23 Mayıs Pazartesi günü, Emekli Tümgeneral Daniş Karabelen Paşa’nın 33ncü ölüm yıldönümü münasebeti ile Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği’nin Lefkoşa’da tertiplediği Anma Törenine katıldım. 

Tören İstiklal Marşı ve saygı duruşu ile başladı. Ardından Karabelen Paşa’nın özgeçmişi ile Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) kuruluşundaki hizmetleri dile getirildi. 

Bilahare Karabelen Paşa’nın kızı Özcan Atamert Hanımefendinin babası ve TMT’nin kuruluş yılları ile ilgili anılarını zevkle dinledik. 

Malumları 1952’de Yunanistan Kıbrıs’ı ele geçirmek için EOKA adında bir terör örgütü kurmuş ve 1955 yılında Kıbrıs’ta anarşi ve terörü başlatmıştı. 

Kan gölüne dönen Ada’da soydaşlarımız; mallarını ve canlarını korumak ve Kıbrıs’a sahip çıkmak için amatörce teşkilatlanmaya başladılar. TC bu çabaları ve mukavemeti, etkili ve sürdürülebilir hale getirmek için TMT’nin teşkilini kararlaştırmıştı. 

TMT, Tümgeneral Daniş Karabelen Paşa’nın üstün ve isabetli gayretleri ile 1 Ağustos 1958 tarihinde kuruldu ve Kıbrıs’ta Rum vahşetine karşı parlak bir mücadele ortaya koydu. 

Kıbrıs’ta 1974 yılına kadar yokluk ve yoksulluk içinde 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar kahramanca direndi. Kıbrıs’ı Yunan ve Rum ikilisine asla teslim etmedi. 

Törende ben de TMT’nin bu muhteşem başarısını belirleyen bir konuşma yaptım. Bilahare KKTC’nin üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu TMT’nin efsane mücadelesini anlattı ve bugünkü sorunlara değindi. 

Tören mücahitlere, Derneğin hazırladığı madalyonların takdimi ile son buldu. 

Kıbrıs’ta soydaşlarımız büyük bir vefa ve kadirbilirlikle, Kıbrıs’a hizmet etmiş değerlerimizi, çeşitli vesilelerle anıyorlar. Başta TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Yılmaz Bora olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum. 

Bu tören münasebeti ile değerli dostlarımla, kahraman silah arkadaşlarım mücahitlerle görüştüm. Başta yıllardır Rumlarla müzakereleri yürüten Sayın Eroğlu dahil, herkes Rumlarla yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamayacağı konusunda adeta ittifak halinde. 

Ve işin ilginç yanı sanki Kıbrıs Barış Harekâtı’nı Rum-Yunan ikilisi kazanmış da, Rumların taleplerine karşı biz savunmada gibiyiz. 

Bu şartlarda yine ileri bir tarihe ertelenecek görüşmelerin yürütülme politikası kimsenin içine sinmiyor. 

Türkiye, PKK operasyonları ve siyasi gelişmeler tabii dikkatle izleniyor. Şehit haberleri büyük üzüntü kaynağı. 

Bu arada aylar önce Kıbrıs’a akıtılan Dragon Çayı da Beşparmak Dağlarında barajı doldurmuş. Ama daha bu önemli proje maalesef henüz hedefe ulaşmamış. Su boşa akıyor. Ne zaman tarlalara ulaşacağı konusunda kimsenin bilgisi de yok. 

Su akıyor ve biz sadece seyrediyoruz.