Genel seçimlerin üzerinden bir aydan fazla bir zaman geçti ve seçenekler üzerinde durulmaktadır ve en sonunda Sayın Cumhurbaşkanı Sayın Davutoglu’na hükümeti kurma görevi vermiştir. Sanırım yakında kurlar başlar.
Lakin seçim sonuçları hiçbir partiye tek başına iktidar tanımamıştır. Tabi yapılan yorumlar çok çeşitlidir; herkes kendine göre haklıdır veya siyasi bir hesapları mutlaka vardır. Partilerin kuruluş amacı ise iktidar olmak ülkeyi yönetmektir. Doğrusuda budur zaten siyaset fikir üretmek hizmet etme makamıdır.
Tepedekilerin makam ve mevkilerini rant sağlanacak bir yer olarak görmeleri halinde hizmet alanların dürüst hizmet beklemeleri saflıktan öteye geçmez. Efendim partiler kırmızı çizgilerini dağa taşa duvarlara çizmektedirler. Eğer ki kırmızı çizgileri dikkate alırsak ufukta erken seçim gözükmektedir koalisyonun kurulması için ya kırmızı çizgiler griye boyanacak ya da silinecek bakalım siyasilerimiz ne yapacak hep birlikte göreceğiz. Siyaset çözüm üretme sanatıdır veya elimizi, başımızı taşın altına koyduk deyip bir takım ortak menfaatlerde buluşacaklar mı bilemiyoruz şimdiden sanırın pastanın bölüşümünün nasıl olacağına bağlı tamamen.
Aslına bakarsanız normal şartlarda siyasi partiler koalisyona katılmak için can atarlar çünkü makam vardır mevki vardır kırmızı plaka vardır itibar vardır. Peki siyasilerimiz neden bu kadar isteksiz görünmektedirler derseniz benim kanaatim oluşacak bir koalisyonun uzun ömürlü olacağını dört siyasi liderimizde düşünmemektedirler. Anlayacağınız kısa vade değil dördü birden uzun vadeyi düşünmektedirler. Başkaları kursun ben vurayım gelecek seçime söyleyecek sözüm olsun oyum artsın işte bütün mesele burada.
Özetlersek AKP için diğer 3 partinin kurması işine gelecek çünkü malzeme boldur bakın gördünüz mü bölücü partiye kendini milliyetçi diye adlandıran bir parti aynı kulvarda koşmaktadırlar bunların hepsi aynı amaç MHP’ ye giden oyları geri kazanmak ama burada Sayın Davutoglu’nun durumu vahim iktidar olmasa koltuk elden gidebilir. Öbür yandan zorlama var, karışık bir durum.
MHP açısından bakarsak en iyisi şu anda muhalefette kalmak. MHP’nin kendini biraz daha besiye çekmesi lazım çünkü hala yeterli oya ulaşamadı. MHP için AKP’nin biraz daha düşmesini beklemek en akıllıca yol çünkü AKP’den azalacak oyların kaçacağı tek adres MHP’dir.
HDP açısından bakarsak tabi muhalefet en iyisi hem dışarıdan bağırıp çağırmak kırıp dökmek çok daha kolay düşünsenize bir DHP’li içişleri bir bakanın toplumsal olaylarda özellikle güneydoğuda terör örgütünün sokaklara halkı dökmesi isteklerde bulunması HDP’ yi ne kadar zor bir duruma düşürür. Müdahale etse bir türlü etmese iki türlü zor iş . Muhalefette kalarak CHP’in yıpranmasını beklemek çok akıllıca bir iş gibi duruyor kaçacak oylara fileyi sermiş bekliyor HDP.
CHP ise iki arada bir derede en zor durum Sayın Kılıçdaroglu’nun maalesef muhalefette kalsa parti içi kazan kaldıracak bir önceki genel seçime göre oyları aynı durmaktadır. CHP, AKP ile koalisyon yapsa ayrı bir dert % 60’ lık olan üç partiyi bir araya getirebilmesi başlı başına sorun ne yapsın Kılıçdaroglu hükümet olmayı da çok istiyor. Anlayacağınız aşağı sakal yukarısı bıyık.
Evet durum bundan ibaret koalisyon hükümetleri kaos demektir tezi pompalanırken istikrar tek parti hükümetlerinde ancak sağlanır diyenlere karşı benim tezim ise tamamen ters istikamette bu kadar uzun süre tek başına iktidar olmanın asıl istikrarsızlığın tek sebebidir. Dediğim dedik çaldığım düdük mantığının geldiği nokta kamplaşmanın ötekileştirmenin müzakerenin olmadığı tek sesliliğinin vesayeti, anlaşma kültürünün yok olması bir sınıfı veya zümreyi yok saymanın geldiği noktadır. Koalisyon demek orta yol demektir. Aşırı uçlarının törpülenmesi ortak müştereklerde buluşmak daha geniş çevrenin temsil ve söz hakkının olması demektir. İdare edenlerin arzu ve istekleri yerine halkın arzu ve isteklerini dikkate almak demektir. Müzakere demektir tartışmak demektir, en doğru yolu bulmak demektir. Tek parti dönemlerinde mutlaka daha hızlı kararlar alınabilir lakin bazı sakıncalarıda vardır. İyi yönü ise lider vesayetinin olmadığı parti içi demokrasinin işlediği süreçtir.