Kolay yol...
Bu kanun ile, ikinci el evler teşvik edilmiş De oluyor. İkinci el evlerin KDV’sinde ise de herhangi bir değişiklik yapılmadı. Bu durum, aynı zamanda satılamamış, ama inşaatı uzun süre önce tamamlanmış, dairelerin de satışlarına pozitif etki edecektir. Böylelikle, maliyetlerinin düşük kalacak ve bu evlere rağbet daha fazla olacaktır. Bu durum ise, elinde stoğu olan inşaat firmalarına da destek olacaktir. Sadece TOKİ’nin elinde ciddi miktarda daire stoğu bulunduğunu üç ay önce çıkan haberlerden biliyoruz. Yine aynı şekilde, TOKİ’nin elindeki stokların, bir an önce satışını yapabilmek için uğraştığını da okumuştuk. Bu kanun ile birlikte, stoklu çalışan büyük İnşaat firmalarının da rahat bir nefes aldığını söyleyebiliriz.
Kentsel dönüşüm sürecinde ise, birçok binanın şu günlerde yıkılması söz konusu. Çoğu bina ve kat maliki ise inşaat firmaları ile pazarlık aşamasında. Onlara sıkıntı yaratacak bir durum yok. Eğer binaya çürük raporu verilebiliyorsa maliyetleri yükselmiyor. Bu durumda KDV oranı yine %1 olarak uygulanmaya devam edecek. Bina kısmen de olsa sağlam ise, yani çürük raporu alınamıyorsa, KDV oranı %18’e çıkıyor. Yeni projeler bu durumdan olumsuz etkilenecekler kategorisine giriyor.
“Küresel kentler” başlıklı yazımda da belirttiğim gibi, Kentsel dönüşüm projesi, küreselleşme adına yapılmış ciddi bir adımdır. Küreselleşme adına yapılanları kabul etmek zorunda kaldığımız, önüne geçemediğimiz bu faaliyetler, ulusal çıkarlarımıza ters düşse de, küreselleşme her seferinde ön plana çıkıp sistemi istediği gibi şekillendirebiliyor. Küreselleşmenin, aynı zamanda devletlerin gücünü yitirmesini, belki zamanla yok olmasını da sağlayacak bir sistem olduğunu ve kısmen anarşizme benzediğini de hatırlatmakta fayda olabilir.
Küreselleşmede devlet ve yönetici gözardı edilerek, tüm güç ve sistem para üzerine kurulmaktadır. Bu kanun ile de, küreselleşme adına daha hızlı adımlar atılabilir. Özellikle mega şehirde, şehrin içi daha hızlı boşaltılabilir. Öte yandan, TOKİ’nin ve kimi inşaat firmalarının mevcut daire stoklarının tamamı şehir merkezlerinden uzak. Şehir merkezleri ne kadar çabuk boşaltılırsa, İstanbul o kadar hızlı küresel dünyanın finans merkezlerinden biri olabilir. Bu sırada, serbest piyasa ekonomisine müdahele edilerek, zamansızca devletçi bir baskı uygulanması rahatsızlıklara sebebiyet verebilir.
Dönüşümlere direnç her zaman olacaktır. Asıl önemli olan, halkın mağduriyetini minimum seviyede tutarak, faydanın üst seviyelere çekilebilmesidir.
----------------------------
2013’ün daha ilk gününde zamlar ile tanıştık. Özellikle serbest piyasada, özel sektör çalışanlarının çoğuna zam bile yapılmadığı şu dönemde, harçlara, damga vergisine, emlak vergisine, özel tüketim vergisine, motorlu taşıtlar vergisine ve cezalara yapılan bu zamlar, geçinebilmeyi kolaylaştırmamış ve mutluluğumuzu arttırmamıştır.
Yani Devlet, kuruluş amacına aykırı harekette bulunmuştur.
Malum kriz var, hazineye destek olunması gerekliliği de ortada. Ama başka alternatiflerin üzerine gidilmesi gerekiyor. Yaşam kaynağımız mutluluk ise, bunu kısıtlayacak önlemler alınması halinde, farklı sorunlar ortaya çıkabileceğini de tecrübelerimizden biliyoruz. Kolay yol en son çare olarak seçilmelidir.