LİBYA KAYNIYOR

Sarkozy döneminde NATO’yu beklemeden Libya’yı bombalayan, Kaddafi’yi katleden Fransa, Libya’dan da, Libya’nın “tatlı” petrollerinden de vazgeçemiyor. Bu uğurda ABD’nin Libya Büyükelçisi’ni öldürmeyi bİle göze alan Fransa’nın son şansı Hafter. Fransa, Libya’ya ilişkin hedeflerine Hafter üzerinden ulaşmak istiyor.

ABD, Libya’da Rusya’yı taklit ediyor. Rusya’nın, Azerbaycan ordusunun Ermenistan’ı ezmesine izin vermesi gibi, ABD de, Türkiye’nin Hafter güçlerini tepelemesini görmezden geliyor. 

Libya ordusundan yediği darbeyle köşeye sıkışan Hafter de soluğu Paris’te alıyordu, ama Macron, silah ve mühimmat desteğinde eskisi kadar cömert olamayacak. Çünkü 23 Ekim’de taraflar arasında imzalanan ateşkes anlaşması yabancı asker ve silahların ülkeye girişini kesinlikle yasaklıyor.

Peki, ya Türk gemileri ve kargo uçakları nasıl yardım götürebiliyorlar?

Libya’da sular ısınıyor. Sirte-Cufra ekseninde bir dizi hareketlilik yaşanıyor, yığınaklar yapılıyor. Türk kargo gemileri, denizden savaş gemilerimiz, havadan da savaş uçaklarımızın korumasında Misrata limanına ulaştılar. Libya’ya insani yardım götüren gemimize baskın düzenleyerek enerjilerini tüketen Almanlar, oyuna geldiklerini çok geç farkettiler. Son zamanlarda ABD ile yürümeye karar veren Almanya, biraz da Macron’un ekmeğine yağ sürmüş olmamak için, savaş gemileri ve savaş uçakları korumasındaki 5 gemimizi görmezden geldiler. Kurulan hava köprüsü üzerinden de A-400’ler, Vattiye Hava Üssü’ne sürekli birşeyler taşıdılar. 

Libya’dan yansıyan haberlere göre Hafter, AB’nin Türkiye’ye yaptırımlar uygulamaya hazırlanmasından yararlanmak isteyen Macron’un dolduruşuna gelmiş ve yeni maceralar peşinde koşmaya başlamıştı. 

Türkiye, Fransa’nın Hafter’i kullanarak Libya’da bazı operasyonlar yapmaya hazırlandığını haber almıştı. Libya ordusuna göndermek üzere yüklenen malzemelerin Akdeniz’de baskına uğrayacağını tahmin ettiğinden, Libya halkına insani yardım götürmek üzere hazırlanan kargo gemisi, “mayın eşeği” olarak önceden gönderilmişti. Almanlar da Libya önlerinde baskın düzenledikleri gemide yiyecek ve giyecek dışında hiçbir şey bulamamışlardı. 

6 Aralık günü, 5 Türk gemisinin Libya karasularına girmesi üzerine telaşa kapılan Hafter ateşkes anlaşmasını iptal etmiş ve darbeci Hafter güçleri (LNA) Libya’nın güneyindeki Ubari/Cerbe’deki Libya ordusuna (GNA) ait Tindi askeri karargahına saldırdılar. Yaşanan çatışma sonrasında Hafter’in paralı askerleri çekilmek zorunda kaldılar. 

Paniğe kapılan Hafter önce Mısır’a sonra da Fransa’ya uçtu. Mısır Televizyonu Hafter’in Fransa’ya gittiğini ana haber olarak duyururken, Hafter’in sosyal medya kanalından yapılan açıklama ile haber yalanlandı. 

Hafter’e bağlı milisleri Mavruk Saban yönetiyor. Hafter’in Mısır ve Fransa ziyaretlerinden sonra bölgeye çok sayıda paralı asker gönderdiğine ilişkin haberler geliyor. Karabağ’daki maden ocaklarını koruyamayan MİNSK Grubu üyesi Fransa, şimdi Türiye’yi Libya’da sıkıştırarak intikam almaya çalışıyor. Sirte-Cufra Operasyon Odası Sözcüsü Tümg. Abdülali Dara, Hafter milislerinin Libya ordusuna ait Ali Kinne karargahına saldırdıklarını fakat geri püskürtüldükelrini duyurdu.

Libya resmi ordusuna (GNA) bağlı Ubari Operasyon Yetkilisi Mehdi Ebu Hinne, saldırıların Seba kentinden geldiğini ve saldırganların Ubari’ye bağlı Cerbe bölgesinde konuşlandıklarını, karargahın teslim olmasını istediklerini söyledi. Ebu Hinne teklifi reddettiklerini ve gelebilecek her türlü saldırıya karşılık verebilecek güçte olduklarını duyurdu. 

Mays ayında Başkent Trablus çevresindeki darbeci Hafter güçleri temizlenmişti. Şimdiki hareketlenmenin arkasında Fransa’nın olduğu söyleniyor. Fransa hem AB zirvesinden, hem de Libya çöllerinden Türkiye’yi hedef alan saldırılara destek veriyor. 

Libya’nın en büyük petrol alanı olan Şerara, Başkent Trablus’un 1.000 km güneyinde bulunan ve nüfusunun çoğunluğunu Tuareglerin oluşturduğu Ubari’nin sınırları içinde. Ubari henüz Hafter güçlerinin işgalinde.

TÜRKİYE İLE FRANSA’NIN FARKI 

Milislerinin Libya ordusundan yediği darbe sonrasında Paris’e uçan Hafter’in Macron’dan, Macron’un da Hafter’den neler beklediği merak ediliyor. 

Sarkozy döneminde NATO’yu beklemeden Libya’yı bombalayan, Kaddafi’yi katleden Fransa, Libya’dan da, Libya’nın “tatlı” petrollerinden de vazgeçemiyor. Bu uğurda ABD’nin Libya Büyükelçisi’ni öldürmeyi bİle göze alan Fransa’nın son şansı Hafter. Fransa, Libya’ya ilişkin hedeflerine Hafter üzerinden ulaşmak istiyor. 

Fransa’nın da, Macron’un da Libya halkını mutlu etmek gibi bir kaygıları yok. Libya halkı bir kurtarıcı olarak karşıladığı ABD’nin de çok başka şeyler peşinde olduğunu yaşadığı acılarla anladı. Şimdilerde Libya halkı, Batılıların “Kıvırcık Kafa” dedikleri Kaddafi’yi büyük bir özlemle arıyorlar. Kaddafi’nin, Libyalı gençlere bol keseden dağıttığı ev kurma, araba alma, eğitim kredileri artık bir hayal oldu. 

“Libya’da ne işimiz var?” diyenlere sormak isteriz, “Bugün küresel çapta büyük ihaleler alabilen müteahhitlerimiz ilk mesleki deneyimlerini nerede kazandılar, ilk paralarını nerede kazandılar?” 

Yine sormak isteriz; Cumhuriyet tarihimizin en önemli şahlanışı olan Kıbrıs Barış Harekatı’nda bütün ülkeler, ABD’nin yönlendirmesiyle, ülkemize ambargo uygularken, bütün varlığı ile Türkiye’ye destek veren “Kıvırcık Kafa” değil miydi? Rahmet ve saygıyla anmamız gerekmez mi? 

Bir sorumuz daha var, “Libya’da ne işimiz var?” diyenlere: “Her dört Libyalıdan birinin Türk olduğunu, Libya’nın ilk kralının, şimdi başbakanının bir Türk olduğunu biliyor musunuz? 

Kaddafi’nin, hayatını “Çöl Kaplanı” adıyla filme aldırdığı Libya’nın milli kahramanı Ömer Muhtar’ın Libya’ya gizlice giden Gazi Mustafa Kemal’in emrinde çalıştığını, “Gazi”nin sol gözünü Libya çöllerinde yitirdiğinden haberiniz var mı? 

Ülkesi İtalyanlar tarafından işgal edildiğinde Türkiye’ye sığınan Şeyh Sunisi’nin Anadolu’yu köy köy dolaşarak Kuruluş Savaşı’mıza destek olduğunu okudunuz mu bir yerlerde?

Hafter yanlısı Krama etwatan kanalı Türk Lider Usame Javili’nin Hamedan’ın güneyinden hareket ettiğini duyuruyordu. “Türk Lider Usame” adı sizi şaşırtmasın, Usama Türk soylu bir Libya vatandaşı. Usame Javili Libya derin devletinin en saygın temsilcilerinden biridir; Salih Vali ile birlikte ülkenin geleceğini planlamaktadırlar. 

 Libya’da her 4 kişiden biri Türk kökenlidir. Yaşaması zor bir mahrumiyet bölgesi olduğundan, Osmanlı İmparatorluğu döneminde sürgün yeri sayılıyordu; “Fizan’a sürülmek” sözü o günlerde dilimize dolanıp kalmış. 

“ONLARIN VIZILTISINI DUYDUĞUNUZDA BİTTİNİZ DEMEKTİR”

Başı sıkışınca Paris’e koşan Hafter’in Macron’dan hangi konularda nasıl bir destek aldığını LNA’nın yapacağı ataklardan anlayacağız. Fakat Hafter İHA ve SİHA’larımızın militanlarının enselerinde olacağını unutmasınlar. Karabağ’da canını zor kurtaran bir Ermeni askerin SİHA’larımız konusundaki deneyimini aktaralım: “Onların vızıltısını duyduğunuzda bittiniz demektir”.

Hafter’in ve paralı askerlerin dikkatlerine sunmak istedik. 

HAVELSAN’IN MESAJI

Hepimizin karantinada olduğu ve aşı konusuna odaklandığı 6 Aralık günü HAVELSAN bir mesaj paylaştı;  mesajda,“Köklerimizden aldığımız ilhamla yarınları dönüştürüyor, geleceğe imza atıyoruz. 8 Aralık’ı bekleyin” deniyordu. 

Bugün 8 Aralık; hayırlı haberler bekliyoruz.. 

ABD LİBYA SORUNUNUN NERESİNDE

Bu arada, “ABD Libya sorununun neresinde?” başlıklı bir parantez açalım. 

ABD'nin Libya Büyükelçisi Richard Norland da Ankara, Kahire, Moskova ve Libya'daki taraflarla çok sık görüşmeler yapıyor ve her görüşme sonrasında BM Suriye Özel Temsilcisi Stephan Williams'la da bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapıyor.  Norland her açıklamasında "ABD'nin hiçbir tarafa daha yakın durmadığını" özellikle vurguluyor. 

Norland, Hafter'in Trablus kuşatmasına devam ettiği dönemde, Mart ayında verdiği bir röportajda, kuşatmayı destekleyenler için şunları söylemişti:

"Radikal İslam'ın ve Trablus'taki militanların güç kazanmasından endişe ettiğini söyleyen ve Trablus kuşatması için bunu bahane gösterenler, aslında kuşatmanın tam tersi bir etki yarattığını görmüyor. Bu durum [kuşatma] hükümeti militanlara bağımlı hale getiriyor” demişti. Rusya'nın buradaki varlığını güçlendirmesi endişelerini artırdığını belirten Norland, bu durumun  savaşa müdahil olan Türkiye veya Mısır gibi ülkelerin de kendi savaş uçaklarını Libya'ya göndermesi gibi bir sonuç doğurabileceğini söylemişti..

Mayıs ayı sonunda da, ABD ordusunun Afrika'daki birlikleri, Rusya'nın savaş uçaklarını Libya'ya gönderdiğine ilişkin fotoğraf ve belgeleri kamuoyuyla paylaşmıştı. Anlaşılan ABD, Libya’da Rusya’yı taklit ediyor. Rusya’nın, Azerbaycan ordusunun Ermenistan’ı ezmesine izin vermesi gibi, ABD de, Türkiye’nin Hafter güçlerini tepelemesini görmezden geliyor. 

Libya ordusundan yediği darbeyle köşeye sıkışan Hafter de soluğu Paris’te alıyordu, ama Macron, silah ve mühimmat desteğinde eskisi kadar cömert olamayacak. Çünkü 23 Ekim’de taraflar arasında imzalanan ateşkes anlaşması yabancı asker ve silahların ülkeye girişini kesinlikle yasaklıyor. 

Peki, ya Türk gemileri ve kargo uçakları nasıl yardım götürebiliyorlar? 

El cevap: “Türkiye Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin resmi davetlisi olduğundan “ateşkes” anlaşmasının kapsamı dışında kalıyor. 

Libya’da sular kaynamaya devam ediyor.