KKTC’de iktidarda olan Ulusal Birlik Partisi (UBP)’nde parti içi anlaşmazlıklar sonucu mecliste azınlığa düşen Başbakan İrsen Küçük’ün istifası üzerine, seçimlere kadar Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)’ne mensup bayan milletvekili Sibel Siber başkanlığında kurulan hükümet yapılan seçimlerin ardından istifa etmiş, Cumhurbaşkanı Eroğlu da seçimlerde en çok oy alan CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu’nu yeni hükümeti kurmukla görevlendirmişti.
28 Temmuz’da yapılan seçimden tek başına iktidar çıkmadığından her koalisyon teşkilinde olduğu gibi KKTC’de de yoğun pazarlıklar sonunda Yorgancıoğlu’nun, rahmetli Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş’ın başkanı olduğu Demokrat Parti (DP) ile anlaşarak kurduğu hükümet güven oyu da alarak göreve başladı.
Daha önce mulamları Güney Kıbrıs’ta yapılan seçimleri kazanan Anastasiadis haliyle ekonomik krize yönelmişti. Güneyde bu çalışmalar devam ededursun, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon; Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik müzakerelerin başlaması ümidini ortaya attı. Ancak bu açıklamanın hemen ardından BM’e mensup bir diplomatın, KKTC’ye “Görüşmelerin başlaması konusunda aceleci davranılmaması” mesajını iletmesi KKTC’de tabii şaşkınlık yarattı. BM’in “Anastasiadis Annan Planı’na evet diyen bir lider. Şu anda bütün eforunu ekonomiye harcıyor, Anastasiadis’i zorlamamak gerekiyor” ifadeleri tarafsız olması gereken BM’in Rumları himayelerine aldığının açık beyanı değil ?
Zaten bu gelişmelerin akabinde Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Kasuludis de, Türkiye’nin AB’ne katılım sürecinde yeni müzakere başlıklarının açılmasının “Kapalı Maraş’ın BM’e iadesiyle mümkün olabileceği” mesajını vermişti.
Aslında Kapalı Maraş’ın ne müzekerelerin başlaması için, ne de Türkiye’nin AB tarafından bolke edilen başlıkların açılması için bir ön şart olamayacağı defalarca açıklandı. Son defa KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu da Rumların oyalama taktiği içinde zamanla Türk toplumunun direncini kıracakları beklentisi içinde olduğunu açıkladı.
Bu oyunların yıllardır sahneye getirilmek istendiği hepimizin malumları.
Saygıdeğer Okuyucularım,
Gazi Mağusa’nın güneyinde ünlü bir tatil merkezi olan ve bugün iskana kapalı olduğu için Kapalı Maraş denilen alan 20 Temmuz’dan sonra zamanın hükümeti tarafından yapılacak antlaşma için taviz olarak iskana açılmamıştı. Daha sonra Rumların da iskanı için BM’e deklare edilen Kapalı Maraş’ta 5000’e yakın ev, otel bugüne kadar kallanılmadığından harap bir vaziyettedir. KKTC sınırları içindeki bu bakımsız, harap eskinin ünlü tatil beldesi halen BM gözetimi altındadır.
Rumların ortaya attıkları bu ön şart dışında daha açıklamadıkları diğer şartları acaba nelerdir?
BM’in Güney Kıbrıs’ı himayesini açıklamaktan hiç çekinmediği bu ortamda, basında Türkiye’nin KKTC’de kurulan yeni koalisyona sıcak bakmadığı haberleri de yer aldı. Böyle bile olsa, yeni kurulan KKTC hükümetini zora sokan bu haberin yerine, en kısa zamanda sıcak ilişkilerin alacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır. Milli menfaatlerimiz açısından başka çare var mı?
Mısır ve Suriye olaylarının ön planda olduğu bu günlerde, KKTC ile sıcak ilişki ihtiyacının her zamankinden daha öne çıktığı apaçık ortadadır.