İki yıldır hafta içi her sabah Show TV ekranlarında “Zahide Yetiş'le” programıyla biz sevenlerinin karşısında olan program sunucusu Zahide Yetiş, yıllardır ülkemizin en sevilen kadın sunucuları arasındaki yerini koruyor. 

2009 yılında Kanal D'de yayınlanan “Doktorum” programıyla tanıdığımız Zahide Yetiş, ATV'de yayınlanan “Zahide ile Yetiş Hayata” isimli programın sona ermesinden sonra, Show TV ekranlarında “Zahide Yetiş'le” hayatımıza renk katmaya devam etti. 

Dopdolu içeriğiyle sunduğu programlarında faydalı bilgilerin yanı sıra yüreğimize dokunan hikâyelerle büyük küçük herkesi ekranlara kitleyen Zahide Yetiş, 2013 yılında "Dinle! Hayat Sana Fısıldıyor!" kitabı ile büyük beğeni toplamıştı. 

Bizlerde hem yaşamındaki insanlığı hem de kariyerindeki başarılı işleri ile her zaman örnek aldığımız ender kadınlar arasında olan Zahide Yetiş ile bir araya geldik. Şimdi sizlerle…

Zahide Hanım merhaba. Öncelikle bu güzel röportajı yapmam için benimle bir araya geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Nasılsınız?

Teşekkür ederim, gayet iyiyim Elif’ciğim.

İki yıldır Show TV ekranlarında Zahide Yetiş'le programıyla hayatımızdasınız. Birbirinden güzel içeriğiyle sunduğunuz bu program nasıl gidiyor?

Gayet güzel gidiyor. İnsanlara yardım etmek her zaman bir keyif ve ayrıcalık bence.

“ÇARESİZLİĞE ÇÖZÜM BULMAK EN BÜYÜK GÖREVİM”

Bu programla yaptığınız büyük küçük dokunuşlar insanların hayatlarını nasıl etkiliyor?

Onlardan önce bizim hayatımızı etkiliyor. Bir hayli dua alıyoruz çok şükür. Biz aracılık ediyoruz aslında nasipleri varsa bize geliyorlar ve güzel şeylere vesile oluyoruz. Sağlık insanın en ciddi sıkıntısı en büyük çaresizliği oluyor zaman zaman bizde o çaresizliğe çözüm olmak için buradayız.

Peki, bu programda sizi en çok şaşırtan konuları sorsam hangilerinden bahsedersiniz?

Şaşırmaktan değil ama mesela ummadığım mutluluklar yaşadığımdan bahsedebilirim. Bazen özellikle çocuklar geldiğinde çok istiyoruz onların iyi geri dönmelerini iyileşmelerini, çok umutsuz vakalar son teknoloji kullanılarak bazen bize öyle güzel geri dönüyor ki acaba ameliyatını yaptıramaz mıyız? Hem doktora kabul ettirmek zor olabiliyor çünkü çok yüksek bütçeli sıkıntılar. Doktor ameliyatı kabul etmiş oluyor mutluluğum parayla ölçülemez bunun güzelliği hele ameliyat iyi geçtiği söyleniyor. Ayakları tutmayan çocukların yürüyerek geldiğini görüyorsunuz. Yıllardan beri böyle dokunduğumuz kalpler var ve onlar hep hayatımızda. Benim Nisanur’um var. Bayramlarda kandillerde beni arıyor. O çocuk bize geldiğinde artık ailesi vazgeçmişti hayatından, ümidi kesmişti o kadar büyük bir değişim oldu ki benim için en güzel aranma en büyük mutluluk. Onun okula devam etmesi büyümesi hayallerini yaşıyor olabilmesi.

Bizler sizleri bundan 9 yıl önce Kanal D'de yayınlanan 'Doktorum' programıyla tanıyoruz. 'Doktorum' programı ile belki de yüzlerce insanın sağlığına kavuşmasına ya da doğru tedavi bulmasına yardımcı oldunuz. Bu program size neler katmıştı?

Çok şey kattı Elif. Bir kere İzmir’den İstanbul’a gelmemi sağladı. Normalde İzmir’de benim on senelik bir geçmişim vardı. TRT ve yerel televizyonlarda çalışmalarım vardı ama tanınma İstanbul’da oluyor bizim meslekte ne yazık ki beni İstanbul’a getiren projedir. Doktorum programı ve KANAL D’ de olması hani büyük bir kanalda olması güçlü bir program olması bana çok şey kattı, orada başladım asıl insanların kalplerine dokunabilmeye sonrada ATV’de iki sezon “Zahide ile Yetiş Hayata’’ sundum şimdi de Zahide Yetiş adıyla SHOW TV’de dört sezonumuza devam ediyoruz.

ATV'de yayınlanan 'Zahide ile Yetiş Hayata’dan söz edecek olursanız neler söylersiniz?

Çok keyifli bir projeydi oda kanatlarımla uçmaya başlamamın ilk projesiydi. Bir taraftan ama aynı yapım şirketiyle çalışmıştık orda da  çok farklı şeyler denedik; sanatçılar konuk ettik, mutfağımız ve sağlık bölümlerimiz vardı keyifli bir dünyaydı.

Birçok program format değiştirip yayından kalkarken sizin programlarınız içeriği çoğalarak ilerliyor sizce bu nedir?

Güzel yakalamışsın Elif teşekkür ederim. İçeriğini çoğaltıyoruz. İnsanlar değişiyor biz şükürler olsun işimize gücümüze devam ediyoruz çünkü evinden iş yerinden ya da her nerde olursa olsun dünyanın dört bir yanında göz göze kalp kalbe buluştuğumuza inanıyorum. Bir kere gerçek neyse biz onu ekrana taşıyoruz. İnsanlar kendi gerçeklikleriyle yüzleşiyorlar bilgi veriyoruz en önemli şey o. Yani magazin programı değil zevkle izlersiniz ama elinizde hiçbir şey kalmaz. Yarışma programı diye çok güzlersiniz orda ki insan para kazanır ama sizin elinize bir şey geçmez. Ama bizde gerçekten aldıkları bilgilerle hayatlarının devamında daha sağlıklı olma adına çok şey görebiliyorlar. Sanıyorum bu onları bizimle beraber olmaya şevklendiriyor.

“İnsanın geleceği küçüklükten bellidir” derler, sizde katılıyor musunuz bu söze? Nasıl bir çocuktunuz?

Katılıyorum aslında. Çünkü tohumlar küçükken atılıyor. İnsanın karar vermesi uzun yıllar alabiliyor belki ama sizi doğru yönlendirirlerse eğer çocuklukta özgüvenli oluşunuz ve yapabileceğiniz mesleğin altyapısı hepsi görülmüş oluyor. Benim çocukluğum bir yandan güzel diğer yandan kötü geçti. Çünkü anne baba ayrılığı yüzünden babamı istediğim gibi göremiyordum. Aslında gördüğüm zamanlarda çok kısa dönemlerde çok iyi etkiletişim vardı aramızda kameranın arkasında gördüğüm ilk kişi babamdır. Beni ilk kameraya çeken babamdır belki o yüzdendir bu kadar kamerayla aramın iyi olması sanki karşısında rahmetli babaannem varmış gibi hissederim.

“ASIL REYTİNG YÜREKTEKİ SEVGİ”

Bu kadar büyük küçük, kadın- erkek herkes tarafından sevilen bir insan olmak nasıl bir duygu?

Öyleyse ne mutlu bana söylediğiniz büyük bir şey ve çok güzel bir şey. İnsanların sevgisini kazanmak çok zor bir şeydir. Kaybetmekse çok kolay o yüzden hep şükrediyorum. Asıl bizim reyting dediğimiz şey ölçümlerde değil bence asıl reyting sokakta ‘’Zahidem’’ diye gelip sarılıyor hanımefendiler ya da beyefendiler en çok duyduğum, “annem size bayılıyor” sözü mesela...

2013 yılında 'Dinle! Hayat Sana Fısıldıyor!' adında ilk kitabınızı çıkarmıştınız. Neden bir kitap çıkarmak istediniz?

Bir kitap daha çıkarttım aslında oda ‘’ŞİFA NİYETİNE’’ yani iki kitabım var. Kitap başka bir dünya bu seferde kitaplarda harflerde buluşmak çok keyifli geldi. Birikimlerinizi de yazma ihtiyacı kendiliğinden doğuyor böyle olunca da iki kitap çıktı.

Kitabınızda; aşk, evlilik, aldatma, boşanma, üvey anne, üvey baba, kayınvalideler, çocuk rekabeti, kadınların çekindiği ‘öteki kadın’ adı altında kısaca hayata ve ilişkilere dair her şeye dokunan yazılarınız vardı ve bu bölüm okuyucular tarafından büyük ilgi gördü. Kadın- erkek ilişkileri hakkındaki görüşünüz nedir? Biz iki farklı cins ne kadar farklıyız ve neler beklemeliyiz birbirimizden?

Biz iki cins farklıyız, iyi ki farklıyız! O farklılıklar bizi bir arada tutuyor. Önemli olan farklılıkların farkına varabilmek ve hayatınıza güzel bağlamaktır. Erkek, erkek olmayı böyle hissetmeyi istiyor ama bu kaba kuvvetten bahsetmiyorum ya da benmerkezci olmasından da bahsetmiyorum. Yani erkeğin kodlarını çözerseniz idare etmek çok zor olmamalı diye düşünüyorum.

Geri dönüşleri nasıl oldu kitabın?

Gayet güzel oldu. İnsanlarla kitapta da buluşmayı çok sevdiler, defalarca fotoğraf çekip bana gönderdiler. Kitapta buluşmak başka bir şey canlı yayında sohbet muhabbet ediyorsunuz ama kelime kelime size okuyup orda buluşmak gerçekten farklı bir haz. Kitap fuarına gittiğimde aldım bende onu ‘’Tüyap’’ kitap fuarında efsaneydi mesela imza günümüz gerçekten imzalamaktan ellerim yoruldu ama gurur ve keyif olarak geri döndü bu olay.

Her şeyden önemlisi bir anne olarak aldığınız sorumluluklar arasında neler var?

Hayat hayatın kendisi anne olarak bir sorumluluk alıyorsunuz ama bu bir yere kadar. Onun sağlıklı olması, ruh sağlığı ve beden sağlığı iyi olması mutlu bir çocuk olarak yetişmesi en güzel şeydir. Sonra ise onu hayata hazırlamak ama bırakmak gerekir. En büyük problemi anneler çocuklarını bırakamamakta yaşıyorlar. Uzun lafın kısası iyi bir insan olarak yetiştirmek lazım!

"ÇOCUKLARINIZI SEVİN, ÖPÜN, KOKLAYIN"

Annelere ya da anne adaylarına neler önerirsiniz?

Evladınızı doğurduysanız ona bakmakla büyütmekle yükümlüsünüz. O yüzden önce doğru babayı seçerek başlamalısınız anneliğe; eğer sizi döven bir adamdan çocuk yapıyorsanız bir gün o çocuğu da dövebilir. Ne olur kendi hayatınızın sıkıntılarını çocuğunuza yansıtmayın. Çocuğun en büyük ihtiyacı annenin ona dokunması sevip öpüp koklaması. Onun her zaman yanında olduğunu bilmesi ve lütfen milletine sevgili saygılı tarihini bilen iyi insanlar yetiştirin.

Geçirdiğiniz bir gününüzün olmazsa olmazı nedir?

Şu anda oğlum! Oğlumsuz uyanmıyorum, beş aydır bu muhteşem bir şey. Hamilelikten sonra geçen süreçte hayatımın değiştiğini hissediyorum o yokken ne yapıyormuşum diye düşünüyorum. En büyük olmazsa olmazım oğlum ve tabiî ki işimdir.

Nasıl bir projenin içinde asla bulunmazsınız?

Yalan dolanın olduğu bir projede kurgunun olduğu projede asla bulunmak istemem.

Yakın gelecekte ne tür projelerle bizimle olacaksınız?

İyi ve kaliteli olan her işte varım Elif. Hayat ne getirirse onu yaşamaya hazırım.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Bu güzel röportaj için sana teşekkür ederim Elif, çok tatlısın, başarılar seninle olsun. Okuyuculara ve tüm sevenlerime sağlıklı mutlu bir yaşam diliyorum. Herkese teşekkür ederim.

BURCU: Yengeç

En sevdiği huyu: Çabuk unutmam 

En sevmediği huyu: Çabuk unutmam

Uğurlu sayısı: 7

Uğurlu gün: Her gün

En sevdiği renk: Siyah

En sevdiğiniz çizgi film: Redkit

En sevdiği söz: Hayat bir gün, oda bugün! Hayatı iyi yaşayın. 

Söyleşi: Elif Günay