Hukuk ayrı hukukçu ayrı. Mesleğini kötüye kullanan hukukçular yüzünden, hukuku mes’ûl ve sorumlu tutmak, hukuka karşı çıkmak ve onu suçlamak doğru olur mu?

     Tıp ayrı doktor ayrı. Doktorluk mesleğini hakkıyla bilmeyerek hata yapan doktorlar sebebiyle, tıp ilmine cephe almak doğru olur mu?

     Kur’an’ı ve Sünneti yanlış anlayan ve tatbik edip uygulayanları görerek; Kur’an ve Sünnet’e karşı tavır almak, din ve İslâm’ın aleyhinde bulunmak, onu haksız ve yersiz olarak tenkit edip, dini yerden yere vurmak doğru olur mu?

     Başkasına itimat etmeyip, güvenemeyen kimse, bizzat kendisi teşebbüs etmeli. İslâmı ve dinini kaynaklarından kendisi öğrenmeli.

     Ama Arapça bilmiyorum dersen. Türkçemizde her türlü İslâm kaynağı açık seçik olarak mevcut. Bize sadece alıp okumak kalıyor. Demek ki başkasına itimat etmeyince, iş başa düşmeli, kendi göbeğimizi kendimiz kesmeliyiz. 

     Kişilerin zatını sevmemek ve beğenmemek; onların işlerine ve yaptıklarına karşı olmamızı gerektirmez. Mesela fırıncının giyim kuşamını beğenmediğimiz için, fırından ekmek almaktan vaz mı geçmeliyiz?

     Unutmayalım ki, iş ayrı işçi ayrı. 

x

     İnsanların huylarını görmek istersek; hayvanlara bakalım. Dikkat edersek, her hayvan âdeta bir insan huyunun tecessüm etmiş / cisimlenmiş, müşahhaslaşmış / somutlaşmış, ete kemiğe bürünmüş bir şeklidir. 

     Nitekim “Arslan gibi adam,” “Koyun gibi uysal,” “Tilki gibi kurnaz,” “Yılan gibi soğuk,” “Akrep gibi ısırıcı,” “Eşek gibi inatçı,” vb. sıfatlamalarda bulunuruz. Hakikaten, her hayvanda bilhassa müspet - menfî / iyi - kötü bir huy ve özellik kendini belli etmekte ve göstermektedir.

x    

     Tarih; sevip sevmediğimiz, beğenip beğenmediğimiz şahsiyetlerle doludur. Fakat yeri geldiğinde,   onlardan bahsetmeden tarihi anlatamayız. Zaten bahsetmek; onu seviyoruz, ya da onu sevmiyoruz demek değildir. 

     Siz Ebu Cehil’den, Ebu Leheb’den bahsetmeden Hz. Muhammed’i anlatabilir misiniz?

     Siz Lenin’den, Stalin’den bahsetmeden Rus tarihini anlatmış olur musunuz?

     Siz Firavun’dan bahsetmeden Hz. Musa’yı anlatmış olabilir misiniz?

     Siz Şeytan’dan bahsetmeden Hz. Âdem’i anlatmış olabilir misiniz?

     Yeri geldiğinde anlatmadan geçilemeyecek birini nazara vermek demek; onu seviyoruz veya sevmiyoruz, beğeniyor veya beğenmiyoruz demek değildir.

     Müslümanların en çok zikrettiği isimlerden biri Şeytan değil mi?

     Sık sık “Euzübillahimineşşeytanirracim.” derken; Şeytan’ın ismini zikretmiş / anmış olmuyor muyuz? Bu anış şüphesiz, onu sevdiğimizi değil ondan korunmamız gerektiğini gösteriyor. 

     Kısaca demek lâzımsa, sevelim sevmeyelim, beğenelim beğenmeyelim; gerektiği zaman kişilerin adını vermekten ve onlardan bahsetmekten çekinmeyelim. Böyle yapmamakla gülünç duruma düşeceğimizi de unutmayalım.

x

   “Cevapsız bırakılan soru, çok daha tehlikelidir!” 

x

   “Menfaatı esas tutan siyaset canavardır.

     Menfaat üzere çarhı (merkezi) kurulmuş olan siyaset-i hâzıra (şimdiki siyaset), müfteris (yırtıcı, parçalayıcı) dır, canavar.

     Aç olan canavara karşı tahabbüp etsen (sevgi gösterisinde bulunsan) merhametini değil, iştihasını açar.

     Sonra döner, gelir; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister.”