Son yıllarda "Dinler Arası Diyalog" diye bir dizi çalışma başlatıldı.

Bu diyalogların amacı nedir, kimlere hizmet için planlanmıştır?

Konferanslar, seminerler ve TV açık oturumlarından izlediğimiz kadarıyla amaç dinleri iyice birbirine yaklaştırmak ve dinler arasında aslında bir fark olmadığını (?) kanıtlamaya yöneliktir.

Aslında konu başlığı yanlıştır. Allah tüm kâinatı ve insanları yönetirken onlara tek bir doğru yol, tek bir din göndermiştir.

Bu din farklı çağlarda değişik isim almış olsa bile, aslında hep aynı ve tek bir dindir.

Allah tek olduğuna göre, farklı din göndermiş olması zaten mantıki değildir.

Dinler arası değil ama medeniyetler arası diyalog diye olay vasıflandırılmış olsaydı, daha doğru bir ifade olurdu.

Devlet, millet ve üniversitelerimiz bu dinler arası diyalog söylemlerine müthiş sessiz kalıyor !?

Ve bu sessizliğin nedenini de anlayamıyoruz.

Kendilerini farklı kategoriye koyan din mensupları TV programlarında tezlerini çok iyi savunuyorlar. Onların karşısına çıkarılan bazı sözde Prof.'lar ise, görülüyor ki İslâm dinini savunmaktan aciz ve adamlara koz veriyorlar, milyonların önünde çaresiz gözüküyorlar.

Bizim dinimiz önceki peygamberleri ve kitaplarını kabul ediyor (tabii ki değiştirilmemiş kitaplarını). Oysa diğer inanç gurupları İslâmiyet’i ve Peygamberini toptan reddediyor!?

İslâmiyet'in yok farz edildiği ortamda, nasıl bir diyalog yapılabilir.

Bu çalışmalar bize göre dinler arası diyalog değil, diğer inanç sistemlerinin "asıl" olduğunu ispat çalışmasıdır.

O halde yüzyıllarca yapılan din savaşları boşuna mı oldu? Yüzbinlerin, milyonların kanı boşuna mı aktı.

Amaç, dinler arası bir fark olmadığını geniş kitlelere kabul ettirmek ve ondan sonra da Hristiyanlığı Türkiye'ye rahatça sokabilmek.

AB yolunda adım atarken önümüze konacak yeni şartlar olacaktır.

Öncelikle Ayasofya'nın yeniden kiliseye dönüştürülmesi istenecektir.

Çünkü biz her ne kadar Fener Rum Patrikhanesini Türkiye'deki Rumların dini otoritesi olarak görüyorsak da oysa Patrikler kendilerini "Konstantinopolis Başpiskoposu, Yeni Roma (Bizans) ve Ekümenik Patrik" unvanı ile dünyaya lanse etmekte ve dünya bunu böyle kabul etmektedir.

Hareketlerini ilmine uydurmayan alim, elinde meşale tutan köre benzer. Başkalarının yolunu aydınlatır, fakat kendi yolunu göremez.

Şeyh Sâdi