Yapılandırma manasındaki ‘’konfigürasyon’’u insanın kendisini doğruları bulmak ve işlemek temelinde yorumlayacağım. İnsanın varoluşundan itibaren yirmili yaşlarına kadar kişilik işlemeleri de tamamlanır. Genel kıstaslara,doğrulara uygun,uyumlu bir yapılanma var ise harika, değilse çok zor bir insan aramıza katılmıştır. Sen, ben, o,biz, siz, onlar, kimseye iyi veya kötü deme haddini kendim de bulma lüksüne sahip değilim. Yazımdaki vurgum insandaki ‘’konfigürasyon’’ işleminin yapılamaması. Geçmişten günümüze ulaşan deyişlerimiz de de bu vurgu yapılmıştır.
‘’Ağaç yaşken eğilir’’ sözünde ki gönderme vurgu yapmaya çaba gösterdiğim halden çok farklı değildir. İddiamı daha somutlaştırayım,
İnsan fiziki gelişimindeki durum ve tercihlerini zaman içinde farklı hallere dönüştürebilir. Cinsiyet farkı olmaksızın,yıllarını kendi saç rengiyle devam ettiren biri, ilerleyen yaşların da farklı bir saç rengiyle devam edebilir. Uzun saç, kısa saç, bıyıklı, bıyıksız, şişman, zayıf vb gibi bir çok örnek üretebiliriz. Çıplak vücudu üzerinde farklı tercihler gibi, giyimi, kuşamına dair de tercih farklılıkları edinebilir. Kişiliğinin oluşumun da, karakter temelin de sahip olduğu soyut edininlerini değiştirmesi ise imkansıza yakındır. Cimri ise cimri olarak yaşar, çalışkan ise çalışkandır, becerikli ise beceriklidir, pis boğaz diye tanımladığımız çok yemek yemeye düşkün ise hep öyle devam eder, bazıları düzenli ve kuralcıdır, diğerleri ise dağınık halleri tercih ederler. Örneklemeye çalıştığım durumları bir deyişimizle destekleyelim. ’’Can çıkmadan,huy çıkmaz’’ insan alışkanlıklarını, kişiliğine,prensiplerine oturtmuş ise bu dünyayı terkine kadar yaşar.
Kişi içinde bulunduğu toplum ya da birliktelikler de farklılaşmak adına mücadele içine girse dahi kalıcı bir sonuca ulaşamaz, başarılı olamaz. Cömert birinin, yaşam serüveni içinde yokluk, yoksulluk içine girdiği hallerde olabilir. Yoksul biri yaşamındaki cömertliğini, veren, paylaşan, sunan, ikram eden halini devam ettirir.
 
Bilgisayar ve yazılıma göre çalışan otomatik sistemlerde yeni bir yapılanma, ekleme ve çıkarmalar mümkündür. İnsan için böyle bir yenilenme olmaz, olamaz.Olması için girişimler ve denemeler vardır,
devam etmektedir. Tıp bilimi vücutlarımız üzerinde organ nakli gibi böyle bir başarı gösterebilir mi, başarabilir mi,yaşayıp göreceğiz.
Sağlıklı yaşam için somut tıp bilimine karşı talepler azaldığın da belki de ruhsal hal ve durumlarımız bilimsel olarak masaya yatırılacak,çözümler aranacak. Yazı sonuna geldiğimde ben dahi ütopik düşlerim için de heyecan duydum. Hastaneye, kliniğe gideceksiniz ben çapkın biriğim tedavi olmak istiyorum diyebileceğimiz günler belki de pek yakın da.