Ben Nur Türkşen.

Bugün benim Önce Vatan gazetesinde ilk günüm hepimize, herkese hayırlı uğurlu olsun diyerek başlamak istiyorum.

Bugün ilk günüm olması sebebiyle bugün kendimi sizlere biraz anlatmak, tanıtmak için ayırmak istedim .Sonraki yazılarımda zaten bolca magazin ve moda konuşacağız. Bir çok kişi zaten bir yerlerden tanıyordur beni. Gazete okurlarımıza beni tanımayan okurlarımıza bu ilk yazımda kendimden bahsetmek isterim.

Nur Türkşen olarak kendimi bildim bileli küçüklüğümden beri hep araştırmalar yaparak farklılıklar peşinde koşan biri oldum.

Ve bu huyumu çok severim. Aynı olan şeyleri ve taklitleri hiç sevmem.

Küçükken çok sessiz çok konuşmayan çiçek böcek peşinde koşan biri olarak şimdide hep çiçekli ve çok renkli elbiseler aksesuarlar kullanmam sanırım tesadüf değil.

Sinema hayatıma senaryosunu yazdığım ve  yapımcılığını yaptığım sinema  filmleriyle  ilk adımı attım.

Sonrasında yönetmenlerin ısrarıyla hiç bana göre değil, benim işim değil ,derken  birkaç  sinema filminde de rol aldım.

Bu arada ‘’Alanya Kristal Kale Uluslararası  Film Festivalinin’’ yönetimini ve törenini A dan Z ye  gerçekleştirdik. Tüm Dünya ülkelerinden inanılmaz büyük bir katılımla güzel bir film festivali oldu. Sevgili Selda Alkor, Willma Elles rahmetli Aykut Işıklar ve bir çok sanat ve sinema dünyasından yerli ve yabancı sanatçılarla çok iyi bir film festivali başlattık. Pandemi  sonrası daha güzelleri  inşallah devam edecek.

Cannes Film Market ( Avrupa Film Pazarı) ve Cannes Film Festivalleri’ ne sinema sektörü adına her yıl katılıyorum. Cannes film festivaline  katıldığım ilk yılda  ilk kırmızı halı seremonisi için hazırlandım. Otelin kapısına çıkar çıkmaz  tüm basın fotoğrafçıları ,kameralar ve  otelin önünde bekleyen sinema severler bir çok kişi fotoğraf çekmeye ve fotoğraf çektirmeye başladılar .Öyle bir sevgi seli oldu ki Festival alanına yürüyemez olduk. inanılmazdı.

Çok şaşırmıştım ve çok ilginç gelmişti. Meraklı bir şekilde etrafıma bakınıyordum neden acaba beni kim sandılar acaba birine mi benzettiler diye ama sonraki yıllarda anladım ki birine benzetmekten değil sanırım farklı tasarımlarımla özenle hazırlanmamdan  belki de sanatı ve sanatçıyı farklılıkları ve beni Nur Türkşen’i sevdikleri için.

Gerçi bi çok kere birçok yerde Lady Gaga diye  seslenenleri  lady  Gaga seni seviyoruz diye bağırdıklarını duyduk. Bu görüntüler sosyal medya hesaplarımda mevcuttur.Hurafe yada uydurma  değil yani..

Tabi böyle çok ilgi olunca ben bu kırmızı halı işini daha çok sevmeye başladım.

Bu arada biraz farklı olduğum için sanırım dışarda gördüğüm elbiseler hep çok sıradan ve  aynı geliyordu. Hep öyleydi de ne yapacağımı bilemiyorken bir anda bir sonraki yıl kendi elbiselerimi kendim tasarlamaya başladım. Çünkü hiç bir yerde kendi ruhuma uyan bir kıyafet ve kostüm bulamıyordum. Kendi kıyafetlerimi tasarladım. Çok kabarık bol çiçekli bol ışıltılı çok pırıltılı çokta renkli olmalıydı hep.

çiçekler filan.

Bana göre işte yani.

Seviyorum.

Çünkü kendimi öyle iyi hissediyordum.ve öylede olmalıydı. Sonrasında tüm film festivallerinden hem filmlerimiz ile ilgili hem de kişisel davet alarak dünyanın en büyük film festivallerine katılmaya başladık.ve çok iltifatlar alıyordum. İnsanlar tarzımı ,tasarımlarımı ,duruşumu seviyordu. Bende çok mutlu oluyordum. Demek ki doğru yoldaydım. İnsanlara biraz renk enerji ilham olabiliyorsam ne mutlu.

Bu kostümlede Cannes Film Festivalinde olay oldu. Yolda yürüyemez oldum. Hatta ve hatta Fransız polisi ,seremoni için arabadan inip kırmızı halıya ilerleyecekken bir anda bize seslendi. Bir anda  çok korktum ne oldu ki bir şey mi yaptık diye düşünürken..

Polis Memuru Bir fotoğraf çekebilir miyim? dedi ben tabii ki dedim ve  bir ohh çektim.. ahhh tabiki dedim hatta gelin beraber çekilelim dedim ama yasakmış.(hatta fotoğraf çekmesi bile yasakmış aramızda dedi ve gülüştük..)

Neyse demek ki tasarımlarımı ,tarzımı ve beni seviyorlarmış.

Bundan bir sene sonra benim bu kostümümün aynı model ve aynı renkte birebir aynısını  Jennifer  Lopez’e yaptılar .Biraz daha cüsselisi oldu ve çok şaşırmıştım. Yani bir Cannes dan dünyaya Amerika’ya kadar nerelere uzanmışız. Kimlere ilham vermişiz.

Sonra ki  yıl büyük bir marka ile anlaşan Kendall  Jenner  ile yapılan bir çalışma ile bu kıyafetin aynı renk ve çok az farklılıkla tasarlayıp giydirdiler :)

Tabİ bizde de Türkiye’de bu tasarım kullanıldı, geç kalınsa taklit edilmese olmazdı.

Aynı renk ve modeli  hemen Demet Akalın bunun çok benzerini giydi.

Bu çok güzel çok onur verici bir şey tabii ki öncü olmak ama bir telif hakkı da olmalı diye düşünüyorum.

Haksızlık ve hak yemek gibi geliyor. Senin fikrin rengin tasarımın tüm dünyaya yayılıyor ama bu dünya bu kostümün Nur Türkşen’in tasarımı olduğunu kimse bilmiyor. Bilenlerde söylemiyor.

Daha sonrasında Antalya Film Festivalinde kullandığım yeşil renk bir elbisemin rengi ve tasarımı da birebir rengi modeline hatta kadife askısına kadar aynı bir marka tarafından birebir kopyalandı ve dergide görünce şok olmuş, çok şaşırmıştım.

Bu arada yine Antalya Film Festivali ödül töreni kapanış gecesinde  kullandığım  lila rengi elbisede bu aynı marka tarafından birebir  kopyalandı. Sonraki günlerde de yine Demet Akalın ın üzerinde bu kostümün renk ve model  benzerini gördük.(fakat çok kötü çok ucuz görünüyor. maalesef)

Neyse ki bu demek oluyor ki benimde moda tasarım işine girmem gerekiyor. Anladık.

Ve çalışmalarım tüm hızıyla devam ediyor. Çok yakında umarım müjdesini bildireceğim sizlere.

Nur Türkşen  Haute  Couture  olarak özel tasarım için çalışmalara başladık.

Bu arada çocukluk hayalim olan dünyanın birçok ülkesini görme isteğim gerçekleşti ve birde

‘’ Nur Hakan ile Dünya Turu’’ isimli programı çektik. Ve hala Türk ve Dünya televizyonlarında yayınlanmaya devam ediyor.

Tabi modaya bu kadar yön veriyor iken tüm dünya basınında adından söz ettirirken bir Tv programı olan’’ Moda Kuşu ‘’ isimli bir moda programına kanalın isteği ile başladım. Kimler iyi, kimler kötü giyinmiş, olmuş, olmamış, ne olmuş, ne olmamış ,ne olabilirdi, nasıl olabilirdi ?

 ( Kimler şık Kimler rüküş) gibi bir program. Dünya starlarını dahi konuştuk her gün yayınlanıyordu. Bizim  tanınmış ünlülerimizde artık benden korkar olmuştu ve renklenmeye ve kendini düzeltmeye başlamışlardı. Bu arada taklitlerim, stalker-larım ( gizli, sahte takipçilerim) de çok olmaya başlamıştı.

Bu arada Türk Sinemasının 104. Yılından itibaren ‘’Türk Sinemasını Geçmişten Geleceğe Taşıyanlar ‘’ isimli ödül törenlerinin ilkini büyük bir ekip ile başlattık . Gerçekten harikulade inanılmaz güzel bir ödül töreni oldu. Çok enerjik özel bir ödül töreni oldu. Cüneyt Arkın’dan Orhan Gencebay’a, Ediz Hun’dan, Özcan Deniz’e, Engin Altan Düzyatan’dan, Oktay Kaynarca’ya, Selda Alkor’dan Ahmet Kural’a bir çok usta oyuncularımıza ödüller verildi. İsimlerini yazamadığım daha birçok usta isimlerimiz var tabii ki. Tüm ustalarımıza ve Ülkemizin başarılı sanatçılarına geçmişten ve Yeşilçam’dan bugüne hepsi ödüllendiriliyor. Bu törenler inanılmaz güzel oluyor. ilk ödül töreninde ödül almak için katılamayan ve affını isteyen sanatçılarımızdan bazıları şimdi ben ne zaman  ödülümü alacağım diyorlar. Çok şükür. Daha iyi ödül törenlerine inşallah.

Sonraki yakın bir dönemde Amerika’ya gittim orada  Moda program çekimleri yapmaya devam ettim. Bir dönemi özel ve yeni çalışmalarım için orada geçirdim. Bu arada pandemi başladı ve evden çıkma yasakları vardı. Bu dönemi nasıl verimli geçirebilirim derken daha önce yazmaya başladığım kitabımı bu dönemde bitirdim. Ben Amerika’da iken 1.baskısı yapıldı. Tüm Türkiye’deki bütün kitapçılarda ve online Avrupa ,Amerika dahil tüm dünyaya  dağıtımı yapıldı. Çok satanlar Listelerinde çok uzun dönem kaldı. Şu  an 8.baskısı yapıldı. Mutluyum. Kitabımın adı ;

‘’Bu Hayat Senin, Sen Nasıl İstersen’’

Şimdide siz Sevgili Önce Vatan okuyucularımızla buluşuyor olmaktan çok mutlu, umutlu ve gururluyum.

Umarım sizlere kendimi anlatabilmişimdir. Sizde yapmak istediğiniz şeyleri kim ne der diye düşünmeden yapın ben hiç öyle kim ne der acaba diye bakmadım düşünmedim. Ne istediysem onu yaptım. Farklı olmak güzeldir, iyidir. Farklılıktır, özeldir.

Sevgili Önce Vatan gazetesi okurları sizlerle bu sayfada buluştuk.

Bir sonraki yazımda modada kimler ne giymiş nasıl olmuş doğruları yanlışları kıyafet moda ve magazin  konuşup tartışacağız. Çok dobra, açık sözlü  olduğumu da beni tanıyanlar çok iyi bilir. Doğruları söylemek lazım. Tanımayan sevgili dostlar ile de tanışırız, umarım, sevgiyle.

Coco  Chanel  ne demiş;

Vazgeçilmez olmak istiyorsan kendi farkını yaratmalısın.

Kalın sevgiyle sağlıcakla bir sonraki yazımda kavuşmak buluşmak üzere.

Şimdilik Hoşça kalın.