Korcan Yiğit: Merhaba, eğlence sektöründe kalitesini ve popülerliğini her zaman korumuş 23 yıllık bir mekanın kurucusu ve hala sahibi olarak bize biraz bu işler nasıl yürüyor anlatır mısınız?

Mehmet Aşkın: Teveccühün için çok teşekkür ediyorum. Fahrettin Aslan bu işin duayeni. Yıllarını eğlence sektörüne adamış ve bir sürü sanatçının isim yapmasını sağlamış. Kazanmış, kazanmamış, o başka bir konu. Muhakkak kazanmıştır. Biz onların yaptıklarını görerek büyüdük.

Korcan Yiğit: Sizin bu sektöre girmeniz nasıl oldu?

Mehmet Aşkın: Ben bu sektöre 2001 yılında başlamadan önce eğlenceyi seven, mekan mekan dolaşan birisiydim. Caddebostan'da yaşıyordum. Elit bir çevrem vardı ama buralarda takılmaz genelde Etiler'deki mekanlara giderdim. O dönemler Etiler'de en büyük isimler, Türkiye'nin starları denilen pop sanatçıları sahne alıyordu. Şimdi oralar hep bozuldu, türkücü, arabeskçilerle doldu.

Korcan Yiğit: Kimler vardı mesela o dönemler sahnelerde?

Mehmet Aşkın: Bahsettiğim yıllarda mesela Demet Akalın daha yeni parlamaya başlamıştı. Hakan Altun henüz starlaşmamış, AHA Grubu olarak üç sanatçı bir arada sahne alan birisiydi. Daha çok yenilerdi, Türkçe Bar'da çıkıyorlardı. Sonrasında gruptan ayrıldı, aldı yürüdü tabii. Serdar Ortaç, Kenan Doğulu, Gülşen o dönemlerde Etiler'de her köşede birisi sahne alıyordu. Konser demiyorum, yani her hafta sabit orada programları vardı. Takdim Maksim ise zaten bambaşkaydı. Orada en büyükler çıkardı.

Korcan Yiğit: Nasıl bir etkisi oldu bu gece hayatı düşkünlüğünün ki kendi mekanınızı açmaya evrildi süreç?

Mehmet Aşkın: Çok gezdim, gezmekten yoruldum diyelim... O dönemlerde beynimde hep bir fotoğraf karesi kaldı. Her mekandan farklı kareler yakaladım. Bu işi sevdim, yapabileceğimi düşündüm.

Korcan Yiğit: Bu gezmelerin size kazandırdığı konu neydi peki?

Mehmet Aşkın: Caddebostan'da mekanımı açarken bu deneyim ve tecrübe benim için çok önemli bir kılavuz oldu. Şimdiki herkesin atladığı bir nokta var; Başarı detayda yatar. Detayı bulabiliyorsan sen başarıya doğru gidersin ama detayı göremiyorsan veya bulamıyorsan sen düz bir insansın.

Korcan Yiğit: Nasıl bir dönemdi o yıllar Türkiye için, biraz anlatır mısınız?

Mehmet Aşkın: Bizbize Fasıl'ı açtığım dönemde İstanbul'da fasıllı meyhane furyası henüz başlamamıştı. Mekanda yattık kalktık, 24 saatimin mekanda geçtiğini bilirim. Her gece sonu toplantı vardı. Eksikler masaya yatırılır, tartışılır ve istişare edilirdi. "Ne olması gerekir, nasıl olmalı..." bunları yıllarca gezdiğim mekanlarda hep gördüğüm için doğruya ulaşmak benim için daha kolay oldu ve çok kısa sürede kaliteyi oturttuk.

Korcan Yiğit: Varlıklı, yüksek sosyeteden bir aileye mensup olduğunuzu biliyorum. Peki bunu size yaptıran paranın gücü müydü?

Mehmet Aşkın: Parayı cebine koyup, "Ben yaparım" diye herkes konuşabilir. "Yap ta görelim" derler. Hadi yap. Bu iş para ile değil tecrübe ile olur. Para ile açarsın ama tecrübe ve özveri ile yürütürsün.

​​​​​​​

Korcan Yiğit: Peki nasıl oldu ilk teşebbüs?

Mehmet Aşkın: Ben bu işe hobi olarak girdim ama bilinçliydim. Maksadım hovardalık, çevreme hava atmak filan değildi. Her gün Etiler'e eğlenmeye gideceğime tutayım evime yakın bir yer, eşim dostum gelsin, yiyip, içip, eğlenelim düşüncesi ile açtım. Zaten o yüzden de adını "Bizbize Fasıl" koydum.

Korcan Yiğit: Tamamen kendi zevkiniz için yani...

Mehmet Aşkın: Evet bu işi sevdim, bana göre, Keyifli bir iş olacağını düşündüm. Tabi mükemmeliyetçi bir olduğum ve detaylara biraz fazla takıldığım için iş ister istemez büyüdü. 23 yıl çizgisinden çıkmayan ve kapısında hiç bir zaman güvenlik elemanı bulu mayan, ailelerin ve özellikle bayanların tercih ettiği koca bir işletme oldu.

Korcan Yiğit: Evet gece mekanlarını kapılarında hep bir güvenlik durur ama sizin mekanınız hiç bir zaman bir güvenlik elemanı olmadı...

Mehmet Aşkın: Sıkıntılı insanları mekana sormazsanız güvenlik sıkıntınız da olmaz. Prensipleriniz olacak ve o prensiplerden taviz vermeyeceksiniz. Bu konuda çok seçici oldum. Tek erkek, erkek erkeğe ve tek bayan müşteriyi hiç bir zaman mekanıma kabul etmedim. Kendim bile tek başıma mekanımda salon içinde oturmadım.

Korcan Yiğit: 23 yıl bir eğlence mekanı için epey uzun bir süre. Bu süre içerisinde hangi sanatçılarla çalıştınız?

Mehmet Aşkın: Ben çok sanatçı değiştirmeyi sevmem. Her biri ile uzun yıllar çalıştık. Coşkun Sabah ile 8 sene çalıştık. Semiha Yankı, Metin Şentürk, Jale, Gökhan Sezen, Adnan Koç, Korcan Yiğit gibi iyi sanatçılarla çalıştık.

Korcan Yiğit: 2001 yılı Türkiye için bir kriz yılıydı. Nasıl cesaret ettiniz?

Mehmet Aşkın: Benim açtığım dönemde Türkiye çok kritik bir süreçten geçiyordu. Tansu Çiller iktidardaydı, ülkede büyük bir ekonomik kriz yaşanıyordu. Tabii şu an yaşadığımız kriz çok çok daha derin ve büyük bir kriz o ayrı mesele. Kıyaslama yapılacaksa o dönemki yarım kriz, yani krizcikti...

Korcan Yiğit: Peki bu cesaret nereden geldi, buna halk arasında "Deli cesareti" derler çünkü.

Mehmet Aşkın: İşin tekniği şu; Herkes kapatırken sen açacaksın, herkes açarken sen kapatacaksın. Ticaretin formatı budur aslında. Ne iş yaparsan yap. O dönem ben o mekana çok ciddi masraf yaptım. 2001'de orayı açtık, 2003'te Muğla Türkbükü'nde 36 odalı bir otel açtık. Sonra evlendik filan... tabi başımızı yaktık.

Korcan Yiğit: Gece mekanı işletmecilerinin evlilikleri hep sıkıntılı olur derler... Sizin evlilik hayatınız nasıl?

Mehmet Aşkın: Ben çok mutlu evlilikler yaptım.

Korcan Yiğit: Evlilikler derken...

Mehmet Aşkın: Belediyede iki tane görünüyor...

Korcan Yiğit: Belediye harici peki ????

Mehmet Aşkın: O tarafını çok karıştırma. Ben bile bilmiyorum. Şu an çok değerli bir hanımefendi ile uzun süredir bir gönül nikahımız var, çapkınlık bitti.

Korcan Yiğit: İnanalım mı peki kesin bitti mi çapkınlık...

Mehmet Aşkın: ... (gülüşmeler)

Korcan Yiğit: Bir dönem sinema oyuncusu, sanatçı Perihan Savaş ile de beraber oldunuz. Basında çok yer eden bir beraberlikti. O dönem herkes sizi konuşuyordu.

Mehmet Aşkın: Evet Perihan Savaş ile 4 yıllık bir beraberliğimiz oldu.

Korcan Yiğit: Evliliğe giden bir beraberlik olduğunu biliyorum. Neden ayrıldınız?

Mehmet Aşkın: Yakaladı beni...

Korcan Yiğit: Gerçekten mi, nasıl yakaladı?

Mehmet Aşkın: Telefonda, bir hatunun mesajları filan eline geçti işte. Aslında o sıra ben başka bir hatunla takılıyorum bu yakaladığı hatunla hiç ilişkim yoktu. Bir yerden numaramı bulmuş arada yazıyordu önemsemiyordum, o gece de yazacağı tutmuş. Perihan görmüş. Kabak onun başına patladı anlayacağın.

Korcan Yiğit: Kıyamet kopmuştur sanırım o gün... Peki ne açıklama yaptınız?

Mehmet Aşkın: Ben çapkın bir adamım hiç bir zaman inkar etmedim ki...

Korcan Yiğit: Perihan Savaş gibi büyük bir star, hem güzelliği, hem zarafeti, hem oyunculuğu ile herkesin gönlünde taht kuran bir kadın bile aldatılabiliyor demek ki...

Mehmet Aşkın: Aldatılmayan kadın var mı...

Korcan Yiğit: Kötü mü ayrıldınız peki? Basına çok yansımadı çünkü.

Mehmet Aşkın: Bitti ama dostane bitti, hala arkadaş olarak görüşüyoruz. Hatta senin sahnene çok sık geliyor zaten biliyorsun. Çok seviyor seni.

Korcan Yiğit: Biliyorum, sağ olsun. Ben de kendisini çok seviyorum ve saygı duyuyorum. Peki magazin kısmını bitirip asıl sohbetimize dönersek; Bu işin sonunu nasıl görüyorsunuz? Evet bu piyasada 23 yıldır varsınız, bir 23 yıl daha devam eder mi sizce bu sektör?

Mehmet Aşkın: 23 yıl daha yaşamam ki...

Korcan Yiğit: Öyle demeyin, Allah ömür versin. Daha çok gençsiniz ve dinamiksiniz. Yani demek istediğim; Piyasa ne olacak, bu ekonomik kriz bitecek ve gece hayatı ayakta kalabilecek mi?

Mehmet Aşkın: Şimdi, gece hayatı hiç bir zaman bitmez. Ama her geçen gün gece hayatının bitmesi adına bir sürü çaba sarf ediliyor. İçkiye gelen zam, gıdada denetlenemeyen fahiş fiyat oynaklıkları, ağır vergiler ve çok doğru bir karar olduğunu kabul etsem de eğlence sektörünü derinden etkileyen kapalı mekanda sigara yasağı uygulaması... Bunlar elbette sektörü zorluyor. Biter mi, bana göre bitmez.

Korcan Yiğit: Peki nasıl bir strateji izliyor eğlence hayatını yönetenler?

Mehmet Aşkın: Şimdi ne oldu, konseptler değişti. Pek çok kişi kaliteyi es geçip kısa sürede karlılığa odaklandı. Yeni nesil meyhane diye bir şey türettiler, sahne maliyetini ortadan kaldırdılar. Bir başkaları içkini al gel diye bir furya çıkardı. Bunlar tabi kaliteyi hep düşürdü.

Korcan Yiğit: Siz ne yaptınız peki?

Mehmet Aşkın: Bizim gibi iyi yemek ve iyi müzik sunan mekanlarda maalesef bu tür maliyet hesaplarına giremiyoruz. Önden fasılımız, arkasından orkestramız, sanatçımız, oryantallerimiz sahne kadromuz çok önemli. Sonra etimiz, balığımız, meyvemiz, sebzemiz en iyisi olmak zorunda. İçkiler bandollü ve güvenilir olmak zorunda. Dolayısıyla ciddi maliyetler bunlar. E durum böyle olunca tabii ki sürekli değişen maliyet artışını bir kısmını tolere etmeye çalışsak ta müşteriye yansıtmak zorunda kalıyoruz.

Korcan Yiğit: Ekonomik kriz ve bu farklı konseptlerin türemesi ile beraber sizin durumunuz nedir? Bu yeni konseptler sizin işlerinizi etkiledi mi?

Mehmet Aşkın: Biz bu mekanı açtığımızda bize gelen kitlenin yaş ortalaması 25-35’ti. Şimdi onlar oldu 48-55. Bu vatandaşı sen yeni nesil meyhaneye sokamazsın bu saatten sonra. Dolayısıyla bu kültür bitmez

Korcan Yiğit: Peki bu kültür yeni jenerasyona aktarılıyor mu sizce?

Mehmet Aşkın: Yok, Z Kuşağı dediğimiz o genç kitle fasıl olayını çok ağır görüyorlar. Zaten Türk Sanat Müziği de pek dinlemiyorlar. Bilmiyorlar, sevmiyorlar, çünkü Z Kuşağı farklı bir kuşak.

Korcan Yiğit: Peki yılların işletmecisi olarak o "Z Kuşağı" dediğiniz genç kitleyi kazanmak için sizce ne yapmak lazım?

Mehmet Aşkın: Yıllar öncesine dönmek lazım. Yani "ben" olarak. Ben bu saatten sonra yıllar öncesine dönemem ki...

Korcan Yiğit: Peki; son olarak şu anda biri karşınıza geçse ve "Mehmet Abi ben bir mekan açacağım. Bana yol göster" dese, tavsiyeniz ne olur?

Mehmet Aşkın: İlk sorum; Evli misin, bekar mısın... "Evliyim", eşin gelir mi? Bu işte olmaz. Eşin gelirse bu iş olmaz. Bekar mısın? "Evet", 7-24 çalışır mısın? 7-24.. yerinde oturmak değil ama.. salona girer misin, mutfağa girer misin, günlük iaşeni toptancıdan ve halden kendin alır mısın, tuvaletini temizler misin... Peki yaparsın da, anlar mısın? Bu işi seviyor musun? Her şeyin başı, önce sevmek lazım.

Korcan Yiğit: Ben bizzat mutfağa girip balığı, tavuğu, köfteleri, börekleri, mezeleri kontrol edip eksikleri ustalara izah ettiğinize şahidim mesela...

Mehmet Aşkın: Ben mutfağı bilmek zorundayım. Ben mezelerin malzemelerini, lezzetini bilmek zorundayım. El adamı gözünün yaşına bakmıyor. Şalap şulap bir şeyler yapar koyar müşterinin önüne, rezil olursun. Ayrıca her yemeğin bir maliyet hesabı var. Bunlar bir işletmecinin bilmesi gereken şeyler. İşi bilmezsen karı kediye yüklensin. Ben kimseye güvenerek değil, kendime güvenerek açtım bu mekanı.

Korcan Yiğit: Yani diyorsunuz ki, sadece parayı koymak yetmiyor.

Mehmet Aşkın: Evet, gönlünü koyacaksın. Burada benim hayata bakışım şu. Daha önce yapmış olduğum çelik ihraç ve ithalatı dönemlerinde de, benim bakış tarzım; Para kazanmak değil, insan kazanmak. Çünkü parayı da insandan kazanıyorsun. Para kazanayım derken insanı kaçırırsan kaybedersin. Bu bana göre aptalca bir şey. Öncelik sana güvenen, seven ve sayan bir çevre oluşturmaktır. Bir mekan hizmet için açılmalı. Hizmetin kalitesi, yakışanı, olması gereken ne ise o yapılmalı. Sen bunları göz ardı edip "Para, para" dersen, onu diyen bir Napolyon'du zaten.

Korcan Yiğit: Teşekkür ederim bu güzel sohbet için. İnanıyorum ki fikir ve düşünceleriniz pek çok okuyucuma yoldaş olacaktır.

Mehmet Aşkın: Daha dur, daha yeni başladık anlatmaya...