M. KEMAL SALLI

Astana’dan yapılan açıklamalara göre, Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in kararıyla Kazakistan, 2017 yılından başlayarak, 2023 yılına kadar Latin Alfabesi’ne geçiyor. 

Kazakistan Cumhurbaşkanlığı resmi internet sayfasında yayınlanan “Oryantasyon: Geleceğin Manevi Canlanması” adlı makalesinde Nazarbayev, Kazakistan Hükümeti’ne, 2017 yılının sonuna kadar, Kazak Kiril alfabesinden Latin Alfabesi’ne geçiş grafiğini hazırlama talimatı verdi. Makalesinde, bu geçişin “siyasi nedenlere” bağlı olduğunu ve ülkede10.Yüzyıl’dan 20. Yüzyıl’a Arap alfabesinin kullanıldığını belirten Nazarbayev, 1929 yılında Latin alfabesine geçiş kararının alındığını, Kiril alfabesine ise 1940 yılında geçildiğini belirtiyor. Kazakistan coğrafyasında, Tamgalı Say kayalarındaki tamgalardan Altın Elbiseli Adam’ın çanağındaki Öntürk harflerine, Göktürk, Uygur, Arap harflerinden Kiril yazısına uzanan süreçte çok değişik alfabeler kullanılmıştır. Alaş Hareketi’nin önderi Alihan Bökeyhan’dan Nursultan Nazarbayev’e uzanan çağdaş Kazakistan’ı oluşturma mücadelesi ayrı bir yazının konusudur.

Kazakistan’ı 25 yıl gibi kısa bir zaman diliminde bir dünya markası yapmayı başaran Nursultan Nazarbayev’in, ülkesinin EXPO 2017 gibi küresel çapta bir enerji fuarına ev sahipliği yapacağı bir yılda, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelecek 5 milyon ziyaretçiyi Kıril Alfabesi tabelalarla karşılaması elbette düşünülemezdi. Ve bilge devlet adamı Nazarbayev, Latin Alfabesi’ne geçiş kararını açıkladı. 

Nazarbayev’in Latin Alfabesine geçme talimatı medyamız tarafından sürpriz bir kararmış gibi duyuruldu. Bilgi ve birikimiyle, engin devlet deneyimiyle uluslar arası arenada izlediği barış temelli politikalarla küresel çapta haklı bir saygınlık kazanmış olan Nazarbayev gibi bir toplum liderinin, alfabe değişikliği gibi çok önemli bir konuda ön hazırlığı olmayan sürpriz bir karar almış olması düşünülebilir mi? 

Nazarbayev’in Latin Alfabesi’ne geçiş kararı alırken, çok yönlü bir ekip çalışması yaptığı biliniyordu. Nazarbayev’in, Latin Alfabesi’ne geçme kararını, EXPO 2017 gibi uluslar arası bir etkinliğe ev sahipliği yaptığı dönemde açıklaması, bu radikal kararın arka planında çok kapsamlı bir hazırlık sürecinin yaşandığını göstermektedir. Nitekim, Nazarbayev’in Latin Alfabesi’ne geçiş kararını değerlendiren Rus Prof. Dr. Maksim Krongauz, Kazakistan’ın uzun zamandır Latin Alfabesi’ne geçmek için hazırlandığını belirterek şöyle diyor:

 “Bu uzun bir hikaye. Kazakistan’ın alfabeyi değiştirme sebebi dilden ziyade siyasi. Latin alfabesine geçmelerinin amacı diğer Türk dil gruplarıyla, daha da önemlisi Türkçe’ye yakınlaşmak. Bu da Rusya’dan ve Kiril Alfabesi’nden uzaklaşmak anlamına geliyor. (…) Bu gerçek manada zor bir iş, Kiril Alfabesi’ne göz alışkanlığı var, ayrıca bu çok masraflı bir süreç, herşey baştan yazılacak.” 

NAZARBAYEV, EXPO 2017’Yİ Mİ BEKLEDİ?

Kazakistan, EXPO 2017 etkinliğine ev sahipliği yapma hakkını elde edebilmek için, Türkiye, Rusya ve Belçika gibi uluslar arası fuar konusunda oldukça deneyimli rakiplerle kıran kırana mücadele etmişti. Kazakistan’ın EXPO 2017 başarısına gururla imza attığı günlerde, Nazarbayev’in Latin Alfabesi’ne geçiş kararını açıklayabileceği ciddi ciddi konuşulmuştu. 

10 Haziran-10 Eylül tarihleri arasında “Dünya Barış Başkenti” olarak anılmaya başlanan Astana’na gerçekleştirilecek EXPO 2017 fuarına çeşitli ülkelerden 5 milyondan fazla ziyaretçinin katılması bekleniyor. Fuar’ın konusu “Geleceğin Enerjisi” olduğu için, EXPO 2017 tahminlerin üzerinde bir ilgi görecek ve Kazakistan, bağımsızlığını kazandığı 1991’den bu yana en hareketli günlerini yaşayacaktır. 

EXPO 2017’yi ayrı bir yazımızda ayrıntılı olarak anlatacağız. Nazarbayev’in Latin Alfabesi’ne geçiş kararını açıklamak için EXPO 2017 etkiliğini bilinçli olarak seçmiş olabileceği konusundaki inancımızı savunabilmek adına bu uluslar arası etkilikle ilgili bazı rakamlar vermek istiyoruz. 

NAZARBAYEV TAKTİĞİ Mİ?

Başkent Astana, EXPO 2017 için 113 hektarlık bir uluslar arası fuar alanı kazanırken, 5 yıl gibi kısa bir zamanda önemli ölçüde büyümüş, genişlemiş olacak. Yapılan plana göre, 113 hektarın 25 hektarı fuar kompleksine, kalan alanı da park yeri, dış donatın ve EXPO 2017 Kenti’ne ayrılmış. Fuar dolayısıyla Astana’ya 100 ülkeden pek çok ünlü şirketin yanı sıra 5 milyondan fazla ziyaretçi gelecek. Büyük bir çoğunluğu Kazakistan’a ilk kez gelecek milyonlarca insanı Kiril Alfabesiyle yazılmış tabelalarla yönlendirmek mümkün olmayacağına göre, Kazakistan, fuar süresince baştan başa Latin harfli tabela ve afişlerle donatılmış olacak ve Kazakistan Latin Alfabesine fiilen geçmiş olacaktır. Duyurularda, “Kazakistan 2018’den başlayarak 2023 yılına kadar Latin Alfabesine geçecek” dense de, Kazakistan halkı, EXPO 2017 ile birlikte Latin Alfabesi’ni hayata geçirmiş olacak.  Buna da, “Nazarbayev taktiği” diyorlar.. 

NAZARBAYEV: BİR TÜRK BİLGESİ

Atayurdumuz Kazakistan’ın tarihini ayrıntılarıyla bilmediğimiz gibi, bağımsızlığını kazanmasından bu yana, Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev önderliğinde gerçekleştirdiği ekonomik ve siyasi başarıların ayrıntılarını da tam olarak bilemiyoruz. Nazarbayev’in, Kazakistan’da Yeşilırmak kıyısına diktirdiği ve kendi elleriyle açtığı Atatürk heykeli ile biz Anadolu Kazaklarına vermek istediği mesajın kodlarını da henüz çözebilmiş değiliz. Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in, Türk işadamlarının yatırım ve üretim yapmaları için Güney Kazakistan’da oluşturduğu Türk-Kazak Ortak Sanayi Bölgesi’nin her iki kardeş ülkeye ekonomik açıdan neler kazandırabileceğinin de farkında değiliz. Bütün bu nedenlerle de, Nazarbayev’in, yaşanan talihsiz bir uçak krizi yüzünden buzlanan Türkiye-Rusya ilişkilerinin  normalleştirilmesi konusunda gösterdiği olağanüstü çabalarının  ayrıntılarını da öğrenemedik ve gerektiği şekilde teşekkür edemedik. 

Rusya ile ilişkilerimizin donması nedeniyle, Suriye’den ülkemize yönelik terör saldırılarına karşılık veremez duruma düştüğümüz o kritik günlerde, saygınlığını kullanarak Rusya ile olan ilişkilerimizin normalleştirilmesini sağlayan Nursultan Nazarbayev’in bu konudaki çabalarını, “TEŞEKKÜRLER SAYIN NAZARBAYEV” (12-13 Temmuz 2016) başlıklı yazılarımızda ayrıntılarıyla anlatmıştık. Ulusal basınımız, iki ülkenin de saygı duyduğu Nazarbayev’in bu konudaki girişimlerinin ayrıntılarını, Önce VATAN’dan ancak 1 ay sonra haber yapabilmişti. 

Kazakistan’ın Nursultan Nazarbayev önderliğinde gerçekleştirdiği siyasi ve ekonomik başarıların 25 yıl gibi çok kısa bir zaman dilimine sığdırılması alkışlanacak, örnek alınacak bir başarı hikayesidir. Böylesine bir başarı hikayesi, bir milletin şahlanışını anlatıyorsa, o hikaye, Türk geleneklerine göre bir destandır. 

İşte Nazarbayev önderliğinde, 25 yıl gibi kısa bir zaman diliminde bir dünya markası olmayı başaran Kazakistan’ın başarılar zincirinden altın halkalar: 

1992 yılında BM Genel Kurulu 47’nci toplantısında Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev tarafından önerilen Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı, günümüzde tam teşekküllü bir uluslararası kuruluş sıfatıyla çalışmalarını sürdürmektedir.  

2010 yılında, Kazakistan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) Dönem Başkanlığı yaptı ve Devlet Başkanı N.Nazarbayev’in girişimiyle,  AGİT Zirvesi 1-2 Aralık 2010 tarihinde Astana’da gerçekleştirildi.   

Kazakistan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dönem Başkanlığı’nı 2011–2012 yıllarında büyük bir sorumluluk ve başarıyla yerine getirdi.  

2011 yılında Asya Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapan Kazakistan, uluslararası bir başarıya daha imza attı ve önerdiği “geleceğin enerjisi” konseptiyle pekçok adayın önüne geçerek, 2017 yılında EXPO-2017 dünya fuarına ev sahipliği yapma hakkını kazandı. 

Nazarbayev’in, Türk dili konuşan ülkeler devlet başkanlarının 2006 yılında gerçekleştirdikleri Antalya zirvesindeki önerisi ve çabalarıyla, 2009 yılında, Nahçıvan’da Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin (Türk Konseyi) kurulmasına ilişkin tarihi anlaşmayı imzaladılar. 

20-21 Ekim 2011 tarihlerinde Almatı’da gerçekleştirilen Türk Konseyi 1. Zirvesi’nde kardeş ülkelerin ekonomik, kültürel ve sosyal konularda köklü ve kalıcı bir işbirliğine zemin hazırlayacak birçok önemli kararlar alındı.  

Türkiye, Türk tarihinin ve kültürünün ortaya çıkarılması, kardeş ülkler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi konularında yaptığı çalışmalardan dolayı, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’i “Türk Dünyası’nın Aksakalı” olarak anmaktadır. Anadolu Kazaklarının, Nazarbayeve olan sevgi ve saygılarının bir ifadesi olarak, Ankara’da bir heykelini bulunmaktadır. Nazarbayev de, pekçok konuda örnek aldığı Atatürk’ün Kazakistan’tan’daki heykelini kendi elleriyle açmıştı. 

Türkiye ile Kazakistan; önemli küresel ve bölgesel sorunlarla ilgili hedefleri ortak, uluslararası kurumlar bünyesinde yaklaşımları aynı, ikili siyasi ve ekonomik ilişkileri hızla gelişmekte olan stratejik ortak devletlerdir. Nazarbayev’in 2009 yılında Türkiye’yi ziyareti sırasında, Kazakistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalanmıştır. 

Türkiye, Kazakistan’ın merkezi Asya’daki liderlik rolünü kabul etmekte ve bölgedeki önemli ortağı olarak görmektedir. Özellikle Kazakistan Cumhuriyeti ekonomisinin öncelikli alanlarına yatırım çekme hususunda Kazakistan ve Türkiye arasındaki ticari ve ekonomik işbirliği alanları gün geçtikçe gelişmektedir. 

İki kardeş ülkenin ilim ve eğitim alanlarındaki işbirliğinin en güzel örnekleri, Türkistan’daki Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Kazak-Türk Üniversitesi, Almatı’daki Süleyman Demirel Üniversitesi,  28 Kazak-Türk okuludur. Mayıs 2003 tarihinde, İstanbul’da, Nazarbayev’in Türkiye resmi ziyareti sırasında açılan Abay İlköğretim Okulu da çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir.. 

11 Ekim 2012 günü, Kazakistan Cumhurbaşkanı N.Nazarbayev ve Türkiye Başbakanı R.T. Erdoğan’ın katılımıyla, İstanbul’da,  Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi gerçekleştirileştirildi. 12 Ekim 2012’de İstanbul’da büyük iş forumu, Kazakistan Kültür Günleri gala konseri gerçekleştirildi  ve aynı günlerde  İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde“Altın Elbiseli Adam” sergisi açıldı. 

NAZARBAYEV, “HEDEF 2050” DİYORDU, AMA…

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan A. Nazarbayev’in 21. bağımsızlık yıldönümü dolayısıyla yaptığı “KAZAKİSTAN 2050 STRATEJİSİ- Kazakistan Halkına Sesleniş” başlıklı konuşmasından birkaç alıntı yapmak istiyoruz: 

“Ülkemizin geleceği ile ilgili önümüzde çok büyük görevler bulunmaktadır. Ve ben de başarılı olacağımızdan eminim.

 Ben son derece eminim ki, 2050 yılının Kazakistanlıları, eğitimli, üç dilde konuşan özgür insanlardan oluşan bir toplum olacaktır.

Ben eminim ki, 2050yılının Kazakistan’ı, ortak emeğin toplumu olacaktır. Bu, her şeyin insan için yapıldığı, güçlü ekonomisi olan bir devlettir. Orada, en iyi eğitim, en iyi sağlık hizmeti verimektedir. Orada, barış ve huzur hakimdir. Orada, vatandaşlar özgün ve eşit, iktidar ise adildir. Orada, yasaların üstünlüğü vardır.

…Unutmamalıyız ki, zamanın meydan okumalarına karşı uygun cevabı ancak kendi kültür kodumuz olan dilimizi, maneviyatımızı, geleneklerimizi ve değerlerimizi korumamız koşuluyla verebiliriz.

…Ve en nihayet ben gençlere sesleniyorum. Sizler bizim yarına ilişkin bütün ümitlerimizin sembolüsünüz. Bu gün, bizlerin yaptığı herşey, sizler için yapılmaktadır. Çoğunuz bağımsız Kazakistan’ımızın yaşındasınız. 2050 Yılına doğru ise bu programın gerçekleştirilmesine katılmış olgun vatandaşlar olacaksınız. Ülkenin daha sonraki yolunu sizler belirleyeceksiniz.

Bize nasip olmayan bağımsızlık ortamında sizler yetiştiniz. Sizin yeni, bağımsız düşünüşünüz, ülkemizi, bize bugün uzak ve erişilmez gibi görünen yeni hedeflere götürecek etkendir.

Ben bütün halkımı, bizim dimdik ayakta kalmamıza ve vatanımıza şerefli bir gelecek sağlanmasına yardımcı olacak gayret, çalışkanlık ve amacından şaşmama gibi ebedi vasıflarla donanmış olmaya çağırıyorum.

Ben sizlere inanıyorum. Ben yeni tarihi fırsatı kaçırmayacağımıza inanıyorum.

(…) Yeni başkentimiz Astana’yı kurduk. O, bizim simgemiz ve gururumuz olan, modern bir şehirdir. Dünyaya ülkemizin kapasitesini göstermek için başkentin potansiyelini kullanabildik. İşte bu nedenle, dünya kamuoyu Kazakistan’ı, «EXPO2017- Dünya Fuarı’nın Ev sahibi” olarak seçti. Astana olmasaydı, böyle bir seçim olmazdı. Böylesi bir onur herkese nasip olmaz. Yalnızca ülkemizin; eski Sovyet coğrafyasında AGİT’e başkanlık yapan ilk ülke olduğunu, bu kuruluşun zirvesine ev sahipliği yaptığını ve evrensel ölçekte bir etkinlik olan EXPO-2017’yi düzenleyecek olmasını söylemek yeterli olacaktır.”

Nazarbayev’in bu konuşmasındaki, “Ben son derece eminim ki, 2050 yılının Kazakistanlıları, eğitimli, üç dilde konuşan özgür insanlardan oluşan bir toplum olacaktır” vurgulaması dikkatinizi çekmiş olmalı. İşte Nazarbayev’in Latin Alfabesi’ne geçiş sinyalini verdiği konuşma bu konuşmasıydı. Biz, Önce VATAN olarak Nazarbayev’in bu “Ulusa Seslenişi”ni tam metin olarak yayınlamıştık. Nazarbayev, bu konuşmasında yalnızca Kazak gençliğine değil, tüm Türk Dünyası gençliğine sesleniyordu. 

Nazarbayev, kısa bir zaman diliminde bir dünya markası yapmayı başardığı Kazakistan’ın başarı ufuklarını Kiril Alfabesi’yle sınırlayamazdı. Ve kararını açıkladı: “Latin Alfabesi’ne geçiyoruz. Nazarbayev, Latin Alfabesi’ne geçme kararıyla, Kazak halkına yepyeni ufuklar açmış oldu. Hayırlı olmasını diliyoruz..