ZAMBAK KARABAY


Aramızda oluşan karşılıklı çekim gücü sonrası kadın ve sosyal projeler konusundaki sohbetlerimiz oldukça ilginçti. Gülay Karaoğlu ile ortak ilgi alanlarımız vardı. 

Son dönemlerde toplumda kadın ölümlerindeki artış beni olduğu kadar onu da derinden üzüyordu.

Kendisi, 2000 yılından beri cinsiyet ayrımcılığı ile ilgili mücadele ettiğini ve bu konuda projeleri olduğunu söylediğinde çok etkilenmiştim.

Özgür ruhlu, toplum aktivisti bu asil kadınla tekrar görüştüğümde, “Sağlıklı Kadınlar Sağlıklı Nesiller Yetiştirir” projesiyle eyleme geçmişti bile.

Geçmişte Dünya Bankası ile işbirliği içerisinde “Sosyal Riskin Azaltılması Projesi” ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünün ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının alt yapısının değiştirilmesine bilgisi ve emeği ile katkı sunmuştu.

Daha sonra Devlet Bakanlığında İstihdam Koordinatörlüğü sırasında, istihdam politikalarının

güçlü ve zayıf yönlerini hazırlayıp o zamanki Başbakanımız, Şimdiki Cumhurbaşkanımız Sn. Tayyip Erdoğan’a sunmuş, sokak çocukları konusunda yeni bir açılım için Türkiye genelinde bazı illerde araştırma yapmış, bu çalışmalar sonucu dört bakanlık doğrudan sokak çocuklarıyla ilgili eyleme geçirilmişti.

Özgürlükçü, güçlü, aktivist kadın Gülay Karaoğlu’nun yeni projesi’nin gerekçesini ve nedenlerini biz özgürlükçü, bilinçli, sağlıklı kadınlar adına sizlere sunmaktan büyük keyif alıyorum. Herkese saygı ve sevgilerimle...Z.K.

Gülay KARAOĞLU, Uluslararası Sosyal Kalkınma Projeler Danışmanı, Araştırmacı/Yazar, “Sağlıklı Kadınlar Sağlıklı Nesiller Yetiştirir” projesinin gerekçelerini sunuyor.

Geçmişle gelecek arasındaki bağlarımız, tarihimiz, doğamız, yaşadıklarımız ve ailemizdir. Geçmiş bizde hoş duygular uyandırırken var olan manevi duygularımızı da güçlendirir.

İnsanoğlu gelişen toplumların içinde topluma uyum sağlamaya çalışmış, dışlanmamaya ve toplumla iç içe olmaya özen göstermiştir. Bildiğimiz gibi aile bir toplumu ayakta tutan en büyük etkendir. Aile bireyleri arasındaki ilişkilerin güçlü olması, güçlü aile bağları toplumun gelişimi, bilim ve teknolojide çağdaş devletler seviyesine yükselmede ülke için bir avantaj oluşturmaktadır.

Sınırların daha yakınlaştığı, akıllı bilgi sistemleri içinde bilgilerin daha hızlı yayıldığı sosyal medya ortamlarında bireylerin gelişmesi daha kolaydır. Lakin bireysel gelişmelerde aile, okul, arkadaş, öğretmen, medya kişiyi bölgesel farklılıklara göre besler.

Toplumumuzda çağdaş gelişimde kadın yapısı nedeniyle öncelikli olarak payını almıştır.  Bunun sonucunda kendini bilen, evde çocuğuna bakan, dışarıda para kazanan, yeri geldiğinde kendi ekmeğini kazanan özgür kadınlar grubu oluşmuştur. Toplum ilerlerken "Özgür Kadınlar" biraz daha toplumun ilerisine geçmiş, Türkiye Aile Alt yapısı içinde yer alan toplum kuralları dışına çıkmıştır. Hatta dini kuralları da aşarak öz güveni yerinde kadınlar toplumu şekillendirmeye çalışmıştır.

Çocuğu yetiştiren kadındır. Erkeği ve kızı yetiştiren kadındır. O kadın kimi zaman özgürlük oürküleri içinde kızını ve oğlunu yetiştirirken fark etmeden ailenin kültürel yapısı içinde kız ve erkek cinsiyet ayırımını da yapmıştır.

Ayrımcılık bazen aile büyüklerinin etkisiyle, kimi zaman babanın baskısıyla gelişmiştir. Kıza kız olduğu, erkek çocuğa da ataerkil erkek dünyasında egemen olacağı öğretilmiştir. 

"Erkeklik Gururu"...

Ve özgür kadınlar ileriye dönük gelişimin içinde yürürken, geride bıraktıkları hemcinsleri, eşleri onları anlamaya fırsat bulamamıştır. Erkek yapar, erkeğe bağırılmaz, erkeğin her türlü yobazlığı, saygısızlığı, erkekliği hak görülürken, kadının da kazanmaya başlamasıyla özgürlüğüne kavuşması, başını kaldırması ve erkeği uyarması erkeğin zoruna gitmeye başlamıştır. Yükselen ses tonları, karşılıklı kışkırtmalar geçişini ve öngörüsünü geliştirmemiş erkek bireyi üzerinde egoizme dönmüş, ve sonucunda erkeklik egosunu ölümüne kurtarmayı seçmiştir.

Karşılıklı konuşmayı, paylaşmayı bilmeyen toplumlardaki egoizmler, erkeği yetiştiren kadının yine toplumsal baskılardan kaynaklı "Erkek Adam" teorisi, toplumu iflas edecek noktaya getirmiştir.

Evet geçmişte kadınlar öldürülmüyordu. Erkeklerde ezildiklerini hissetmiyorlardı. Çünkü kadın başı önünde susuyor, evinin kadınlığını yapıyor, namaz kılıyor, erkek çocuklarını toplumun kuralına göre yetiştiriyordu.

Ya şimdi Devr_ i alemde devir değişti. Kadında çalışmaya başladı, o erkek kabalaştıkça kabalaştı. Kendi yerini kadının aldığını bilerek saldırganlaştı.....

Ya kadın ne yaptı, özgürleştikçe bağırdı, Özgür olmayı, ezilmemeyi, kendine söylenen en küçük itirazda bile "hayır" demeyi seçti.

Ekonomik ve sosyal zorluklar bunu destekledi. Kadın kendi bireyliğini özgür alanında korumak istedi. Bunu yaparken hatası, karşısındaki erkeğin egoizmi içinde yetiştiğini bilerek davranması gerekirken, daha anlayışlı, yumuşak, ikna kabiliyeti içinde davranması gerekirken, "Erkek gibi Erkeğe !!!!!!!! sesini yükseltti. Adam erkekliğinin onurunu korumak için elinde hangi silah varsa ona sarıldı.

Hatalarımız doğruları bulduğumuzda azalacaktır. Kadınlarımız ölmesin diye tepinirken, erkek çocuklarının yetiştirilmesindeki eksikliklerimize dönüp bir bakalım. 

Kişisel egoların tavan yaptığı, kimsenin kimse ile anlaşamadığı dünyamızda çocuklarımızı yetiştirirken birlikteliklerimizde, ayrılıklarımızda, evliliklerimizde çocuklarımıza yük olacak davranışlardan kaçınıp, kavgayla beslenen laflarda değil, güzelliklerde buluşmaya çalışalım.

Yetiştirdiklerimiz içinde "Erkek Egosunu" nasıl paylaşım ve anlaşmaya dönüştürebiliriz, yaşanılanlar sonrası vazgeçebileceklerimizden nasıl vazgeçebiliriz bunları hep birlikte öğrenelim. Dünyayı kötülüğün, karanlığın tohumlarına teslim etmek yerine, "KADINLARIMIZ ÖLDÜRÜLMESİN", 

"ERKEK ÇOCUKLARIMIZA CİNSİYET AYRIMCILIĞI YERİNE EŞİT İNSAN EŞİT HAKLAR", uzlaşmasında eğitim bilincini aşılayalım.

EY KADINLAR, hadi kendinize gelin bu dünyada hep birlikte kadına saygı duyan, aileyi koruyan erkek ordusu yetiştirelim. Babalar yanımızda mısınız?

Farklı noktalarda olsalar bile, sevmeler kadar ayrılıklarında olacağı bilinciyle erkeğin kadına kadının erkeğe saygı duyduğu ortamlarda, güzel aile birlikteliklerinde, aile sağlığına ve aile bütünleşmesine önem veren, bilinçli kadınlarla bilinçli erkekleri yetiştiren sağlıklı toplum ortamlarında buluşmak dileğiyle.