Sevgül Kayserilioğlu

Kırşehir Valiliği’nin bir kültür yayını olan 
Ahi Evran ve Ahilik - Doç. Dr. M. Fatih Köksal-ın ön sözünde der ki;

“İnsanla mekan arasında sanıldığından çok ileri bir yakınlık söz konusudur. Mekan insanı yoğurur, şekillendirir, insan mekana hükmettiğini sanır ama gerçekte mekanın insana olan hakimiyeti tartışma bile kabul etmez. Bir mekan (yer) ilmi olan coğrafyayla tarih arasında da böylesi büyülü bir ilişki vardır.”

Bir iç mimar olarak tarihi evlerin geçmiş yaşamlarla olan ilişkisinin ipuçları konusunda ben de buna inanmışımdır. Mekanlar insanları yoğurur. Sonra dışa çıkar, mahalleler, sonra şehirler… halka büyür bölgeler, ülkeler sizi şekillendirir.

Bu düşüncelerimin gerçekliğini bir kez daha işte bu yörede gördüm.

Buyrun gidelim. 

Nallıhan Kuş Cennetinin güneyinde bir yerlere geldik. Amerika’da Grand Kanyon halt etmiş. Tuz kil kalker öyle bir karışmış ve jeolojik bir sanat eseri ortaya çıkmış ki kanyonlar size büyülü dünyalara götürüp kelepçeliyor. Sanata zarar verir düşüncesiyle fotoğraf makinanız yetersiz diye kalakalıyorsunuz. Güzelliği gözlerinizde patlayan flaş gibi kamaşmakta.

Dediler ki Yunus Emre buralarda gezmiş yana yakara… Toprağın kızılı, küf rengi, gökyüşünün turkuazı, engebeli arazi yapısıyla bu coğrafya onu nasıl bir içsel yolculuğa götürdüğünü ancak içinde gezen anlar.

Mistik yolculukları ülkemizde deneyimlemenin derin hazzı içindeyim.

Kamp ateşimiz içimizi ısıtan neşeli sohbetlerle yanarken, buraya geliş amacımızın asıl Kando Off-Road yarışmalarının olduğunu anımsıyorum.

Rehberimiz Çetin Oğuz ve organizasyonumuzu gerçekleştiren İsmail Dursun Kaplan her türlü yardımlarını üç gün boyunca esirgemediler. Yeri gelmişken yardımlarına teşekkürler ederim.

Yunus Emre, şiirleri ile çoğumuzu ışık tutmuş ünlü ozan.   1240-1320 yılları olarak kabul edilen yaşamında, Haçlıların Anadoluyu harap ettiği Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu döneminde kişiliğini ortaya çıkardığı bir gerçektir. Düşünün ki;

İsyanlar, istilalar ve yerleşim derdi, çeşitli sosyal rahatsızlıklar,  iç huzursuzluklar… Anadolu, Haçlı seferleri, Moğol akınları, çeşitli isyanlar ve saltanat kavgaları ile kaynayan bir kazan hâlinde. Yunus Emre şiirlerini ve  manevî dünyasını şekillendiren yaşadığı bu devir, çok karışık ve insanların büyük acılar çektikleri bir dönem. Hayatını, fikirlerini ve çabalarını Anadoluda birlik ve beraberliğin kurulmasına harcamış. Onlara birlik olmanın önemini anlatmış. Daha gençlik yıllarında, bilinmez sebeplerin dertlerini içinde biriktirmeye başlayarak, yalnızlık dostu dertliler yoldaşı olmuş. Kimin derdi olsa ona gidiyor, derdini O'nunla paylaşmaktan garip bir zevk alıyor,  devamlı, Yaradan'a yalvararak dertlilerin derdine çareler arıyormuş. 

İşte Kando böyle bir bölge sanki yeniden doğuşun tablosu.


Tabii yarışmalar boyunca tüm katılımcılar ayrı bir duygu yoğunluğu içindeydiler. Çok zor parkurlarda yüreklerimiz hop etti. Bu kadar amatör bir yapılanmanın profesyonel sunumları içinde, vay be, bizim adı sanı olmayan ne güçlü gençlerimiz var dedirtti. (Ellerinden tutulması gereken cevherlerimizi farkedelim artık.) Onlar ki, dünya şampiyonu olabilecek kadar spora sevdalı gençler.

Yarışma 4 dalda yapıldı. Dağ bisikleti ve motocross yarışmalarında kronometreyle, etap içinde hata yapmadan en kısa zamanı yakalayan yarışçılar derece aldılar. Kazananlar için Ankara Zen Café’de ödül töreni düzenlendi. Ama benim için hepsi şampiyondu. Tüm katılımcıları yürekten kutluyorum.

İşte o başarı listesi;


Dağ Bisikleti dalında, 

1. Can Zerapcan 

2. Cihangir Bilgiç 

3. Özgür İlgen 

Motocross dalında, 

1. Selçuk Çankaya 

2. Ahmet Alperen Açıkgöz 

3. Oğuzhan Dalbay 

4X4 dalında, 

1. Serkan Uzunoğlu 

2. Hamdi Tekmen 

3. Özgür Dursun 

Fotoğraf Yarışması dalında, 

1. Mehmet Akif Sarıoğlu 

2. Can Zerapcan 

3. Selçuk Çankaya 

Organizasyonu yıllardır başarıyla gerçekleştiren Pangea Off-road Doğa ve Motor Sporları kurucularından İsmail Dursun Kaplan, yarışmalarla ilgili olarak;

“4X4 Yarışmasında ilginç bir kriter oluşturduk. Daha fazla yardımlaşan, teknik donanımları iyi kullanan, etaba hakim olan yarışçılar derece aldılar. Fotoğraf yarışmasında da aktiviteyi en iyi anlatan fotoğraflar derece aldı.” dedi.

KANDO ne demektir dedim? 

“KANDO, Japonca bir kelimedir. Ve iki farklı ifade için kullanılır. Birincisi; Özel bir kişi, olay veya yer için ilk hissedilen heyecanı her defasında aynı canlılıkla hissetmek demektir. Diğeri; Beklenmedik bir zamanda, çok değerli bir şeyle karşılaşan insanlarda oluşan derin bir tatmin ve yoğun heyecan duygusunu tanımlar. Aynı kökten gelen Japonca ve Türkçe bu kelime içinde çok benzer anlamlar sunarlar. Biz bu özel bölgeyi ifade ederken KANDO kelimesini kullanmayı tercih ettik.” 

KANDO nerededir dedim? 

Dedi ki;

“Nallıhan Kuş Cennetinin güneyinde ve çok az bilinen bir alandadır. Yunus Emre’nin çok bulunduğu, hatta rivayete göre bölgeden etkilenerek günümüze kadar uzanan yaşam, din, sosyal konum gibi sorgulamalarını başlattığı bölgedir. Jeologlara göre birkaç bin yıl sonrasının Kapadokya’sıdır.”

Bana da nazik bir yaklaşımla, “Onur Konuğu Ödülü” verdiler. Çok teşekkür ederim. Bu davete ve misafirliğe katılmaktan asıl ben onur duydum. 

Her zaman başarıya, yürüyelim arkadaşlar.

Fotoğraflar; İsmail Kaplan Dursun