FIRKA NEDİR?
Merhum Ziya Gökalp Türk fikir hareketlerine büyük etkisi olan en önemli bir mütefekkirimizdir. O, Osmanlı Cihan Devleti’nin son dönemlerinde devleti kurtarabilmek için fikir alanında büyük mücâdeleler vermiş, dönemin en güçlü kuruluşu İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Merkez Komitesi’nde aktif görev üstlenmiş, daha sonra da İttihat ve Terakki Partisi’nin çekirdek kadrosunda yer almıştır.
1915 yılında Türk üniversitelerine sosyoloji ilminin ders olarak okutulmasını sağlayan Gökalp’tir. Gökalp. Aynı dönemlerde ve daha sonra düşüncelerini kitap, gazete ve dergiler aracılığıyla aydınların ve üniversite çevrelerinin istifâdelerine sunmuş, sosyolojinin gelişmesi için gayret sarf etmiştir. Bu kadarla kalmamış, İstanbul Türk Ocağındaki konferansları ile gençlere vatan-millet sevgisini aşılamıştır. Bu çalışmalarının semeresi olarak ‘Türkçülüğün Esasları’nı ortaya koyarken temel tezini ‘Türkleşmek-İslâmlaşmak-Muasırlaşmak’ olarak belirlemiştir.
Ziya Gökalp, Ergani-Maden Mebusu ve Dârülfünun’da hoca iken, 21 Eylül 1919’da İngilizler tarafından tutuklanıp Malta Adası’na sürgüne gönderildi. Adada, kendisinden önce ve sonra gelen o günün siyasetçileri ve aydınları vardı. Orada da boş durmamış, konferanslar vermiştir. 12 adet deftere, el yazısı ile yazılmış konferans notları, yakın zamanlarda, Türk Tarih Kurumu’nda araştırma yapan genç akademisyenler tarafından bulunmuş ve kitap hâlinde yayınlanmıştır. Bu konferanslarda Ziya Gökalp, düşüncelerini ve bilgilerini Malta mahkûmlarına anlatırken aynı zamanda Türkiye’nin çağdaşlaşma ve demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla yerleştirmenin yolunu da gösteriyordu.
Malta Adası’ndan döndükten sonra memleketi olan Diyarbakır’a giderek burada yayınladığı Küçük Mecmua’da, demokrasiye dair fikirlerini açıklamıştır. O sıra Mustafa Kemal Paşa, Gökalp’i Ankara’ya davet etmiş, davete icabet eden Gökalp Maarif Vekâleti’de çalışmaya başlamıştır. Kısa bir müddet sonra da Diyarbekir milletvekili olarak Cumhuriyetin kuruluş aşamasında TBMM çatısı altında, 24 Ekim 1924 tarihinde, ebedî âleme intikal edene kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin hizmetinde olmuştur.
Ziya Gökalp, inkılâpların ancak fırkaların, -bu günün ifâdesi ile siyasî partilerin- siyasî hayatta yer almasıyla mümkün olabileceğine inanıyordu. Bu sebeple adı sonradan ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ olarak değiştirilen Halk Fırkası’nın kuruluşu ile yakından ilgilenmiş, düşüncelerinin parti tüzüğünde yer almasını sağlamıştır.
BİLGEOĞUZ YAYINEVİ tarafından kültür ve siyâset hayatımıza 63 yıl sonra yeniden kazandırılan ‘Fırka Nedir?’ isimli kitap o dönemde partilere ve halk iradesine dair yazdığı makalelerden oluşmaktadır.
Gökalp, partilerin nasıl oluşacağı ve hangi temellere oturacağı konusunu Küçük Mecmua, Hâkimiyet-i Milliye, Yenigün dergi ve gazetelerinde işlemişti. Tarihçi ve Gazeteci-Yazar Enver Behnan Şapolyo(*), 1946 yılında bu yazıların bir kısmını toplamış, Zonguldak’ta, ‘Doğu / Büyük Ülkü Dergisi’ni yayınlayan tanınmış Türkçü fikir adamı ve yazar Tahir Akın Karauğuz(*) kitap olarak 1947 yılında yayınlamıştır.
Ziya Gökalp’in Bilgeoğuz Yayınevi tarafından yayınlanan kitabı, 13,5 X 21 santim ölçülerinde ve 135 sayfadır. Kitabın, 1947 yılı baskısı 4 bölümden ibâret olmakla birlikte, 2010 yılı baskısı, Enver Behnan Şapolyo’nun ‘Ziya Gökalp’a göre Fıkracılık – Ziya Gökalp ve Gençlik Siyasî Terbiyesi’ başlıklı 9 sayfalık makalesinin eklenmesiyle 4 bölüm olarak hazırlanmıştır.
19 makaleden oluşan 1. Bölümde; ‘Fırka Nedir?’, ‘İlim ve Siyaset’, ‘İngiltere ve Amerika’da Fırka Teşkilatı ve İnzibatı’, ‘Ferdî İnsanlar ve İctimaî İnsanlar’, ‘İnkılapçılık ve Muhafazakârlık’, ‘Yüce Mahkeme’, İktisadî İnkılap İçin Nasıl Çalışmalıyız?’, ‘Tarihî Maddecilik ve İçtimaî Mefkûrecilik’ gibi; derinliği ve önemi başlıklarından anlaşılan makaleler bulunmaktadır.
1.Bölümde; ‘Millî Vicdanı Kuvvetlendirmek’, ‘Millî Tesânüdü Kuvvetlendirmek’, ‘İngiliz’in Siyaseti’ ve ‘Ümmet Tesânüdü’ başlıklı 4 makale vardır.
3.Bölüm; ‘Doğru Yol Hâkimiyet-i Milliye Umdelerin Tasnif, Tahlil ve Tefsiri’ başlıklı 12 sayfadan oluşan tek makaledir. Konu; Siyasî, Dinî, İdarî, Hukukî, Malî, İktisadî, Nâfia, Maarif, Muâvenet, Siyaset-i İçtimaiyye başlıkları altında işlenmiştir.
Ebedî âleme intikalinin üzerinden yaklaşık 90 yıl geçmiş olmasına rağmen koyduğu prensiplerle aramızda yaşamaya devam eden ve sonsuza kadar devam edecek olan Ziya Gökalp’in ‘Fırka Nedir?’ isimli eseri, siyasetle ilgisi, yalnızca ‘rey vermek’le sınırlı olan insanların bile okuması gereken bir kitaptır.
Kitabın yeniden gün ışığına çıkışında emeği olan herkese tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum.
BİLGEOĞUZ YAYINLARI: Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul
Telefon: 0.212-527 33 65
Belgegeçer: 0.212-527 33 64
e-posta: bilgi@bilgeoguz.com.tr www.bilgeoguz.com.tr
ZİYA GÖKALP
Sosyolog ve teorisyen, Türkçü yazar Ziya Gökalp, 23 Mart 1876 tarihinde Diyarbakır’da doğdu. 25 Ekim 1924 tarihinde, 48 yaşında İstanbul’da vefat etti.
Asıl adı Mehmet Ziya’dır. Ataları 18. yüzyılın ortalarında Diyarbakır’a yerleşti. Babası Diyarbakır’da vilâyet evrak müdürlüğü ve nüfus müdürlüğü yapmıştı.
Diyarbakır Askerî Rüştiyesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul’da Mülkiye Baytar Mekteb-i Âlisi’ne girdi. Burada okurken 1898 yılında, izinsiz cemiyet kurmakla suçlandı ve tevkif edildi. Bir müddet sonra serbest kaldı ise de okula alınmadı. Diyarbakır’a dündü. Çok okuyan bir insandı. Fikrî fırtınalar, yaşadığı kötü olaylarla birleşince bunalıma girdi ve intihara teşebbüs etti. Bu teşebbüsü sebebiyle Diyarbakır’da görev yapmakta olan Dr. Abdullah Cevdet ile tanıştı. Abdullah Cevdet; genç yaşına rağmen İslâm felsefesini ve tasavvufunu iyi bilen Gökalp’in zekâsına ve üstün vasıflarına hayran olmuştu. O’na Fransızca öğrenmesini, öğrenmediği takdirde, İslâmî bilgilerden hayat boyunca yararlanmasının mümkün olamayacağını telkin etti. Gökalp de doktorundan çok etkilenmişti. Dediğini yaptı.
Ziya Gökalp, Abdullah Cevdet’in tavsiyesi üzerine öğrendiği Fransızca ile, kısa bir süre Askerî Rüştiyede Fransızca öğretmenliği yaptı.
Arapça, Farsça ve Fransızca biliyordu. Azerbaycan Türklerinden Hüseyinzâde Ali Turan Bey’in yazıları ve bu yazılar üzerine tanışıp geliştirdikleri dostluğun etkisinde kalarak Türkistan kültürü ile yakından ilgilendi.
Ziya Gökalp; milliyetçi ve Türkçü hareketin fikir babasıdır. Durkheim’den de etkilendi. Başta Atatürk olmak üzere pek çok kişiyi de etkilemiştir. İnanan ve inandığını gizlemeyen bir insandı. Sosyal değerlerin tabandan tepeye doğru ilmî, kültürel ahlâkî ve dîni tabakalar hâlinde bir piramit oluşturduğunu ve bu değerlerin mukaddes olduğunu belirtir, “Din, ahlâkı şekillendirir.” Derdi. Dînin toplumdan ayrı tutulması fikrine de dâima karşı çıkmıştır.
Türk Ocağı’nın kurucuları arasında yer aldı. İlk yazılarını Türk Yurdu, Halka Doğru ve İslâm Mecmuası’nda yazdı. Küçük Mecmua’yı ve Peyman Gazetesi’ni çıkardı. Başlıca eserleri: Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak (1918), Türk Töresi (1923), Türkçülüğün Esasları (1923), Kızıl Elma (1914), Altın Işık (1923).
Türkçülüğün Esasları isimli eserinde, din konusuna 1,5 sayfalık yer vermesi, Ziya Gökalp’in çokça tenkit edilmesine yol açmıştır. O, iyi bir sosyolog olarak toplumun problemlerine çözüm üretmeye çalışmıştır. Vatanına ve milletine olan derin sevgisi ile...
Bilgilik/ Emile Durkeim: Fransız sosyologudur. Fransa’da Epinal şehrinde, Nisan 1858’de doğdu, 15 Kasım 1917 târihinde Paris’te öldü.
Bir Yahudi ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Haham olan babasının aksine, inançsız bir insan olarak yetişti. Buna rağmen ahlâklı olmayı temel prensip edinmişti. Üniversitede, 1902 yılına kadar profesör olarak toplum felsefesi dersleri verdi. 1943 yılında İçtimâiyat Usulünün Kaideleri isimli kitabı yazdı. Diğer eserleri: Din Hayatının İptidâî Şekilleri (1923), Ahlâk ve Hukuk Kaideleri Hakkında Dersler (1928), Ahlâkî Terbiye (1938), Meslek Ahlâkı (1949).
(*) ENVER BEHNAN ŞAPOLYO: Tarihçi-yazar Enver Behnan Şapolyo 1900 yılında, İstanbul’un Kocamustafapaşa semtinde doğdu. 1972 yılında, 72 yaşında iken İstanbul’da vefat etti.
İlk ve orta öğrenimini İstanbul Lisesi’nde yaptıktan sonra okul tarafından 1917 yılında Almanya’ya tahsile gönderildi. Mütâreke dolayısı ile Almanya’dan döndükten sonra öğretmen okuluna gitti. Millî Mücâdele’nin başlamasıyla Anadolu’ya geçerek Kağnı Kolları Komutanı olarak cepheye cephane taşıma görevini üstlendi. Kanlı Bayrak Kuvay-ı Milliye Müfrezesinde çalıştı. Öğretmen okulundan mezun olduktan sonra Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine iki yıl devamdan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde okudu ve tarih öğretmeni oldu. Değişik liselerde ve yüksek okullarda tarih öğretmeni olarak görev yaptı. Bir yandan hocalığa devam ederken diğer yandan da gazeticilik mesleğine girdi. 1922 yılında Ankara’da yayınlanan Öğüt ve Yenigün gazetelerinde muhabir, sonra da muharrir olarak çalıştı. Hâkimiyet-i Milliye, Ulus ve Konya’da yayınlanan Babalık gazetelerinde çalıştıktan sonra Hüseyin Câhit (Yalçın) Bey’in çıkarmakta olduğu Tanin Gazetesi’nin Ankara muhabiri oldu.
1924 tarihinde İstanbul’a gelerek Son Telgraf, Cumhuriyet, Yeni Türkiye, Vakit, Akşam, Gece Postası, İkdam - Son Telgraf, Yeni Sabah gazetelerinde muharirlik ve musahhihlik yaptı.
Şapolyo’nun basılmış olan çok sayıdaki önemli eserlerinden bâzıları: Filozof Ziya Gökalp (1933), Liseler için Tarih Kurtuluş Edebiyatı Tarihi (1938), Kemal Atatürk ve Millî Mücâdele Tarihi (1944), Mustafa Reşit Paşa ve Tanzimat Devri Tarihi (1945), Velet Çelebi İzbudak (1946), Osmanlı - İnkılap ve Avrupa Tarihi Özü (1946), Türkiye Tarihi (3 Cilt 1947), Türk Efsaneleri (1949), Atatürk’ün Hayatı (1955), Gazi Osman Paşa ve Plevne Müdafası (1958), Ahlak Tarihi (1960), Türk Büyükleri (1960), Türkiye Tarihi (1960), Osmanlı Sultanları Tarihi (1960), İnkılap Tarihi (1960), Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi (1964), Peygamberler Tarihi (1968), Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (1968), Türk Gazeteciler Tarihi, Ahiler Tarihi, Türkiye Anıtlar Tarihi.
Şapolyo’nun bu eserlerle beraber edebi romanları ve çocuk edebiyatı neşriyatından olmak üzere 60’tan fazla eseri vardır.
(**) TAHİR AKIN KARAUĞUZ: Türkçülük târihinin önemli isimlerinden Tâhir Akın Karauğuz, 06 Haziran 1982 tarihinde 84 yaşında İstanbul’da vefat etti. Doğumu: Safranbolu, 1898.
İlk ve ortaokulu Safranbolu’da tamamladıktan sonra lise tahsili için ailesi tarafından Kastamonu’ya gönderildi. Orada, her biri ileride yazar ve ilim adamı olan değerli arkadaşlar edindi. 1916 yılında gönüllü olarak askere gitti. 1918’de üsteğmen rütbesiyle terhis oldu. Lise son sınıfında yarım kalan tahsilini tamamlamak üzere Kastamonu’ya döndü. Mezuniyetinden sonra, günümüzde Bartın’a bağlı ilçe olan Ulus’a nâhiye müdürü olarak tâyin edildi. Nâhiyeye bağlı 67 köyün tamamını dolaşarak halkın Millî Mücâdele Hareketi’ni desteklemesi için çalıştı. Bir müddet sonra dayısının, sâhibi olduğu kömür ocaklarına müdür olması konusundaki ısrarlı teklifleri üzerine memuriyetten istifa ederek Zonguldak’a yerleşti. Bu görevi sırasında, Garp Cephesi Komutanlığı’nın Zonguldak ve Kozlu Bölgeleri Askerî Polis Müdürlüğü görevini de üstlendi. 1921 yılında tanıştığı Yusuf Akçura ve Mehmet Emin Yurdakul’un istekleri üzerine Ankara’ya gidip Millî Mücâdele Hareketi’ne katıldı. Garp Cephesi Komutanlığı Matbuat ve İstihbarat Şubesi’nde teğmen rütbesiyle göreve başladı. Bu görevi 1925 yılına kadar devam etti. Sonra Zonguldak’a dönerek dayısının yardımlarıyla burada ilk matbaayı kurdu. Matbaa, geçimini sağlayacak gelir getirmeyince sattı, İstanbul’a gelip Osmanlı Arşivleri Müdürlüğü’nde çalıştı.
Taşrada yaşamasına rağmen çalışmalarıyla Türkçülük tarihinde önemli bir yer işgal eden mümtaz simalardan biri olan Karauğuz, uzun ömrünün son demlerine kadar muhafaza ettiği heyecanı ile Türkçülük vadisindeki çalışmalarına devam etmiştir. Eskilerin ‘hezarfen / bin hünerli’ tabir ettikleri şahsiyetlerdendir.
Hayatı boyunca millî kültüre bağlı kaldı. Vatan ve millet sevgisini işleyen şiirler yazdı. konferanslar verdi, dergi ve gazeteler çıkarıp kitaplar yazdı. Yayınladığı gazetelerin sayısı 7, dergilerin sayısı 3’tür. 18 adet kitap yazıp yayınladı, fikirdaşlarının yazdığı 20 adet kitabı neşretti. Üzerine aldığı her görevde başarılı oldu.
Halkevi başkanlığı yaptı. Hizmetleri dolayısıyla kendisine 23 Nisan 1926 târihinde , üstün başarıları sebebiyle kendisine İstiklâl Madalyası verildi.
ZİYA GÖKALP’İN BİLGEOĞUZ YAYINLARI ARASINDA ÇIKAN DİĞER KİTAPLARI:
TÜRK AHLAKI
Merhum Ziya Gökalp, Türklerin ahlakta birinci olduğunu söylerken, milli bir övünme duygusuna kapılmış değildi. Çok tarih okumuş, millî mâziyi öğrenmiş ve düşmanlarımızın bizim hakkımızda söylediklerini belledikten sonra bu hükmü vermişti.
Ahlakın meydana gelmesinde en önemli sebep soydur. Bir toplumun ahlakı, soyunun karışması ile değişebilir. Türk ahlakı en eski çağlardan beri toplumcudur. Türklerde toplumun menfaati insanların menfaatinden üstün tutulur.
TÜRK TERBİYESİ
Türk çocuklarının; terbiyeli, ahlaklı, millî ve manevî değerlerine bağlı birer insan olarak yetiştirilmeleri, Türklüğün bekası ve yücelmesi için çok önemlidir. Bu yüzden Türk Milliyetçiliği fikrini bir ideoloji halinde sistemleştiren ve hayatını bu dâvâya adayan büyük düşünür Ziya Gökalp, eğitim konusuna çok önem vermişti. Türk Çocuklarının eğitimi ve terbiyesi konusunda sayısız makaleler yazdı. Bu kitapta, O’nun tebiye, eğitim, sosyal ahlak gibi konulardaki yazıları sâdeleştirilmiş ve bir araya getirilmiştir.
TÜRKÇÜLÜĞÜN ESASLARI
Türk milliyetçilerinin temel eserlerinden biri olan bu kitabın ilk baskısı 1923 yılında yayınlanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün de büyük ölçüde etkilendiği, yaptığı devrimler ve kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin perde arkasındaki güçlerin en önemlisi olarak bilinir. Kitapta; Türkçülüğün esasları; Türklük kavramını, millet unsuru gibi temel hususlar ile Türkçülüğün programı ile ilgili makaleler bulunmaktadır.
Ziya Gökalp Türkçülüğü; ‘Türk milletini sevmek ve yükseltmek’ olarak özetliyordu.
TÜRK TÖRESİ
Türk töresi; Türklere atalardan kalan hukukî ve sosyal kuralların bütünüdür.
‘Türk’ kelimesinin ‘töre’ kelimesi ile aynı kökten ileri geldiği ileri sürülür. ‘Türk’ kelimesinin; ‘töreli’, ‘töresi olan insan’ anlamında olduğu belirtiliyor.
HARS VE MEDENİYET
İnsanları birbirine bağlayıp millet hâline getiren unsur, kültür olgusudur. Ziya Gökölalp bunu, ‘hars’ olarak isimlendiriyor.
Medeniyet kelimesini ise ‘bir cemiyetin üst tabakasını, diğer cemiyetlerin üst tabakalarına bağlayan unsur ‘ olarak târif ediyor.
KISA KISA… / KISA KISA...
1-TARK MEDENİYETİ İTARİHİ
2-KÜRT AŞİRETLERİ HAKKINDA SOSYOLOJİK TEKKİKLER
3-TÜRKLEŞMEK İSLAMLAŞMAK MUASIRLAŞMAK
4-MALKA KONFERANSLARI (Kültür Bakanlığı Yayını)
5-FELSEFE DERSLERİ (Çizgi yayınevi)