Günaydın dostlarım,

Konu yine ve her daim ATATÜRK...

Kurtuluş Savaşından yeni çıkılmış;

Daha İstanbul’u terketmemiş işgal kuvvetleri;

Daha beş ay olmuş İzmir’e Türk bayrağı dikileli.

Herkes nereden başlamak gerekir diye düşünürken;daha yönetim şekli ilan edilmemişken;

ATATÜRK 17 Şubat 1923'te İZMİR’de 

“İzmir Iktisat Kongresini”toplar.

Memleketin ekonomisini planlamaya ,iktisadi kalkınmaya acil ihtiyaç vardır çünkü.

Üretim planlanır ve devamında endüstriyel,tarımsal ataklar yapılır...

Dünyanın şaşkın bakışları arasında peşpeşe bir çok fabrika açılır ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ kendine her açıdan yeten şanslı-akıllı bir kaç ülkeden biri haline gelir...

Bu da DEVLETÇİLİK ve DEVRİMCİLİK İLKELERİNİN  açık gereğidir.

Lakin o fabrikaların,devlet kuruluşlarının,KİK’lerin,

KİT’lerin hiç biri yok artık.

Ya özelleştiler ve çoğu zaman elin oldular.

Ya da varlık fonuna aktarıldılar...

...

Şimdi de LAİKLİK VE İNKİLAPÇILIK İLKESİ’ne geçelim...

“Sarık ve cüppe ile muvaffak olmanın imkanı yoktur;Medeni bir Millet olduğumuzu Cihana ispat ettik...”

Mustafa Kemal ATATÜRK 

...

TÜRK TOPLIMUNU ÇAĞDAŞ UYGARLIK SEVİYESİNE ÇIKARMAK İÇİN MEDENİ KANUNU KABUL ETTİK...

17 şubat 1926,Mahmut Esat BOZKURT

...

Tarihde 18 Şubat 1935'de,

3 Aralık 1934'de çıkarılan;

“BAZI KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR KANUNA”EK DÜZENLEME GETİRİLEREK;

DİN adamlarının,

Meslek icra yerleri dışında cübbe,sarık vb.kıyafetler giyemeyeceği düzenlenmiştir...

...

Günümüzde CÜBBELİ Ahmet hoca ve benzeri isimler ve bilumum TARİKAT temsilcileri ,televizyonlarda dahil her yerde cirit atıyorlar;

Sokaklar rengarenk “GİYİLEMEYECEK”kıyafet giyen canlılarla dolu...

MÜLTECİ’lerde ayrı dekor kattı,bu hengameye ..

...

Geleceğimiz,bugünden daha güzel olsun.

Av.Tülay Bekar