Merhabalar dostlar!

14 Mayıs 1919 karanlık-vahşet dolu 

bir gündür tarihimizde.İtalyanlar

Kuşadası'na çıkarma yapar ve Selçuk İstasyonu’nu işgal ederler.Türk kadınları ve kızlarına zulüm yapar,zorla çalgı eşliğinde oynatırlar.”Keşke Yunan galip gelseydi”diyen zihniyete duyurulur.

...

14 Mayıs 1919’da,

İzmir Limanında bulunan İtilaf Devletleri Donanması Kumandanı Amiral Caltrop:

“Türk Ordusuna İzmir'in yunanlılar tarafından işgal edileceğini;direnmemelerini-silah teslim etmelerini”bildirir.

Padişah Vahdettin ve Damat Ferit’de direnmemelerini emretmişlerdir zaten İZMİR’deki kullarına.

İzmirli yurtseverler bunun üzerine gece 

mezarlıkta  toplanırlar;

“Reddi ilhak'ı”kabul ederler.

Haykırırlar :"İzmir'in Yunanlılara verilmesini kabul etmiyoruz;

Yedi devlet bir olup verse 

BİZ İzmir'i kurtarmak için çarpışacağız..."diye.

15  Mayıs 1919 daha da karanlıktır.

KARANLIKTIR lakin ,

"her şey bitti ???"denilen yerde;

 KAHRAMAN GAZATECİMİZİN- 

HASAN TAHSİN'imizin düşmana attığı tek kurşun ;

KURTULUŞ ÇIĞLIĞI OLMUŞ VE 

TÜRK MİLLETİNİ HAREKETE GEÇİRMİŞTİR...

TÜRK MİLLETİNİN KARANLIĞI olan 15 mayıs 1919 tarihi,güzel bir bahar günüdür İTİLAF DEVLETLERİ için.

Rum-Ermeni KIZLARI gelin gibi hazırlanır ve YUNAN ASKERLERİNİ ellerinde çiçekler ve yunan bayrakları ile beklemeye başlarlar...

15 mayıs 1919’da güzel İZMİR'ime basan düşman ayaklar;9 Eylül 1922'de 

GELDİĞİ GİBİ HEM DE ARKASINA BAKAMADAN DENİZE DÖKÜLECEKTİR!

ATATÜRK şöyle ifade eder KURTULUŞU:

“BÜTÜN CİHAN İŞİTSİN Kİ EFENDİLER!

ARTIK İZMİR HİÇBİR KİRLİ AYAĞIN BASAMAYACAĞI KUTSAL BİR TOPRAKTIR.”

...

Güzel İzmir'im-Cesur İzmir'im,

15 Mayıs 1919' da yunan askerlerinin işkenceleri altında zulme uğramaya başlar.

İlk Kurtuluş Savaşı  Şehidimiz olan 

Hasan Tahsin 31 yaşında,

Sorbonne Üniversitesinde okumuş,gazete çıkaran vatansever bir gençtir.

Ailesinden,gençliğinden,maddiyattan daha önemli olanın;

"Hür yaşamak,özgür olmak"olduğunu bilmektedir.

Vatanını savunmaya karar verir.

Rumların arasında yunan askerleri,

marşlar,eğlence eşliğinde Türkleri aşağılayarak ilerlemektedirler.

İzmir Konak Meydanında saat 11.00'i vurur.

Bir silah patlar;Rum Teğmen Yani atından aşağı  yuvarlanır.

İşte bu direniş ilk milli direniştir.

Bir grup gençle birlikte olan Hasan Tahsin kıyıya doğru koşmaya devam eder;Şaşkınlıklarını ve korkularını atan yunan askerleri makineli tüfeklerle ateş  ederler;

Hasan Tahsin ilk milli şehidimiz olur.

Yunan askerleri devamında

50 civarında Türkü kurşuna dizer ve 

Miralay Süleyman Fethi  Beyi’de süngülerle ağır yaralarlar. 

-İşgalcilerde İngiliz silahları ve teçhizatı vardır.

-İşgal edilenlerde ise silah yoktur.

-Hasan Tahsin'in silahı tutukluk yapan toplu tabancadır.

İzmir'im kan ağlamaya başlamıştır.

...

İZMİR KAN AĞLARKEN İSTANBUL'DA 

MUSTAFA KEMAL VE ARKADAŞLARI

"KURTULUŞ SAVAŞI" hazırlıklarını planlamaktadırlar.

15 mayıs 1919 tarihinde,

Mustafa Kemal Samsun'a geçmeden;

Padişah Vahdettin ile yıldız sarayında görüşür.

ATA'm Nutuk'ta bu tarih aralığını şöyle anlatır:

"Onlar  bu yetkiyi bana bilerek ve anlayarak vermediler...

O tarihte Genelkurmay'da bulunan ve maksadımı bir dereceye kadar sezmiş olan kimselerle görüştüm;müfettişlik görevini buldular.Yetki konusu ile ilgili emride  ben kendim yazdırdım.Hatta Harbiye Nazırı olan Şakir Paşa,bu talimatı okuduktan sonra imzalamaya çekinmiş;

mührünü anlaşılmaz bir biçimde basmıştır."

...

Padişah Vahdettin ve şürekasının

ATATÜRK’Ü 9.Ordu Müfettişliğine ataması;

-Paris Barış konferansı kararları ve 

Sevr Anlaşmasının uygulanmasını sağlamak;

-Anadolu'daki ayaklanmaları bastırmak;

-halkın ve ordunun silahsızlanmasını temin etmek amacıyladır.

Padişah Vahdettin anılarında o günleri şöyle anlatır:"Devlet tehlikede ve İstanbul sallantıda idi.Şahsen  müstakil bir siyasetim yoktu;ama kurtuluşumuz için babam Abdülmecit Han'dan miras aldığım;itilaf devletlerine yakınlık politikasını,İngilizlerin zıddına hareket etmemek ve Fransızlarla ,İngilizleri gücendirmemek şeklinde uyuşmacı bir siyaseti seçmiştim.Böylelikle anlaşma olmasa bile,hiç olmazsa husumetlerini ,şiddet ve nefretlerini azaltmaya çalışıyordum,..."

Ne zavallı bir çaresizlik!

-ATATÜRK:güneş ,aydınlık,cesur.

Padişah ve şürekası:karadelik,karanlık,korku...

-ATATÜRK’ÜN kurtuluş planı:

Topyekun silahlı direniş.

Padişah ve Şürekasının ise 

“düşmanın merhametine”sığınmak.

Mehmet Akif Ersoy seslendi bunları yazarken:

"Ben hür doğdum,hür yaşarım.

Hangi çılgın bana  zincir vuracakmış şaşarım."

Mustafa Kemal 15 mayıs 1919’da

Padişah Vahdettin ile görüşür.

Vahdettin yine ikna olmaz

ve MUSTAFA KEMAL Samsun hazırlıklarını yapmaya başlar...

KURTULUŞ GÜNEŞİ 19 MAYIS 1919'da

SAMSUNDAN DOĞACAK VE TÜM VATANA YAYILACAKTIR.

ÇÜNKÜ ATATÜRK SADECE UFKU DEĞİL;

UFKUN ÖTESİNDEKİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİDE GÖRMÜŞTÜR.

Av.Tülay Bekar