Korku kültüründe kendinizin değil, beklentileri karşıladığınız kadar bir kıymetiniz vardır. Başarılı olabilirsiniz ama kaygılısınızdır. Başarınızın tadını çıkartamıyorsunuzdur. Her an korku içindesinizdir.

Yardım sever olunması, sevilmeme korkusundandır

Çok çalışması, işini kaybetme korkusundandır

Sağlığına dikkat etmesi, hastalıktan korktuğu içindir

Makam mevki peşindedir; değersizlikten korkmakta, koltuğundan güç almaktadır

Fakirlikten korktuğu için daha fazla çalışmak, zengin olma isteği vardır.

Başarısızlık korkusundan, başarı peşindedir

Kaza korkusundan, otomobili yavaş ve dikkatli kullanmaktadır

Allah korkusundan ibadet etmekte, günah işlememeye dikkat etmektedir

Kurduğu ilişkiler yalnızlık korkusundandır

Siyaseti bir kimlik kazanmak ve koltuğu kaybetmeme korkusuyla yapıyor

Özetle korkunun temeli kendine olan güvensizliğidir. Kendisini eksik, hatalı buluyor özgüven sorunu yaşıyor. Bu durumun altında korku ortamında var olma sorunu yatmaktadır.

Korku kültüründe yetişmiş kişi için ceza, yasak, günah, ayıp gibi dış denetim vardır. O cezayı öderse ya da ödemeyi göze alırsa rahatlıkla sınırlarını aşabilir, günah işler, zararlı günah, ayıp  vb sorumsuz davranışlar sergileyebilir. “Allah’ım affetsin bir günah işledik, kimse görmemiştir başkaları ne der?” benzeri sözleri sık duyarız

Korku değil, sevgi kültüründe ise,

şartsız sevgi, ilgi, umursanma, kabul görme, değer görme, her anına tanık olunma, ait olma-birey olma dengesinin kurulduğu ortamda yetişen birey ruhen daha sağlıklıdır.    

Onun yaşamının her anında sevgi vardır, özgüven vardır ve kişi gelişim içindedir. Sınır ve sorumluluklarının bilincinde olan,  davranışlarını yasaklar, korkular değil, sınır ve sorumluluk bilincinin geliştiği iç denetimli yapı belirler.

O vicdanının sesini dinler, kendisine olan saygısı her şeyin üzerindedir ve o yakışmayanı sergilemez. Onun davranışlarına sevgi, saygı hakimdir.

Başarıyı etkili olmak için ister. O sevdiği işi severek yaptığı için verimi yüksektir.

Makam, mevki değerli olmak için değil, hizmet için araçtır. Makamından güç almaz, makamına güç verir. Hastalıktan korktuğu için değil, sağlıklı yaşamı hedeflediği için sağlığına dikkat eder. Sevilmek için değil, başkalarının yaşamına değer katmak için yardım eder. Davranışlarında Allah korkusu değil, Allah sevgisi etkilidir.

Yardımsever olmak, korku kültüründe kibar ve saygın olmanın aracıyken sevgi kültüründe halden anlama vardır.

Özetlersek:

Korku kültüründe ne kadar çok şeye sahip olsak da, en şatafatlı mekanlar, en lüks araçlar ve uçaklara sahip de olsak huzursuzluk, kaygı, kin öfke bizimledir.

Sevgi kültürü sayesinde yaşamın her anında huzurluyuzdur. Geçmişin pişmanlıkları, geleceğin kaygıları değil, anın farkındayızdır ve daha huzurluyuzdur.