Son Günlerde Sık Duymaya Başladığımız Konkordato Nedir?

Bir Hukuk Terimi olarak; 

Bir borçlunun ticari durumunun sarsılmış olmasıyla alacaklıların, alacaklarını belli bir plana göre almaları konusunda kendi aralarında vardıkları ve mahkemece onaylanan anlaşmadır.

Konkordato ya da diğer bir ifadeyle iflas anlaşması, son dönemlerin merak edilen konusu oldu. İşte, iflas anlaşması olarak da bilinen bu sistem hakkında biraz bilgi edinelim. Konkordato, batık şirketlerin alacaklılara borcunun ödenmesi için var olan bir sistemdir.

Mali yapısı bozulan işleri iyi gitmeyen borçlarını ödeme konusunda zorluk çeken bir şirketin hukuksal yollarla mahkeme kararı ile aldığı bir pozisyondur.

Finansal yapısı önemli ölçüde bozulan iyi niyetli ve dürüst borçlu işletmeleri korunmayı amaçlayan bir sistemdir. Burada, borçlunun talebinin bulunması gerekmektedir. Borçlunun talebi üzerine Konkordato müessesesi işlemeye başlar. 

Şirket olarak bir proje hazırlanır ve ticaret mahkemesine başvurulur, eğer mahkeme bu projeyi kabul ederse bir Konkordato komiseri atar ve alacaklılarla borç ödeme sistemi ve takvimi için masaya oturur. Alacaklılar bir kısım alacaktan vazgeçer ve belli bir miktar ödeme veya ödemenin vadeye bağlanması gibi şartlar görüşülür. Tabi alacaklının bu projeyi kabul etmeme hakkı da vardır.

Mahkeme tarafından belirlenen sürecin sonunda işler yoluna girerse şirket ticari hayatına devam eder. Genel anlamda; Şirketin yeniden yapılandırılması, borç erteleme daha önceki iflas ertelemelerde düşünülürse Konkordato yoluna girmiş şirketlerin geri dönüşü hiç de kolay değildir, çok az sayıda şirketin ekonomik faaliyetine geri döndüğü de maalesef edinilen bilgiler arasındadır.

Türkiye’nin önemli markaları da Konkordato ilan etti; kurda sert yükseliş, kurlar ve faizler konusundaki öngörülemezlik sonucu mali yapıları önemli tahribatlar alan şirketler borç ödemesinde düşülen zorluklardan dolayı mahkeme kararı ile bir protokole bağlanması için bu yola başvurduklarını beyan ettiler. 

 Serbest Piyasanın En Önemli Kurallarından Biri De ‘’İflas’’ Tır. 

Yıllardan beri iflasın olumsuz etkilerini giderebilmek ve şirketleri mali darboğazdan kurtarmak için organizasyonlar kurulur bu konuda temel kanun olan İcra İflas kanununda önemli değişiklikler yapılmıştır. 

Türkiye’de 2016’dan itibaren OHAL kapsamında iflas erteleme kurumu hiç uygulanmamıştır çünkü bu durum zaman zaman kötüye kullanılmıştır.

Konkordato da, iflas ertelemeden farklı olarak alacaklı da ikna edilmektedir, alacaklılar daha çok işin içinde ve daha etkili şekilde masaya oturmaktadır.

‘’Neden Bu Sürece Gelindi ?’’ Şeklinde Soracak Olursak; 

Konkordato ve iflas erteleme kanunları ve süreçlerini çok fazla kötüye kullananlar oldu, ihtiyacın olmayan şirketler de buna başvurduğu için piyasalarda domino etkisi yaratmasından korkuldu. 

Bu süreçler için bir iyileşme kurumuna ihtiyaç vardı. Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğünde oluşturulan bir kurul bünyesinde 15 Mart 2018 tarihi itibarı ile fiilen konkordato hukuku, Türk hukukunda uygulanmaya başlandı

Konkordato sürecinde borçlu ve alacaklının anlaşması gerekmektedir alacağından ya da borcundan ne kadar indirim yapabileceği konusunda taraflar ikna edilmekte ve ilk etapta bu konular netleştirilmektedir.

Borçluları bekleyen olumsuz şeyler de mevcut, alacaklıların kanunda öngörülen belli oranın tarafların da kabul etmesi gerekmektedir. Koşullar gerçekleşirse mahkeme Konkordatoyu tasdik etmiş olmaktadır. (Yani şirketleri kurtarma amaçlı, toparlanma süreci tanımak için)

Hangi Şirketler Konkordato Başvurusunda Bulunabilir?

İcra İflas Kanunu 285. Madde cevabı vermektedir. Herhangi bir borçlu tabi öncelikle şirketleri anlamamız gerekiyor, esnaf, öğretmen hatta öğrenci de olabilir fakat tacir olmayan gerçek kişiler için çok da uygulanabilecek bir kurum değil yani asıl başvurması gereken şirketler çünkü mahkemenin huzuruna Konkordato için belirli bir takım belgelerle çıkılması gerekmektedir.

Konkordato başvurusu yapan Şirketler ise bazen kötü niyetli olabiliyor şöyle ki; teknik iflas, mali borca batık olması yani pasifinin aktifinden fazla olası halidir.  

Fakat Konkordato durumunda; Aktifin pasifinden fazla olsa dahi Konkordato başvurusu yapabilmektedir bu kötüye kullanımdır.

Eskiden borçlunun borçlarının %50 sini ödeyebilecek varlığı var mı yok mu buna bakılırdı. Şu an var olan düzenlemede %50 kavramı yok. Önemli olan; borçlunun iflasa nazaran daha iyi bir teklifle alacaklıların karşısına çıkması gereğidir.

Konkordato İlan Etmek İçin Neye Sahip Olmalıyız?

Vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyen ve ödeyemeyecek tehlikesi olan, aktif- pasif değerlemesine bağlıdır, yani tamamı ile mal varlığının değerlerine bağlı, süreç sonunda ne kadarı paraya çevrilebilmekte ve alacaklılara ödeme yapabilmektedir.

Bu arada şöyle de bir süreç gelişebilir yani Konkordato komiseri belgeleri sundu ve Konkordato talebini aldı vereceği raporla şunu söyleyebilir; bu şirkette iyileşme yok, teklif edilen oranın gerçekleşebilme ümidi yok, tasdik edilmesi mümkün değil şeklinde beyan ederse, mahkemeye Konkordato talebini kaldırın diyebilir.

Konkordato İlanının Masrafı Nedir?

Gerçek kişiler için 11 bin TL, komiser ücreti 5 aylık veriliyor + tebligat masrafı yani daha mahkemeye başvurulurken yatırılması gereken rakam bunlar, ondan sonra da başka maliyetler gündeme gelebilir.

Son olarak; şunun unutulmaması gerekir, bu uygulamanın ruhunda iyi niyet var yani sadece konkordatonun nimetlerinden faydalanmak için mi başvurdu şirket yoksa gerçekten dürüst iyi niyetli bir şekilde borçlarını yapılandırmak durumunu iyileştirmek amacı ile mi bir şirket geldi yani buna hakimler karar verirken iyi niyetli kullanım var mı yok mu bunu gözetmelidir.

Bu kanunda düzenleme yapılırken milli ekonomi, istihdam, şirketler göz önünde bulundurulmuş ve şirketler varlığına devam etsin ekonomide reel ve finansal sektörde domino etkisi yaratmasın şeklinde öngörülmüştür. 

Kanun koyucu Konkordato hakkını borçluya verirken bunu bir lütuf olarak görmüş ve kötüye kullanımı dikkat edecek komiser yardımı ile kaldırabileceği düşünülmüştür. 

Kaynaklar: Habertürk TV / Avukat Sayın Doç.Dr. Serdar Kale’nin görüşleri ve güncel tanımlar