Yunus Emre’nin hayatı, mücadelesi, Tapduk Emre’nin Yunus Emre üzerindeki etkisi, Yunus’un yaşadığı dönemde Anadolu’nun durumu, Türkçe’nin gücü, Yunus’un millet için verdiği mücadele, Yunus’un mezarının nerede olabileceği gibi konularda söyleşi gerçekleştiren Yazar Naci YENGİN’in Yunus’un mezarını aramak gerekiyorsa Tapduk Emre’nin mezarının yanında aramak gerektiğini vurguladı.

Yunus’um vasiyet niteliğindeki “Ko beni yatayım şeyh eğiğinde/ Dönmezem şeyhimden/Ya ne döneyim” sözünde yola çıkarak Yunus Emre ve Tapduk Emre’nin nerede medfun olduğunu merak edenlerin dikkat etmeleri gereken en önemli hususun bu söz olduğunun altını çizen Yengin bu gerçekten yola çıkarak Yunus Emre ve Tapduk Emre’ye ait olduğu iddia edilen türbe, makam ve mezarları araştırdığını en son Kula Emre Köyünde bulunan Tapduk Emre Türbesi ve Yunus Emre’nin mezarının gerçeğe daha göründüğünü ifade etti.

Yunus Emre’nin çoğu zaman ifade edildiği gibi bir lokma bir hırka peşinde koşmadığını, her zaman milletin yanında olduğunu, Yunus Emre ile ilgili oluşturulan mevcut Yunus Emre imajının gerçek Yunus Emre’ye çok da uygun olmadığı üzerinde duran Yengin “Yunus Emre Moğol baskını, işgal ve yağmalarına karşı insanların milli ve moral değerlerini yükselten, her zaman Türkçe söyleyen, Anadolu’nun işgaline karşı direnen, görevi gereği Anadolu, Suriye, Kafkaslar, İran gibi toprakları dolaşan, ata bindiğinde Alp, attan indiğinde Eren olan bir kimlik, karaktere sahip Horasan Erenlerinin kimlik ve kişiliğine sahip birisidir. Türkiye’nin değişik yerlerinde ve Azerbaycan’da birçok mezar ya da makamlarının bulunmasının nedeni olarak gidip kalbine dokunduğu, yaralarını sardığı, bir süre kaldığı topraklarda onun adına makamlar oluşturulmasından ya da daha sonra Yunus’un takipçileri adına oluşturulan makam ya da mezarlardan kaynaklanmış olabileceğini” ifade etti.

Son yapılan araştırmalar ışığında Türk tarihinde eşik kültürü gerçeğinden de yola çıkarak Yunus Emre ve Tapduk Emre’nin Kula Emre Köyünde bulunan türbe ve mezarın köyün kuruluşu, Tapduk Emre’ye ait tekke ve hamam kalıntılarının halen varlığını koruyor olması, Ömer Emre, Aliğim Emre ve Şeyh Emre’nin farklı köylerde bulunan mezarları Kula Emre köyünde bulunan türbenin Tabduk ve Yunus Emre’ye ait olma ihtimallerini güçlendirmektedir.”

Yunus Emre’ya ait olduğu iddia edilen Eskişehir Sarıköy, Karaman gibi makamların gerçek Yunus Emre’ye ait olmasının mümkün olmadığını delilleriyle ortaya koyan tarihçi Naci YENGİN “Yunus Emre’nin İzinde” kitabında iddialarını delilleriyle ortaya koyduğunu, bundan böyle Kula Emre Köyünde bulunan Tabduk Emre ve Yunus Emre Türbesi ile ilgili araştırmaların devam edeceğini, konuyla ilgili bir doktora tezinin hazırlanmakta olduğunu açıkladı.

Yunus’un gönül insanı olduğu, inanç, mezhep, tarikat, görüş farkı gözetmeksizin herkese eşit bakan Yunus Emre sevgisini bütün insanlığa anlatmak gerektiği mesajı veridi. “Yetmiş iki millete aynı gözle bakmayan halka müderris olsa Hakka asidir”

Kaynak: Tarihistan Haber Merkezi