Merkez Bankası yanlış mı yapıyor?

Abone Ol

Suriye'ye kozmetik ya da kanlı bir müdahale olasılığının giderek arttığı günlerde, insanların kafalarını en çok meşgul eden sorulardan biri de "dolar nereye gider?" sorusu.. Dolarla işi olan, özellikle dövizle borçlanmış olanların gözü kulağı dolar grafiğinde; düşüyor mu yükseliyor mu? ABD Merkez Bankası FED'in aylık 85 milyar doları bulan tahvil alım programına kısıntı uygulama kararına Suriye'ye, kozmetik de olsa, müdahle tedirginliği eklenince, piyasalar bulanık havayı seven kurtlara kaldı. Dolar grafiği can yakıcı bir seyirle tırmanırken Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "TL'yi aslanlar gibi koruyacağız, doların belini bükeceğiz. Döviz borcu olanlar pozisyonları kapatmakta  acele etmesinler; doların yılsonundaki fiyatı 1.92 TL'nin altında olacak" diyor. Diyor, ama Başçı'nın bu iyimser yorumları doların ateşini söndürmeye yetmiyor.
"Ayşe Teyze"nin akıl hocaso Güngör Uras, Milliyet'teki yazısında, Merkez Bankası Başkanı Başçı'nın bu iyimserliğini değerlendirirken, "Kafinin ötesinde iyimserlik yarar sağlamaz. Zarar verir" diyor. Uras Hoca, "Başkan cari açığın (döviz açığının) küçüldüğünü söylüyor, ama Haziran'dan itibaren açığı kapatacak sermaye hareketi (net döviz girişi) konusunda bilgi vermiyor. Küçülen cari açığı nasıl lapatacağız?Net sermaye hareketi başlamadıkça, Merkez Bankası Başkanı'nın 'Sözlü Müdaheleler' ile döviz talebini dengelemesi nasıl mümkün olabilecek?" diye sorduktan sonra asıl kaygısını dillendiriyor:
"En önemlisi, Merkez Bankası Başkanı'nın hükümete verdiği mesaj. Eğer hükümete de dün yaptığı konuşmada verdiği mesajları veriyor ise ve de hükümet bu iyimser mesajlara inanıyor ise yandık demektir. Hükümetin Türkiye'ye destek verecek ülkleri gücendirmesine, Suriye'de müdahale riskine girmesine davetiye çıkarıyor demektir.
Halka ne söyleyecekseniz, söyleyiniz, ama hükümete ne olur gerçekleri anlatınız."

"DÖVİZ FİYATINDA NOKTA HEDEF BELİRSİZLİĞİ AZALTMAZ"

Uras Hoca'nın kaygılanmasına neden olan bazı ekonomik gerçekler olmalı. CHP Genelbaşkan Yardımcısı Faik Öztrak da, "MB Başkanı Başçı'nın faiz silahını kullanmayacağını açıklamasının ve kurda nokta hedef göstermesinin çok ciddi sonuçlar doğurabileceğini" söylüyor ve, "Merkez Bankası'nın yıl sonu için dolar kuruna nokta taahhüt vermesi belirsizliği azaltmaz, aksine piyasa üzerine oynayacağı bir hedef verir" diyor.
Ortadoğu'da artan siyasi tansiyon nedeniyle dolar, yalnızca TL karşısında değil, diğer gelişmekte olan ülkelerin para birimleri karşısında da değer kazanıyor. Dolar, Hindistan ve Endonezya para birimlerine karşı tarihi zirvede.
Dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, ABD doların saygınlığını koruma konusunda büyük bir savaş veriyor. ABD yatırım bankalarının özel olarak yetiştirilmiş CEO'larının kağıt üzerinde yarattığı sanal değerler nedeniyle küresel bir ekonomik kriz yaratan ABD, krizin olumsuz etkilerini gidermek gerekçesiyle, FED Başkanı "Helikopter Bernanke eliyle uyguladığı parasal genişleme politikası bağlamında piyasalara ayda 85 milyar dolar para saçtı.
Bankalar kanalıyla daha yüksek faiz oranlarından nemalanmak üzere gelişmekte olan ülkelere akmış olan dolarlar, kredi genişlemesi yoluyla sanal refah görüntüsü yarattığından, dolar imparatoru bu ülkeleri dolar üzerinden kontrol altına almış oluyordu. Bankalar bir telefonla  kredi kartı ve kredi dağıtmaya başlayınca, insanların eline bol para geçtiğinden gelişmekte olan ülkelerde bir sanal Cennet havası yaşanmaya başlandı; insanların refah seviyeleri artmış gibi oldu. Kredi kartı ve bireysel kredilerle keyifle yürünürken, FED'in "Para musluklarını kapatıyorum" müjdesi (!) rüyadan uyanmamıza neden oldu.
 FED  Başkanı'nın aylık 85 milyar tutarındaki tahvil alım programında kısıntıya gitme kararı, dünya piyasalarında deprem etkisi yarattı; bir süredir dünya borsalarında satış baskısı yaşanıyor. Yıllardır yüksek faizden nemalanmak üzere Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere akan ve kara para aklama operasyonundan geçen dolarlar, FED'in kararından sonra,  güvenli limanlara, yani ABD'ye ve Almanya'ya geri dönmeye başladı. Doların ateşi yükseliverdi.

DOLAR NEDEN YÜKSELİYOR?

 Peki, bizde dolar neden yükseliyor? Çünkü, Suriye'ye müdahale olasılığınınartmasına paralel olarak, Türkiye'nin risk primi de artmış oldu. Yalnızca Suriye konusun değil, aşırı borçlanmaya dayalı kırılgan bir ekonomide 350 milyar dolara dayanan dış borç stokunun GSYH'ya olan oranının yüzde 50'lileri geçmiş olması, yurtiçi tasarrufların GSYH'ya oranının yüzde 20'lerden yüzde 13'lere gerilemiş olması, yüzde 2.5'lerde gezinen  cari açığın GSYH'ya oranının yüzde 10'lara yükselmesi de Türkiye'nin risk primini yükselten faktörler..
Bütün bu risk faktörlerini hesaba kattığımızda, yıl sonunda doların fiyatı ne olur?
Satınalma gücü paritesi ve faiz oranı paritesine göre yapılan hesaplamalar doların yıl sonunda 2.14 ya da 2.20 TL civarında olacağını gösteriyor. Merkez Bankası Başkanı Başçı ise iddiasında ısrarlı, "Dolar yıl sonunda 1.92'nin altında olacak" diyor.
Uras Hoca, iç ve dış risklerin arttığı bir ortamda Merkez Bankası'nın giderek hükümetin etkisi altına girerek faiz silahını kullanmasından şikayetçi, "...Türkiye ekonomide ağırlığı olan ülkelerle iyi ilişkilerini bozmaya başladı. ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve İsrail ile ilişkiler Türkiye'ye döviz gönderen firmalar, fonlar için çok önemli. Firmalar, bankalar, fonlar merkezlerinin bulunduğu, kullandıkları dövizlerin sahiplerinin yaşadığı ülkeler ile ters politikalar içindeki ülklerde riske girmez. Türkiye Suriye ve Mısır sorunlarında taraf haline geldi. Bu, yük getirebilir" diye uyarıda bulunuyor.

"DÖVİZ GİRİŞİNİ BAŞLATMALIYIZ"

Uras Hoca, ayrıca Merkez Bankası'nın hem döviz hem de faiz fiyatını birarada kontrol edemeyeceğini vurgulayarak, " (1) Dışardan sermaye girişini başlatabilmek için, (2) İçerde dövize olan talebi sınırlamak ve buna ek olarak genel mal talebini sınırlamak için faiz silahının kullanılması zorunluluğu var" diyor.
Uras Hoca'nın, "Döviz girişi başlatmalıyız" uyarısı ciddi bir uyarıdır. Çünkü Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "İhracatta geçen yıl gibi bir artış olmayacak. Dış ortamın yarattığı bir durum bu. İhracatta 158 milyar dolar hedefi söz konusu, ancak yakalayamayacağımız görülüyor. Büyüme öngörümüz yüzde 4 idi. Ancak, yüzde 3'ün üstünde, yüzde 4'ün altında bir rakam öngörüyorum" diyor. Yani, ekonominin çarklarını döndürebilmek için dış kaynağa ihtiyaç var. MB Başkanı, bu uyarıları dikkate alıp kararlarını gözde geçirmelidir.