RÖPORTAJ: Habib BABAR

Oyunculuk denilince gözlerinin içi gülüyor Ceren Aydın’ın… Onun oyunculuk aşkı 4 yaşında başlıyor. Aynanın karşısına geçip kah şarkı okuyor, kah rol yapıyordu… Ceren’in en büyük hayali büyüyünce iyi bir oyuncu olmaktı. Bunun için durmadan çalıştı, çalıştı ve yine çalıştı… Önce eğitimini tamamladı. 2 üniversiteyi birden bitirdi… Televizyon haberciliği yaptı. Ancak, onun oyunculuk sevdası ağır basıyordu, hayali olan oyunculukta zirveyi yakalamak istiyordu… TRT’nin bir döneme damgasını vuran ‘Şampiyon’ isimli dizisiyle setle tanıştı. Dizideki başarılı oyunculuğu ve güzelliğiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Ceren Aydın, artık yapımcıların dizi ve sinema filmleri için tercih ettiği isimler kervanına katılmıştı… Bugüne kadar birçok dizi ve sinema filminde rol alan başarılı oyuncuyla dününü, bugününü konuştuk. Haydi buyurun bu keyifli sohbetimize…

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben 25 Aralık 1993 Ankara’da dünyaya geldim. 4 yaşımdan sonra bütün çocukluğumu Antalya’nın Alanya İlçesi’nde geçirdim. İlkokul ve lise hayatımı Alanya’da tamamdım. Alanya’da büyümüş olmanın verdiği sıcakkanlılıkla ve samimiyet hayatım boyunca hep bana yardımcı olmuştur. Çocukluğumdan itibaren her zaman müzikle ve oyunculukla ilgilenmişimdir. Hayta çocukken sürekli elime tahta silgisi saç fırçası alıp dans eder taklitler yaparmışım. Dedem benim için bu kız büyüyünce ya oyuncu olacak ya şarkıcı dermiş.(Gülmeye başlıyor…)

ÖĞRENMEYE AÇ BİR İNSANIM

TAHMİNLERİ DOĞRU ÇIKMIŞ DEDENİZİN?

Aynen öyle oldu valla… Nitekim lise hayatına adım attığımda da her zaman değişim aktiviteler ve organizasyonlar yapardım. Mini skeçler, ufak tiyatro oyunları piyesler. Yani doğduğum andan itibaren sanatçı bir ruhla doğduğumu söyleyebilirim. Lise hayatım bitikten sonra ilk üniversitemi Muğla’da işletme okuyarak tamamladım lakin bu bana yetmeyecekti ve istediğim bölümü okumalıydım. İstanbul’a yerleştikten sonra Beykent üniversitesi televizyon haberciliği ve programcılığı bitirdim bir müddet televizyon kanallarında habercilik ile uğraştım fakat istediğimin bu da olmadığını fark ettim. Ben oynamalıydım sevdiğim işi yapmalıydım mezun olduktan bir süre sonra Osman Yağmurdereli sanat akademisinde Erman Koç  tarafından profesyonel oyunculuk eğitimi aldım ardından Derya Şen Erric morris teknikleri eğitimi aldım ve Derya Şen’le olan dostluğumuz hiçbir zaman zaman bitmedi, hep birlikte çalışmaya başladık. Öğrenmenin hiçbir zaman yaşı ve zamanının olmadığını düşünüyor ve hala öğrenmeye çok aç bir insanım.

OYUNCULUK UĞRUNA TELEVİZYON HABERCİLİĞİNİ BIRAKTINIZ YANİ?

Evet, bıraktım… Oyunculuk çocukluk aşkımdı. Mutlu olmak içinde hayaliyle büyüdüğüm işi yapmalıydım.

KAMERA KARŞISINDA DİZLERİM TİTREMEYE BAŞLADI

PEKİ İLK HANGİ FİLMLE KAMERA KARŞISINA GEÇTİNİZ?

Benim İlk projem TRT’de yayınlanan ve reyting rekorları kıran ‘Şampiyon’ dizisi oldu. Partnerlerim Tolgahan Sayışman ve Erkan Avcı’ydı. Kamera karşısına geçince çok heyecanlanmıştım. Dizlerim titriyordu adeta. Bu diziyle çocukluk hayalime kavuşmanın mutluluğu, heyecanıydı bu. İçimde artık adım atabildiği ve yeteneğimi daha da kamçılayacak işlerde olabilmenin haklı gururu vardı tabi ki. 

SONRA NELER OLDU?

Bu dizideki performansım yapımcıların dikkatini çekti. Bu dizinin hemen ardından ‘Yemin’isimli diziden teklif aldım. Daha sonra ‘ Id Human’ adında yönetmenliğini Osman Emre’nin yaptığı bilim kurgu yapımı bir festival filminde başrol olarak yer aldım. Vizyona çıkmasını sabırsızlıkla beklediğimiz çok güzel iki sinema filminde yer aldım ve son olarak Derya Şenin yapımı ve başrolü olduğu ‘Afetname ‘ isimli çok kaliteli ve iç ısıtan bir komedi yapımındaydım. 

KORKU FİLMLERİNDE OYNAMAYI SEVİYORUM

BUNDAN SONRAKİ HEDEFLERİNİZ NELERDİR?

Bundan sonraki oyunculuk adına hedefim her zaman kendimi daha da fazla geliştirebilecek rollerde yer almak. Mesela en çok istediğim bir korku filminde yer almak. Benim için değişik bir tecrübe olacağından eminim. Aynı zamanda kendimde bir korku-gerilim hastasıyımdır. (Kahkaha atmaya başlıyor…)

AŞK HAYATINIZ NE DURUMDA?

Aşk hayatıma dair şunu söyleyebilirim… Yanlış insanları seçmekte üstüme yoktur. Bu sebeple kendime uzun bir süre aşkı yasakladım. O nedenle ben işime aşığım. Böyle daha çok mutluyum açıkçası.Yani kalbim boş…Sadece işim ve işim var… 

SİNEMA SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR?

jean-luc Godard’ın da dediği gibi ‘fotoğraf gerçektir, sinema ise saniyede 24 kere gerçektir’ ve iyi bir filmin kusurları olması gerekir hayat günü insanlar gibi.

SİNEMAYI YEŞİLÇAM OYUNCULARIYLA SEVDİK

TV DİZİLERİ VE SİNEMA FİLMLERİNDE NEDEN YEŞLÇAM OYUNCULARI YOK SİZCE?

Bence Yeşilçam oyuncularına artık projelerde yer verilmemesinin sebebi popiler kültüre ayak uydurmaya çalışma ve risk almak istememek. Halbu ki unuttukları bir şey var… Onlar bizim hocalarımız. Biz film izlemeyi onların sayesinde sevdik ve bu yüzden hep geçmişe özlem duyuyoruz. Her birinizin bir ikonik Yeşilçam karakteri vardır. Mesela benim en çok sevdiğim Gülşen Bubikoğlu ve Nevra zerren idi.. Ve Kemal Sunal tabi ki vazgeçilmez ve unutulmaz oyuncu...saygı ve rahmetle anıyorum.

HOBİLERİNİZ NELERDİR?

Hobi demesek de buna tam olarak doğayla ve hayvanlarla ilgilenmeyi seviyorum... Boş zamanlarımda her zaman barınaklara gider mama battaniye yardımı yaparım. Tüm sokakları gezer her gün  hepsini sever mama koyarım ve zaman zaman orman beslemelerine katılırım. Bence herkesin yapması gerek inanın ruhunuza o kadar iyi geliyor ki... Ve herkesi barınaklardaki canlara sahip çıkmaya davet ediyorum satın alma sahiplen taraftayım.

FOBİLERİNİZ ?

Enteresandır ki örümcek fobim var ekranda görmeye dahi dayanamam... Eklembacaklılar olan canlılardan aşırı derecede korkuyorum...

Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ederim

Ben teşekkür ederim Habib bey