Karaman’ın 50 kilometre kuzeyinde Karadağ'ın eteklerinde yer alan, genel olarak "Binbirkilise" olarak anılan Madenşehri, Değle ve Üçkuyu ören yerleri, zengin kültürel mirası ve bozulmamış doğal yapısıyla turizm açısından önemli bir potansiyeli barındırıyor.

Binlerce yıl birçok medeniyete ev sahipliği yapan Karadağ'ın yamaçlarında Hititlerden Osmanlı'ya onlarca medeniyetin izleri görülebiliyor.

Çok sayıda kilise ve manastırın bulunduğu bölge, bazı kaynaklarda Barata Antik Kenti olarak geçse de antik dönemdeki adı kesin olarak bilinmiyor. Günümüzde "Binbirkilise" olarak anılan bölgenin, geçmişte piskoposluk merkezi olduğu biliniyor.

Avrupa'dan Kudüs'e giden Hristiyan hacıların uğrayarak azizleri ziyaret ettiği bir yer olan bölge, geç antik dönemin de en önemli üç merkezi arasında gösteriliyor. Bölge, milattan sonra 4. ve 9. yüzyıllar arasında yapılmış onlarca kilise, manastır ve mezarlar ile inanç turizmi açısından zengin kültürel mirası barındırıyor.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdullah Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, milattan önce 10 bin yılına dayanan Karadağ'ın, tarihin her döneminde önemli ve kutsal bir alan olduğunu söyledi.

"Piramit anıt mezar" ortaya çıkarıldı

Bölgenin, birçok medeniye ev sahipliği yaptığına dikkati çeken Kılıç, Hitit, Roma, Erken Bizans, Selçuklu ve Osmanlı'dan izlerin görülebildiğini, Karadağ'ın her yerinde dini yapıların yanı sıra askeri ve sivil yapı kalıntılarına rastlamanın mümkün olduğunu bildirdi.

Bu yüzden bölgeye genel olarak "Binbirkilise" denildiğini anlatan Kılıç, şunları kaydetti:

"2015 yılında Karaman Müze Müdürlüğümüz başkanlığında Madenşehri, Değle ve Üçkuyu'da kurtarma kazısı ve temizleme çalışmaları yaptık. Birçok kilise belirgin olarak ortaya çıktı. Bu çalışmalarda Madenşehri'nde daha önce İç Anadolu bölgesinde görülmeyen 'piramit anıt mezar' ortaya çıkarıldı. Bunun bölgede yaşayan bir komutana ait olduğunu düşünüyoruz. Yanında da tapınak amaçlı kullanıldığı sanılan bir kalıntı var. O dönemde bu alanda dini törenlerin yapıldığı düşünülüyor."

Kılıç, Karadağ'ın önemli ticaret yollarının yakınında yer aldığına işaret ederek, yapıların büyük çoğunluğunun Helenistik ve Bizans dönemine ait olduğunu ve antik yollar üzerinde bulunan bir yer olduğu bilgisini verdi.

Kılıç, "Aynı zamanda burası bir piskoposluk merkezi. Buraya Hz. İsa'nın havarilerinden St. Paul'un da gelerek, vaazlar verdiği, çalışmalar yaptığı kabul ediliyor. Bölge, rahiplerin yetiştiği bir eğitim ve inanç merkezidir. Hristiyanlar için bir hac merkezi özelliği taşımaktadır. Adından da anlaşıldığı gibi yüzlerce dini yapı kalıntısı bulunuyor. Yer altında kurtarma ve temizleme kazılarıyla ortaya çıkarılmayı bekleyen binalar olduğunu düşünüyoruz. Yapılacak çalışmalarla birçok gizemin çözüleceğine inanıyorum." diye konuştu.

"İnsanlar doğaya zarar vermeden yaşamış"

Karadağ'daki yapıların kendine has mimari yapısı olduğunu, dışarıdan getirilmiş hiçbir malzemenin kullanılmadığını vurgulayan Kılıç, şöyle konuştu:

"Tarihin her döneminde burada yaşayan medeniyetler dağın nimetleriyle yetinmesini bilmişler. Her yapıda dağın taşını, kumunu kullanmışlar. Bu bugün bile böyle. Buradaki köylere baktığınızda evlerle tarihi kalıntıları birbiriyle karıştırabilirsiniz. Yerleşim yerleri kendine has, otantik durumda. Sanki tarih sayfasında yaşam devam ediyor gibi. İnsanlar doğaya zarar vermeden yaşamış. Dışarıdan bir etkilenme olmamış. Sorunları hep kendilerine has çözümlerle çözmüşler. Bu özellik bölgenin önemini bir kat daha arttırıyor. Karadağ, kültür ve inanç turizminin yanı sıra bozulmamış doğası, zengin florası, yılkı atları, yaban hayvanları ile doğa turizmi açısından da eşsiz bir yer."

Kılıç, Karadağ'ın tanıtımı ve turizmde hak ettiği değeri bulabilmesi için çalışmalar yapıldığının altını çizdi.

Mevlana Kalkınma Ajansı, KOP, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak projeler hazırlandığını aktaran Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bölgenin mastır planı hazırlanıyor. Çevre düzenlemesi, konaklama ve satış yerlerinin yapılması işleri devam ediyor. Bölge bir geçiş noktasındadır. Çatalhöyük'e çok yakın. Buradan Kapadokya'ya, Akdeniz'e geçebilirsiniz. Bu yüzden tur rehberlerinin ilgi alanında. Dinek köyü ile Üçkuyu arasındaki 13 kilometre yol, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı arasında yapılan anlaşma ile turizm yolu kapsamına alındı. Çok sayıda ziyaretçi almaktadır. Ancak bu ziyaretlerden yeteri kadar gelir elde edilemiyor. Bölge halkının turizm ile tanışması, ziyaretçilerin ihtiyaçlarının karşılanması için çalışmalar devam ediyor. Yeni yerler görmek, farklı heyecanlar yaşamak isteyen herkesi Karadağ'a davet ediyorum."