Merhaba Tansel Bey hoş geldiniz. Önümüzdeki günlerde işitme engellilere yönelik Bakırköy Belediyesi ile bir proje başlattığınızı öğrendik. Nasıl bir konser vereceksiniz?

Hoşbuldum sizler de hoş geldiniz Elif Hanım. Öncelikle geçtiğimiz hafta engelliler haftasıydı. Tüm engelli vatandaşlarımıza daha duyarlı daha imkanlı davranılması istiyorum. Klibimizin yayınlanmasından bir süre sonra işaret dili çevirmeni Aynur Karademir ile konuşarak işitme engelliler ile buluşmak istedim. Bakırköy'de de işitme engellilerin gittiği bir mekanda 20 işitme engelli ile bir araya gelip onlarla vakit geçirdim. O kadar çok etkilendim ki onlardan "ayağımıza kadar geldin bize değer verdin" demişlerdi. Aynur Hanım ile bunu paylaştığımızda o bize işaret dili kullanan çoğunluğun Bakırköy ve çevresinde çok olduğunu söyledi. Biz de böyle bir projeyi Bakırköy Belediyesi’ne sunduk. Sağ olsun Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu çok duyarlı davrandı ve bu projeyi destekledi. 12 -13 şarkılık bir konser olacak. Aynı anda LED ekranlarda işaret diline de çevrilecek. Ben de işaret dili öğreniyorum. Şarkıların belirli bölümlerinde işaret diliyle onlara sesleneceğim. Giriş konuşmamı da işaret dili ile yapmayı düşünüyorum. Herkesi de beklerim. 

 

Herkese örnek olması gereken bir davranış yürekten kutluyorum. Bu kadar projeden bahsetmişken projenin çıkış noktası olan, o çok konuşulan klibe değinmek istiyorum. İşaret dilinin kullanıldığı hatta İşitme ve Konuşma Engelliler Günü’nde yayınlandığını biliyorum. Klip nerde çekildi ve bu fikir nasıl oluştu?

Klibimizi yönetmenimiz Mehmet Köse ile beraber Zekeriyaköy'de çektik. Mehmet Köse ile klip için mekan ararken oluştu bu fikir. Anne ve babası işitme engelli olan ve bu uğurda kendini adamış Aynur Karademir ile bir araya gelince de fikir şekillenmiş oldu. Klibimizde işitme engelli arkadaşlarımız için işaret dili kullanmaya karar verdik. Kliple bu hikayeyi anlatırken işitme engelli arkadaşlarımız için şarkının ne anlattığını bilmelerini istedim. İşitme Engelliler Federasyonu’nda görevli olan Aynur Karademir klipte işaret dilini kullandı, tüm klibi çevirdi. Düz bir çevirme değil sanki solist gibi oldu. Hem hareketleriyle dikkati ellerine çekmek için  ellerini de kırmızı ve laciverte boyadık. Zonguldaklı  olduğum için  renkler daha bir içime sindi. :) (Zonguldakspor). İşitme engelli arkadaşlarımız için birşeyler yapabilmek de bizi daha çok mutlu etti.

 

"İşaret dilini öğrenmeye başladığımdan beri öyle bir hissiyat yaşıyorum ki, öncelikle her birinin çok zor bir dünyada olduklarını anlıyorum. Bazı şeylerin çevrilmediğini, derdini paylaşmanın ne kadar zor olduğunu gördüm" diyen Tansel Karaduman, "Hem konuşuyor olup hem de işaret dili öğrenmek de büyük bir sıkıntı çünkü beyin iki işi birden yapıyormuş gibi algılıyor. Bu gerçekten zor" şeklinde anlattı. 

 

 

Farklı sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?

Evet daha öncelerinde birçok sosyal sorumluluk projelerinde bulundum.

 

 

Aşkın Nur Yengi'den dinlediğimiz "Hesap Ver" şarkısına bir single yaptınız çok da beğenildi, bu single fikri nerden çıktı? Bir hikayesi var mı?

Hesap Ver'i yapmamın en büyük nedeni, bu şarkıyı yorumlarken çok keyif alıp çok sevmemdendir. Hesap Ver'in Şehrazat şarkısı olması da benim için çok önemliydi. Açıkçası ilk albümümün yapım aşamasında yapım şirketleri "Bir cover yapalım sana" diyordu. Ben de eğer bir cover yapacaksam, iyi bir cover olmalı" derdim ve uğuruna çok inandığım Hesap Ver'i seçtim. Şehrazat'tan bu şarkıyı aldıktan sonra kendi yorumumla hayat vermeye çalıştım. Avrupa Müzik’ten tek şarkılık single olarak çıktı. Hem normal hem de remiks versiyon olarak sevenlerime sundum. Mayıs ayında Yusuf Sağlamlar’ın aranjesi ile sunuldu. Ağustos ayında Mustafa Haybat aranjesi ile remiksi çıkmış oldu. 

 

Remiks çıkarmakta tereddüt ettiniz mi?

 

"Hesap Ver" Aşkın Nur Yengi’nin yorumuyla 25 yıla mal olmuş bir şarkı. Bu tür şarkıları yeniden yorumlamak gerçekten sıkıntıdır buna rağmen çok beğenildi. Kaldı ki “Hesap Ver” zaten yapı olarak da içinde uzun cümleler bulunduran bir şarkıdır. Bu tarz kulağa yer etmiş büyük eserlere de remiks yapmak başka bir durum. Remiksi de titizlikle tamamladık. Sağ olsun Mustafa Haybat güzel bir aranje yaptı. 

 

Şarkı geçtiğimiz sezonda"Kış Güneşi" dizisinde özel bir kliplendirme ile gösterildi.  Şükrü Özyıldız ve Aslı Enver'in baş rollerini paylaştığı bu diziyi halk çok seviyor, şarkı için gelen tepkiler de çok güzel. Siz nasıl buldunuz ve diziyi izliyor musunuz? 

 

Genel olarak çok dizi izleyen birisi değilim, dikkatimi çekerse bazen bakabiliyorum. Aslında şarkıyı Endemol'e verdiğimizde başka bir dizi konuşurken aniden Kış Güneşi dizisine uygun görüldü. Dizinin de önemli bir yerine denk gelince daha da keyifli oldu. Böylece şarkıyı ilk kez diziden dinlemiş oldu herkes. Kış Güneşi’nde yayınlandıktan bir hafta sonrada şarkı tüm dijital platformlarda yerini aldı. Dizideki  kurgunun bütünlüğüne şarkıyı çok yakıştırdım.  Günümüzde diziler çok büyük kitleler tarafından takip ediliyor. Bu yüzden de Hesap Ver'i dizide dinleyip bana ulaşan bir çok kişi oldu. Güzel geri dönüşler aldım. Takdir tabi ki tüm dinleyenlerin…

 

Siz 2014 yılında "Her Gece" adında bir albümle ilk kez karşımıza çıkmıştınız. Akustik ve enstrümantal bir albümdü. Albümden çok kısa söz eder misiniz?

 

Biraz daha fazla müzik düşünülerek ve ticari bir kaygı gözetmeksizin yapılan bir albümdü. Genco Arı ve güzel bir ekip ile albümü tamamladık. Albüm 8 yeni şarkı, 1 türkü ve 1 remiks olmak üzere 10 şarkıdan oluşmaktaydı. Albüme adını veren Her Gece'nin sözü ve müziği bana ait. Güzel ve keyifli bir süreçti. İçime sinen bir albüm çıkartmış oldum. 

 

Siz de albüm yerine single çıkarmayı destekleyen sanatçılardan mısınız?

 

Desteklemek değil tabi ki ama 10- 12 şarkı yapıyorsunuz bir albüm için kaçı sunuluyor en büyük mesele bu! Şarkıların çoğu kliplenemiyor ve birçok şarkı çöp oluyor diyebilirim. Çektiğimiz klipleri yayınlatma konusunda çok ciddi sıkıntılarımız da olduğu için harcanan paraların biz müzisyenler tarafından kolay karşılanmadığını düşünüyorum. Kısa aralıklarla single çıkarmak daha mantıklı artık günümüzde. Müzik sektörünün durumuda belli. Tabiki bu benim düşüncem.

 

Nasıl bir çocuktunuz?

 

Çok yaramaz. Aşırı yaramazmışım hatta Elif Hanım. Kova burcuyum biraz haraketliymişim. Ailem de o yüzden spora yöneltmiş beni, ayrıca halk oyunları gibi aktivitelere. Çok yaramazdım diyebilirim. 

 

Müzik hayatınız ne zaman başladı?

 

Müzik çocuk yaşlarımda ailemin içinde tanıştığım bir durumdu. Üniversite ile daha da içine çekti beni. Bodrum'da öğretmenliğe başladığım yılın tatil döneminde gelen teklif ile İstanbul'a yerleşerek profesyonel müzik hayatım başlamış oldu. 

 

Sanatçı olamasaydınız ne iş yapmak isterdiniz?

 

Öğretmenliğe devam ederdim. Hem çocukları çok seviyorum hem de sporu çok seviyorum. Ülkemizde bilinçli öğretmenlerin varlığına çok ihtiyacımız var. Ayrıca yemek yapmayı çok seviyorum. Belki de aşçı olurdum :)

 

Size desteği dokunan ünlü var mı?

 

Şarkıcı bazında hayır olmadı. Asım Ekren, Cengiz Özdemir, Hami Barutçu gibi üstatların olduğu bir orkestrada solistlik yaptım. Onlardan ve birçok müzisyen arkadaşımdan o kadar çok şey öğrendim ki sahne adabı, repertuar, şarkıcılık  vs… bunların hepsi benim için bir okuldu. Destek veren ünlü diyorsanız benim için ünlüler onlar.

 

Bir ünlüyle geçen ilk aklınıza gelen bir hikayeniz nedir desem ilk neyi anlatırsınız?

 

Benim unutamadığım bir anı Ferdi Özbeğen’le var. Kendisini rahmetle anıyorum vefat etmeden bir kaç ay önce de bir araya gelmiştik. Üç sene üç yaz üst üste Bodrum Torba'da bulunan Torba Sanat evinde sahne aldım. Orası Fedon'undan tutun Ferdi Özbeğen’e kadar aklınıza gelebilecek her sanatçının, oturduğu, denize girdiği, yemek yediği, keyif yaptığı bir yerdir. Sohbet ettiğimiz bir sırada Ferdi Özbeğen'in bana bir söylemi olmuştu hiç unutmuyorum; "Sesin çok güzel çok güzel şarkı söylüyorsun ama ben nasıl Ferdi Özbeğen oldum biliyor musun? Kendim oldum! Kendim gibi şarkı söyledim. Nasıl hissettiysem, nasıl içime sindiyse öyle yorumladım, bu da karşı tarafa geçti ve ben böyle isim yaptım. Sen her ne olursa olsun, Tansel ol! Kimseyi taklit etme, ve ben sana inanıyorum" dedi. Bu söz hala beni çok etkiler. En son doğum günüydü Fedon  ile kendisine ortak bir doğum günü kutlaması hazırladığımızda “Dilek Taşı” şarkısını birlikte söylemiştik. Nurlar içinde uyusun…

 

Müzik ile ilgili gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı? 

 

Yıllarca sahnede okuduğum en sevdiğim şarkılardan oluşan bir albüm yapmak istiyorum. Kimsenin tutmaz ya da olmaz diye müdahale etmeyeceği özgür bırakılacağım bir albüm çıkarmak istiyorum. Söylemekten aşırı mutlu olduğum, söz bütünlüğü ve hikayesi olan 8- 10 şarkılık bir albüm çıkarmak müzikle ilgili en güzel hayalim şu anda. 

 

 

Şarkıcılıkta benim için en önemli olan şey, okuduğunuz şarkı

sözlerini  anlayarak, sindirerek, hissederek orkestraya eşlik etmektir. Çıkacak o duygu dinleyenin yüreğine çarpmalı diye düşünüyorum.

 

 

Peki sahneler?

 

Gündemden dolayı yaptığımız iş çok zarar gördü. Bir de ülkede lüks tüketim  olarak yer alıyoruz. İnsanlar yemek yemek zorunda, evine gitmek zorunda, işlerini bitirmek zorunda ama insanlar bir mekana gidip  şarkı dinlemek zorunda değil. İnsanlar önce geçim derdindeler sonra eğlenmek geliyor, doğru da bir nevi. Onun için bizim sektörde çok düşüş oldu. Sahneler devam ediyor geçen hafta CKM Hayal Kahvesi’nde yine bir sahnemiz vardı. Önümüzde Bağdat Caddesi Leman Kültür sahnemiz var. Fakat sosyal sorumluluk projeleri kapsamında yapacağım konserler daha ön planda. Bu projeyi tüm Türkiye’de siyasi parti gözetmeksizin tüm  belediyelerle  yapmak istiyorum. Çünkü ben bunu kendim için değil, hastanede, postanede ya da birçok yerde sıkıntı çeken işitme engellilere dikkat çekmek, destek olmak için yapıyorum.

 

Yakın gelecekte ne tür projeleriniz var? 

 

Yakın gelecekteki ilk projemiz işitme engellilerle alakalı olacak. Onun haricinde tek şarkılık bir çalışma hazırlayacağım onu da 2017’nin ilk aylarında çıkarmak istiyorum. Hep bir hayalim vardı; 15 Şubat doğum günüm olduğu için bir projemi 14 Şubat Sevgililer Günü’nde çıkarmak istiyorum. Biraz da kendime hediye olsun diye. Şu ana kadar denk getiremedim, bu sene denk gelebilir bilinmez.

 

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

 

Çok şey söylemek istiyorum aslında müzik yapan, emek veren insanlara değer versinler. Her zaman söylüyorum bu klişe oldu ama beğenmeyebilirler, hoşlanmayabilirler ama dinlesinler. Neden hoşlanmadıklarına dair bir algıları olsun. Benim klibimde de aynı şey oldu. Çoğu yerde yayınlayamadım. Bizler müzik yapmazsak diğerleri yapmazsa radyolar ne yapacak? Tek istediğim; herkese ismi duyulmuş olsun ya da olmasın bu işe emek verip bir şeyler üretmiş insanları da dinlesinler. sunmazlarsa bilinmeniz duyulmanız çok zor.  Dinleyin ki, en azından eleştirebilin. Türkiye’de müzik bir yere gelirse ülkenin de vizyonu iyi yerlere gelir diye düşünüyorum. Size ve tüm Önce Vatan gazetesi ailesine teşekkür ederim Elif Hanım. Hoşça kalın…

 

 

Doğum Tarihi:15. 02. 1977

Burcu: Kova

Memleketi: Zonguldak

En sevdiği huyu: Misafirperver

En sevmediği huyu: Vicdan

Uğurlu sayısı: 4

Uğurlu günü: Cuma 

En sevdiği renk: Siyah

En sevdiği çizgi film: Tom & Jerry

En sevdiği söz: “Siyah akar Zonguldak’ın deresi, yüz karası değil, kömür karası; böyle kazanılır ekmek parası.”

 

 

 

 

 

Röportaj: Elif GÜNAY