Doğa Harikası 

İNSUYU MAĞARASI

Tarihi Kültür Harikası

SAGALASSOS  ANTİK KENTİ

“Aşkların, ihtirasların ve imparatorların gözde şehri”

(Bir yerlerden hatırlar gibiyim.)

Doğduğum yer, Burdur…

Ne acıdır ki çok küçükken ayrıldığım bu canım şehrime yeniden gelmem çok yıllar almış.

Ama bu kadar modern, bu kadar caddeleri temiz, yemyeşil bir cennet olduğunu bilseydim herhalde daha çabuk gelmeye çalışırdım.

Aslında yola çıkışımız başka bir gün anlatacağım Salda Gölü içindi. Yine çadırlar kurduk onlarca… 

Salda’dan ayrılıp içinden geçerken çok değişik duygulara boğulduğum Burdur’a bakarken gözüm arkada kaldı. Modern köyler, ilçeleri kovalaya kovalaya önce İnsuyu Mağarası’na daldık. İnsuyu Mağarası Burdur’un 10 km güneydoğusunda. Mandra köyü sınırlarında yer almakta. En geniş yeri 80 m. olan mağaranın uzunluğu 597 m. Birbirine bağlı 9 alandan oluşmuş, içinde de, mağara tabanından geçen bir yeraltı suyu ile bağlı gölcükler vardır. Mağarada; karstik yapının zaman içinde erimesi ve aşınmasıyla mağara içinde sarkıt ve dikitler oluşmuş. Ayrıca çeşitli yönlere açılan girintili çıkıntılı dehlizler var. Araştırmalar devam etmekteymiş ve yeni galeriler bulunuyormuş.

Aslında kıymetini bilmediğimiz ne kadar zengin bir doğa harikası topraklar ve kültürler üzerindeyiz.

İnsuyu’nun serin havasını arkamızda bırakarak, rotamızı Isparta’ya çevirdik. Isparta’ya yaklaşık 40 km. uzaklıktaki yeşilin yüzlerce tonu içinde kaybolmuş evlerin turuncu çatılarına tanık olduğumuz Burdur’un Ağlasun ilçesini solumuzda bırakarak, bu kez kuzeydoğuya yönlendik. 7 km. de bulunan o nefesimizi kesen sütunlarını daha tepe çıkarken gördük. Heyecanımız antik kentin giriş kapısından itibaren doruktaydı. Herkes bir yerlere koşarak ipini koparmış gibiydi. Amaç, bu güzelliğe önce tanık olmak.

Antik Yunan’da Pisidya’nın başkentliğini yapmış Sagalassos… Kısmen ayakta kalan halin bile nutkumuzu kesti. 

Herkes Efes’e geldik sandı. Oysa Efes Antik Kenti’nden sonra ikinci en büyük antik kentmiş Sagalassos Antik Kenti… Yukarıda gürül gürül akan Antoninler Çeşmesi’nin önünde 3 bin 500 metrekarelik Agora’da kalakaldık. Agoranın 4 kenarında 4 büyük onursal sütun mevcut. Bunlar, bu agorayı yaptıran kentin soyluları tarafından inşa ettirilmiş. Bu yüksek tek sütunların-14 metrelik birer onursal sütun- kentin her yerinden görülmek üzere yapıldığı apaçık.

Hepimizin yüzüne şaşkınlık açıkça oturmuştu.

Kurulduğu dağ Batı Toros’ların bir parçası olan Ağlasun dağı, bana Hakkari’nin dağlarını anımsattı. İnceden bir size belli belirsiz, gözlerim ıslandı. Nasıl topraklardayız ne büyük bir miras içinde. Doğusundan batısına güneyinden kuzeyine…

Kıymetini bilemediğimiz dünya miraslarının göbeğinde bir yerlerde… kayboldum.

Dağın 1500 m. yükseklerde ki meyilli bir arazide kurulan kentin kalıntılarına ait kazılar 1990 yıllarında başlamış. Ama elin adamı Fransız gezgin P.Lucas 1706 yılında Sagalassos’u çoktan keşfetmiş. Şaşırmadım.

Bir çeşmeler yarışması içinde Sagalassos. Traian döneminin Ares, Hermes, Zeus, Athena, Herakles büstleri, dans eden kızlar frizlerinin yanı sıra Nike zafer tanrıçası, Dyonisos, Nemesis, Asklepios ve Kronis heykelleri Antik Dönem heykel sanatının enfes örnekleri karşımda duruyorlar. 

Türk ve yabancılardan oluşan bir ekiple 26 yılda yapılan çalışmalarla ortaya çıkmış 5 metre boyundaki İmparator Marcus Aurelius ve İmparator Hadrian heykelleri… 

İçinde bol miktarda havuz barındıran Roma Hamamı. 

Allaaah… bir kültür hazinesine düştük dostlar. Öyle böyle değil.

Hey gidi hey Antik Roma! Yarabbim zaman tünelinde nerelere gittim ben böyle. A-ha da şu hamamda şöyle mi yıkanıyorlardı yoksa böyle mi? Şakkudu şukkudu oynuyorlar mıydı? Dolmalar da getiriyorlar mıydı? Osmanlı Hamamı nda dolma var mıydı ki Roma Hamamı’nda olsun? 

Ah deli kız sahi Cağaloğlu Hamamıyla…zıttt bızzt karıştı devreler. Neyse devam edelim.

9000 kişilik tiyatrosu o yıllarda sanata verilen  önemi vurguluyor. En tepede. Çok iyi durumda ama daha kazıları devam ediyor. Dünyanın en yüksek rakımlı tiyatro ve özel kaya mezarlarını içinde barındırıyor.

Ahhh… Tiyatrodan hiç ayrılasım gelmedi. Yine bir yerlere gittim. “İnsanları  zaman tünelinden geçirmek istiyoruz” demiş kazı ekibi. Geçtim Geçtim…

Alkışları duydum. Gösterileri gördüm. Henüz tam ayağa kalkmamış taş  sahne de kendimi o yıllarda yaşamış, yan  omuzu açık giysilerle başımda defne dalı bile geçirmiş gördüm. Mimarlığımı mı yoksa kalemi mi  mi alkışlattım yarattığım kadrajda. 

Yoksa bir dansçı mıydım ? Hayal kurmak o coğrafyayla kendini özdeşleştirebilmek ne güzeldir. 

Sonra…Sanatı önemseyen o yıllarda doğmak vardı deyip, kös kös aşağı indim.

Sagalassos Arkeolojik Çalışmaları Projesinin asıl hedefi kentin çevresiyle ilişkisi, büyüyüşü ve çöküşünün araştırılmasıymış. Doğadan esinlenişi, doğayı nasıl değiştirdiği, yaşam biçimi,ekonomisi, sosyal yaşamı, ticari düzeni de tabii ki araştırma konuları içinde.

Keramolojik araştırmalar Sagalassos’un imparatorluk döneminde çok önemli bir çömlek üretim merkezi olduğunu vurgulamış. Cam ve mozayik kalıntılar var.Büyük İskender M.Ö.333 yılında feth ettikten sonra Roma’nın beş önemli seramik üretim merkezlerinden biriymiş.

Dedim ya sanata pek düşkünmüşler burada. Aynı bizim gibi. Kaynımda da var.

İmparatorluk döneminde Sagalassos, ilk iki yüzyılı boyunca, gerek şehrin alt yapısı ve süslemeler bulunan sikkelerle ne denli şaaşalı bir yaşam olduğunun ipuçlarını bize veriyor. Burada yapılan dallararası araştırmalar, yüzey taramaları, kazılar, restorasyon, arkeozoologlar çalışmaları dahil bize sadece kazı çalışmalarını değil daha fazla bilgiyi de ulaştırmakta…

Bize sürpriz yapıp UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde bulunan Sagalassos Antik Kenti’ne getiren rehberimiz Çetin Oğuz’a teşekkür ediyorum. 

Sagalassos konutları, hamamı, meydanı, seramik üretim merkezi, tiyatrosu, kütüphanesi, yüzlerce yıldır akan çeşmesi ve meclis binası gibi birçok yapısıyla adeta zamana meydan okuyor. Görmenizi önemle salık veririm.

Haberler; 

*Burdur’un Ağlasun ilçesindeki Sagalassos Antik Kenti’nde, soğuk hava deposu olarak da kullanıldığı tahmin edilen yaklaşık 2 bin 200 yıllık iki katlı ticaret binası bulundu. 08.10.2015

*Antik kenti gezen turistlerden Ali Yemenli, AA muhabirine, 10 yıl öncesine kadar turist rehberliği yaptığını ancak Sagalassos Antik Kenti’ni bir arkadaşının tavsiyesi sonrasında yeni öğrendiğini söyledi.Yaklaşık 40 yıl turizme hizmet etmiş birisi olarak eserler karşısında şaşkınlığını gizleyemediğini belirten Yemenli, “Bu yörenin çok iyi tanıtılması ve tur operatörlerinin buraya yönlendirilmesi lazım. Çünkü burada tüm dünya milletlerinin ilgisini çekecek bir dünya var” dedi. 

*Burdur Arkeoloji Müzesi’nde açılan ‘Çağlar Boyu Saat’ sergisinde yer alan saatlerden Sagalassos Antik Kenti’nde ortaya çıkarılan güneş saati büyük ilgi çekiyor. 

*Bina o kadar büyük ki kazılar 5 yıl sürebilir”  06.07.2015 

*Antik Kentte 2 Bin Yıllık Geç Roma Dönemi’ne ait 2 bin yıllık mutfak ortaya çıkarıldı. - Ağu 23, 2014