KUR’ÂNÎ MİLLİYET TELÂKKİSİ VE IRKÇILIK SAPMASI

Abone Ol

Dâima hayâtî ve hayâtî olduğu için de zor ve ağır konuları işleyip kısa zamanda klasikler arasına girmeye namzed eserler veren Yesevîzâde Alparslan Yasa, son kitabı ile başladığı çizgide ilerliyor.

16 X 24 santim ölçülerinde, birinci hamur kâğıda basılı 470 sayfalık eserin l. Fasıldaki mevzuu: ‘Kur’anî Milliyet Telakkisi’ Bu bölüm kitaba açılan kapıdır. Buradaki suâllerin cevapları, sâdece alt-fasıllarda değil, bütün kitaptadır. O suâllerden birkaçı şöyledir:

*Kur’ân-ı Kerîm İslâm bünyesinde, dîğer tâbirle İslâm cem’iyetinde Müslüman milletlerin farklı dil ve kısmen farklı kültürleriyle hüviyetlerini muhâfaza etmelerine müsâade ediyor mu, yoksa hepsinin Arapçadan başka dil konuşmamasını, tek potada tamâmen eriyip Araplaşmasını mı istiyor? Şâyed Müslümanların millî dillerini yaşatma hakkı varsa, bu hakkı, ibâdet dillerini (Kur’ân, namaz ve Ezân dâhil) bütünüyle millîleştirmeye kadar vardırmaları doğru olur mu?

*Müslüman milletlerin İslâm cem’iyetinde farklı topluluklar (“entite”ler) olarak yaşamalarına cevâz varsa dahi, Gayr-i Arap Müslümanlar Araplara üstün statü tanımak, onlara tâbî olmak mecbûriyetinde midirler? Kezâ, Kitâbullâh, Müslümanların hâricindeki muhtelif dînî topluluklarla dengi dengine münâsebetler kurulmasını, onların da siyâsî-ictimâî hayâta Müslümanlarla müsâvî hak ve mükellifeyetlerle iştirâk etmesini mi, yoksa daha mahdûd haklarla aşağı statüde tutulmalarını mı istiyor?

Bu suâllerin ve sonrakilerin cevapları, dâima Kur’ân-ı Kerîm âyetleriyle veriliyor: ‘Ey insanlar, Biz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışasız diye sizi milletlere ve kabîlelere ayırdık. Allâh katında en üstününüz, en müttekî olanınızdır. Şüphesiz Allah, herşyi bilen, her şeyden haberi olandır.