bir kavmi diğerine karşı baskı ve zülüm aracı olmadığımız sürece tanışmanın ve kaynaşmanın ve samimiyetin daha da gelişmesi için mutlaka yaşatılması gerektiğini izah etmiştir.

Kavimlerden millet, milletlerden aynı ufka bakan ümmet çıkar.

Ümmetçilik yapıyorum” diye milleti yok saymak, bilerek yapılıyorsa sosyal yapıya, akla, dine ihanettir.

Bilmeden yapılıyorsa cehalettir!

Tekrar söylüyorum ki:

Almanlar, Fransızlar, İngilizler, Yunanlılar, İtalyanlar vb. milletler, milletlerini ve kimliğini terk etmeden birlik olup en büyük ümmet olmayı başarmışlardır.

Çok fazla geriye gitmeye, çok fazla ileriye bakmaya da gerek yok. 

Zira yaşadığımız asırda Avrupa’yı gören her akıl sahibi bunu görür.

(Bakın, bakın da görün yanımızda kocaman AVRUPA BİRLİĞİ var.

Adamlar yıllardır Türkiye’yi Müslüman diye birliğe almadılar!)

Kim göremiyorsa, aklından, şuurundan, kanından şüphe duysun.

Batının Türk milletinden rahatsızlığı, gelecekte kurulması muhtemel malum dünya firavunlarının başına bela olacak olan büyük Türk milletinin başını çektiği, mazlum ve masumların yanında duran, köleliğe, faize, sömürüye kısaca emperyalizme savaş açan peygamberimiz, arkadaşımız Muhammed’in mücadelesi Büyük Ümmet Birliği’nin hayata koyma mücadelesidir.

Bu durum ne Avrupa’da yaşayan insanların, ne Amerika’da yaşayan insanların, ne Asya’da ne Afrika’da yaşayan insanların, ne de Türkiye’de yaşayan bir çok Türk’ün farkında olduğu bir durum değildir!

Uyaralım!

Akıl sahibi ve sömürülen hiçbir kimse bu duruma razı gelmez ve Muhammedi vicdanın en büyük savaşı olan Ümmet Birliği’nin kurulması için hangi dinin mensubu olursa olsun mücadele eder.

Ancak ümmet birliğinin sağlanması için önce Avrupa Birliği gibi millet birliği lazım gelir!

Bu oyunu görün!

Bu gerçeğin üstünü örtenler:

İnsanlığın mücadelesini gölgeleyen,

Müslümanı Hristiyanla, 

Yahudiyi Müslümanla,

Türk’ü Rus’la,

Rusu İngiliz’le;

İngilizi Çinlilerle korkutup, dünyada korku imparatorluğu yaratıp, bu korkulardan kendine saltanat oluşturan, sekiz milyarlık insanın kazancını bir kağıt para haline getirip kasasında tutan, (şimdi dijitale dönüyorlar) açlıktan ölmek üzere olanlara ise, faizle borç para veren, kimilerinin üst akıl dediği şeytani zekadan başka hiçbir şey değildir!

Bunlar şeytanın temsilcisi.

İşte bu nedenle kovulmuş Şeytan’ın şerrinden Allah’a sığınırım!

Efendiler:

Hep konuşuyorsunuz ya....

Büyük resim, büyük resim!

Bırakın Türklükle hatta Kürtlükle uğraşmayı!

Her millet kendi benliğini yaşasın!

Millet olmaya devam edelim.

Millet olalım ki ümmet olalım!

Batılı “tahrif edilmiş kitapla” ümmet olmayı başardı da, biz Kur’an’la ümmet olmayı başaramadık değil mi?

Söyleyin?

Neresinden alıp, ne konuşalım!

Aynı dili konuşan, aynı türkülerle duygulanan, aynı şiirlerle gönül dünyasını şaha kaldıran millet olmadan, ümmet olmayı siz kolay mı zannediyorsunuz?

Düşünenler için bundan daha büyük bir ibret var mı?

Doğru yolda olana selam olsun!