İSTANBUL

Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü Mustafa Kurt, yerli yazarları desteklemeye devam ettiklerini vurgulayarak, "Shakespeare'i alıp onlara geri götürmemizin anlamı yok. Biz dünyaya giderken yerli yazarlarımızı, onların eserlerini götürmemiz lazım. Kendi yazarımızı, oyuncumuzu, yönetmenimizi tanıtmamız gerekiyor. Bizim repertuvarımızda onların eserleri var ama Batı'nın repertuvarlarında da bizim eserlerimizi görmek istiyoruz." dedi.

Kurt, Zeytinburnu Belediyesi'nce gazeteci Bedir Acar yönetiminde düzenlenen "Sanatın Ustaları Konuşuyor" isimli söyleşi programının konuğu oldu.

Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki programda konuşan Kurt, okul yıllarında özel günlerde yapılan etkinliklerde görev alarak sahnelere alıştığını söyledi.

Mustafa Kurt, bir öğretmeninin vasıtasıyla konservatuvar sınavlarına başvurduğunu belirterek, 1984'ten 1988'e kadar konservatuvarda eğitim aldığını dile getirdi.

 "Tiyatro her zaman bir şehri heyecanlandırır"

O dönem konservatuvar ve bölge tiyatrosunun yetersizliğine değinen Kurt, "Müthiş yetenekli insanlarımız var, o dönemde de vardı ama konservatuvarı, tiyatro bölümünü, nasıl gireceğini bilmemesi, iş olanaklarının yetersiz oluşu belki de o yetenekli arkadaşlarımızı geride bıraktı. Şimdi ise pek çok konservatuvar ve oyunculuk bölümü var. İçinde dekor tasarımcısı, dramaturg, yazar, müzisyen yetiştiren okullar oldu. Türkiye'nin her yerinde tiyatro da yaygınlaştı." diye konuştu.

Kurt, DT'ye ilk adımını stajyer sanatçı olarak 1988'de Adana'da attığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"DT'nin yaklaşık 65 sahnesi var. Bunların 45'i aktif olarak kullanılıyor. Diğerleri turne yoluyla kullanılıyor. DT'de mezun arkadaşları istihdam etmek mümkün. Yeni bölgeler, yerleşik tiyatrolar ve sahneler açılması lazım. Türkiye'nin her yerine gidiyoruz, 12 yerleşik bölgemiz, 11 de turne sahnemiz var. Çok büyük illerimiz var, oralarda sahne var ama yerleşik değil. Kayseri, Samsun, Mersin, Edirne, Denizli, Mardin gibi şehirlerimize yerleşik tiyatrolar açılabilir. Önümüzdeki 5 yıllık program içerisinde DT'nin 7 bölge açma planı var. Tiyatro her zaman bir şehri değiştirir, dönüştürür, heyecanlandırır. Çünkü tiyatro hayatın içinde olan bir sanat. Öyle olduğunda ticarette, tarımda, sanayide para kazanabilirsiniz ama işin içinde mutlaka atbaşı giden bir kültür sanatın da olması gerekiyor."

"Yılda 2 milyon seyirci sayısı artırılabilir"

Ankara'daki 10 sahnede her akşam yaklaşık 5 bin seyirciyi ağırladıklarına işaret eden Mustafa Kurt, Türkiye genelinde ayda yaklaşık 700, yılda da 6 bin temsil yaptıklarını belirtti.

Mustafa Kurt, yıllık ortalama 2 milyon seyirci sayısının daha da yukarılara çekilebileceğini vurgulayarak, özellikle İstanbul'da her semte bir sahne açılabileceğini, bu konuda da yerel yönetimlere büyük görev düştüğünü aktardı.

DT'nin önceliklerine değinen Kurt, "Avrupa'da 500 yıllık oyunlar bugün hala geçerli. Dünyanın kabul ettiği, Shakespeare, Ibsen, Çehov, Moliere gibi çok değerli yazarlar var. Bu yazarları elbette DT de oynamalı. Bu klasik eserleri oynamazsak, bizim çocuklarımız dünya çocuklarıyla yarışamaz. Bunu DT yapmalı, işi o. Bununla ilgili sanatçı, teknik ve mali gücü var ama bunu yaparken de öz, milli ve yerli kültürümüzden kopmamamız lazım. Bizim utanacak, sıkılacak, sakınacak bir durumumuz yok. Shakespeare'i alıp onlara geri götürmemizin anlamı yok. Biz dünyaya giderken yerli yazarlarımızı, onların eserlerini götürmemiz lazım. Kendi yazarımızı, oyuncumuzu, yönetmenimizi tanıtmamız gerekiyor. Bizim repertuvarımızda onların eserleri var ama Batı'nın repertuvarlarında da bizim eserlerimizi görmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.

"DT'nin repertuvar havuzunda 4 binin üzerinde oyun var"

DT Genel Müdürü Mustafa Kurt, yerli yazarları desteklemeye devam ettiklerine dikkati çekerek, "Ülkemizde müthiş bir kültürel çeşitlilik, sandıklar dolusu da kültür sanat hazinemiz var. Sandığımızı açtığımızda çok güzel eserler yazılabilir. Yerli yazarlarımız, eserlerimiz olsun diyoruz, yazan yerli ama esere bakıyorsun Madame Bovary'yi anlatıyor. Bize ait, bizi anlatan işler çıksın istiyoruz." şeklinde konuştu.

Hem sahnede daha fazla yer açmak hem repertuvarı zenginleştirmek adına kadın yazarlar ve yönetmenler için farklı projeler geliştirdiklerine değinen Kurt, son dönemde dünyanın hassas olduğu göç ve mülteci temalı oyunlara da ayrıca önem gösterdiklerini anlattı.

Kurt, DT'nin repertuvar havuzunda her çeşit yazardan 4 binin üzerinde oyun olduğunun ve yazar ayrımı yapmanın doğru olmadığının altını çizerek, "Repertuvar yapılırken öfkeyle bir kesimi karşına almış oyunlardan çok haz etmiyorum. Ben tiyatro sanatını, işi yücelten işlerin olmasından yanayım. Bazen güzel bir eseri verdiğiniz biri işi heba ediyor. Oyun siyasi ya da başka bir alana çektiğinizde oyun olmaktan çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.