DEVLET VE EKONOMİ – MEHMET GENÇ

Prof. Dr. Merhum Mehmet Genç, Ord. Prof. Dr. Ömer Lütfi Barkan (1902-1979) gibi Osmanlı İktisadı konusunda derin araştırmaları olan çok önemli eserler veren bir ilim adamımızdı.  O’nun tesbitine göre Osmanlı Devleti, 14-16. yüzyıllardaki tedricî inkişafı içinde teşekkül eden ana vasıfları ile ‘klâsik’ diye nitelenen hüviyetinde, 19. yüzyılın ilk yarısına kadar köklü bir değişiklik geçirmeden yaşadı. 19. yüzyılın ilk yarısından itibâren giderek hızlanan değişmelerle, bu ‘klâsik’ olarak nitelenen hüviyetinin birçok unsurları ortadan kalktı. Buna karşılık birçok yeni unsurlarla beslenen değişik bir hüviyet gelişti. 

Osmanlı, genel geçer kanaate göre ‘askerî ağırlıklı’ bir devletti. Dünya târihinde tek hânedan olarak 623 yıl çok geniş toprakları hükmetti. Bu sürenin 300 yılında döneminin en güçlü devleti idi. Bu ihtişamı, yalnız askerî güçle elde etmiş olduğunu düşünmek sağlıklı bir hüküm değildir. Âdil bir yönetim uygulaması yanında, iktisâdî yapısının da güçlü olması gerekir. Mehmet Genç, hayatı buyunca bu yapıyı incelemiştir. 

Tespitine göre; muhtevâsı, hedefleri ve devlet organizasyonunda münhasıran iktisâdî işlerle görevli organların bulunmaması sebebiyle, Osmanlı’da bir devlet iktisat politikasının varlığından bahsetmek kolay değildir.   

Şüphesiz Devletin birçok iktisâdî faaliyeti vardı. Bu faaliyetler esnâsında çeşitli hedefler tespit etmekte idi. Ancak bu fonksiyon ve hedefler, hiçbir zaman sırf iktisâdî mâhiyette değildi. Ekseriya siyâsî, dînî, askerî idârî ve mâlî düşüncelerle iç içe, birbirinden tefrik edilmesi zor bir karmaşıklık içinde bulunurdu. 

Osmanlı Devleti’nin mâliyesi, defterdar,  Hazine-i Âmire ve Mensûre-i Hassa tarafından yönetiliyordu. Mâliye Nâzırlığı ilk defa 28 Şubat 1838 târihli fermanla ihdas edildi. İlk Mâliye Nâzırı Abdurrahman Nâfiz Paşa’dır. Nâzırlık ihdas edildikten sonra da belli bir disiplin sağlanamadı.

Buna rağmen Osmanlı toplumunun bir iktisâdî hayatı vardı. Merhum Genç, iğne ile kuyu kazar gibi araştırmıştır. Bâzı olayları, kendi ifâdesiyle istidlâl (benzer konulardaki delil, belge ve gelişmelere dayanılarak verilen hükümler) yoluyla açıklayabilmiştir. 

Osmanlı Devleti’nde ihracâtı zorlaştırıcı, ithalâtı kolaylaştırıcı bir dış ticâret anlayışı hâkimdi. (s: 43) Korkulan en büyük tehlike dış ticâret açığı değil, ‘kıtlık’ idi. İktisâdî hayatın çeşitli sâhalarını ve safhalarını düzenleyen kaidelerin ana kaynağı ‘şeriat’* idi. Şeriatın açık şekilde düzenlemediği hususlar, pâdişahın kanunnâmeleri ile düzene konulurdu. Osmunlı’da en düzgün işleyen sistem, geleneklerdi, örf ve âdetlerdi. 

Ekonominin temel dinamikleri olarak üç ilke vardı: 1-İaşe. (yaşamak için yenilen-içilen gıdalar) 2-Gelenekler. 3-Fiskalizm. (Devletin gelirlerini artırmayı ve giderlerini azaltmayı hedef kabul eden düşünce. Başka bir ifâde ile her durumda devletin gelirlerinin ekonomi dışı yollarla yükseltilmeye çalışılması) Bu 3 unsurun ne olduğu kolay anlaşılabilir ifâdelerle açıklanıyor. (s: 41-48) 

Bu prensiplerin sonucu da şöyle açıklanıyor: ‘Osmanlı’nın iktisâdî dünya görüşü bu 3 ilkenin zamana, bölge ve sektörlere göre değişen oranlarda birleşmelerinden meydana gelen bir nevi üçlü koordinat (sınır çizgilerini belirleme) sistemi içinde kimliğini kazanmış ve bu kimliği iktisâdî hayatı yönlendiren düzenlemeler dünyasına vücut vermiştir.’ (s: 48)

Yazar büyük bir mahâretle, devletle ekonomi arasındaki ilişkilerde karşılaşılan problemleri çözebilmek için yeni bilgiler araştırmaktansa, yeni bakış açıları geliştirmenin daha uygun olacağını, çünkü yeni bilgilerle meselenin daha karmaşık hâle geleceğini belirtiyor. Anlaşılan o ki Osmanlı iktisâdiyatının özellikleri zihin sancıları ile ve ancak kısmen anlaşılabilirliğe kavuşturulabilir. Yazarın işâret ettiği mesele hakîkaten çözümü zor bir meseledir. Devlet otoritesine gölge düşürmesi muhtemel hiçbir iktidar odağına hayat hakkı tanımayan aşırı merkeziyetçi devlet olan Osmanlı, bâzı hallerde önemli ölçülerde geniş bir serbestiyet içinde hareket edebilen imtiyazlı bir teşkilatlanmaya izin vermiştir.  

Eserden alınan bâzı bölüm başlıkları, muhteva hakkında fikir edinilmesine imkân sağlamaktadır: 

-Osmanlı iktisâdî dünyâ görüşünün klâsik ilkeleri ve temel değerleri (s: 64-82)

-19. yüzyılda Osmanlı iktisâdî dünyâ görüşünün klâsik prensiplerindeki değişmeler (s: 83-92) 

-Mâlî sistem ve ekonomi (s: 95-142) Bu bölümde çok sayıda ve dikkat çeken çizelge ve belge var. 

-18. Yüzyıla âit Osmanlı mâlî verilerinin iktisâdî faaliyetin göstergesi olarak kullanılabilirliği üzerine bir çalışma. (143-183)

-1775 yılında başlayan iç borçlanma. Fevkalâde dikkat çekici târifi olan bu uygulama, Borçların sebepleri ve nerelerde kullanıldığı hakkında bilgiler ihtiva ediyor.  

-Osmanlı Devleti’nde iç gümrük rejimi (s: 194-200)

Eser; 15 ve 16. yüzyıllarda Osmanlı Devleti’nde iç ve dış ticâret, iktisat ve savaş, sanayi, değişimler, ihracat, ticâret merkezi olarak Tokat, Osmanlı esnafı ve devlet, Ahîlik Teşkilâtı başlıklı bölümlerle devam ediyor. 

İstanbul’un fethi, dünya târihinde olduğu kadar Osmanlı Devleti için de büyük değişimlerin başlangıcıdır. Bu başlangıç ve devamındaki gelişmeler, dördüncü bölümde yer alıyor. (s: 307-325)

Son bölüm, eserin mevzuu ile alâkalı diğer makale ve konuşmalara tahsis edilmiştir. (s: 327-357)

İnsanı ilgilendiren herşey, ekonomi ilminin kapsamındadır. Sürü, çoban için değildir. Çoban, sürü için olduğu gibi, ekonomi de insan içindir. Bu sebeple Mehmet Genç Hoca’nın eserinde yer alan her bilgi, herkese gereklidir. Okunmalıdır. 

Esâsen okumak, insanoğlu için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Çünkü kitap okuyan bir insanın anlama kapasitesinin, hiç kitap okumayan bir insana oranla %60 daha fazla olduğu, okumanın insan beynini tembellikten ve hattâ aptallıktan kurtaran bir ilaç olduğu ilmen tespit edilmiştir. 

Türk olduğu bilinen Sümerlerden kalma bir atasözümüz var: ‘Bilmiyorsan öğren, biliyorsan öğret!’

Bilmek için okumak gerek. Mehmet Genç Hoca’nın ‘Devlet ve Ekonomi’ isimli eseri, okunması gereken bir kitap. 

ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş.  İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul T

elefon: 0.212- 251 03 50 Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: [email protected]  www.otuken.com.tr  

*şeriat: 1-Açık, doğru ve düz yol. 2-Herkesin uyması için konulan her çeşit kural, kanun, düzen ve nizam. Şeriat adâlettir, adâlete riâyettir. Bunun içindir ki Türk milleti, ‘Şeriatin kestiği parmak acımaz’ demiştir. Bu söz, Türk milletinin vicdan aynasıdır. Büyük bir ihtimalle, başka milletlerde buna benzer bir söz yoktur. Şeriat kelimesi, ‘dînî hükümler’ olarak da kullanılmaktadır. Bu mânâdaki şeriat, inancı olmayan insanları fevkalâde rahatsız eder. Onlar bilmezler ki bu hükümlere riâyet edip etmemek, şahsın kendi isteğine bağlıdır. Bu durum, İslâmiyet’in, bütün insanlara tanıdığı sonsuz hürriyetin göstergesidir. (OÇ)

 

Dr. MEHMET GENÇ

4 Mayıs 1934 târihinde Artvin’in Arhavi ilçesinde dünyaya geldi. 1953’te Haydarpaşa Lisesini, 1958’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümünü bitirdi. Kısa bir süre Ankara Valiliği’nde mâiyet memurluğu ve Şereflikoçhisar’da kaymakam vekilliği gibi memuriyetleri deruhte etti. 1960’ta girdiği İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Türk İktisat Târihi Enstitüsünde 1965’e kadar asistan olarak, o yıldan 1982 yılına kadar da uzman olarak çalıştı. 1983 yılında Marmara Üniversitesinde İktisat Târihi ve Târih Metodolojisi dersleri vermeye başladı. 1985-1988 yılları arasında TRT’de danışman olarak görev aldı. 1985-2020 yılları arasında İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Şehir Üniversitesi ve Marmara Üniversitesinde lisans ve lisansüstü dersleri verdi.

Mehmet Genç, Osmanlı İktisat Târihi alanında makale ve tebliğleriyle milletlerarası şöhrete sâhip bir ilim adamıdır. Türk Târih Kurumu ve TÜBA Şeref üyeliğinin yanı sıra American Research Institute in Turkey Yönetim Kurulu üyeliği bulunan Genç, Osmanlı iktisadının temel meselelerine eğilip özgün sonuçlara ulaştığı çalışmalar ‘Osmanlı Devleti’nde Devlet ve Ekonomi’ adıyla neşredilmişti. (Ötüken 2020) Osmanlı maliye bürokrasisinin icmal ve defter verilerini esas alarak Erol Özvar’la hazırladığı ve gözden geçirilip yenilenmiş baskısı Ötüken Neşriyat tarafından yapılacaktır. Osmanlı Mâliyesi Kurumlar ve Bütçeler adlı iki ciltlik çalışması, Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi adıyla 2014 yılında yayımlanmıştır. Aynı konu başlıkları üzerinde Erol Özvar’la söyleşileri Osmanlı Ekonomisine Dâir Konuşmalar 1 adıyla (Ötüken Neşriyat tarafından yayınlanacaktır.  

Mehmet Genç, Carlo M. Cipolla’nın The Economic History of World Population (Dünya Nüfusunun İktisat Târihi, Ötüken, 1980) adlı eserini Mehmet Sırrı Gezgin müstearıyla, Ahmed Djevad’ın eski Türklerin meziyet ve üstünlüklerinin derlendiği kitabını ise Eski Türkler başlığıyla, (Yağmur Yayınları, 1978. Son neşri: Yabancılar Gözüyle Türkler, Kitabevi, 2017) çevirmiştir. 

2015 yılında kendisine TC. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü tevcih edilen Mehmet Genç, 18 Mart 2021 târihinde ebedî âleme intikal etti ve 19 Mart’ta Fâtih Camii’nde düzenlenen cenâze töreninin ardından cami haziresinde Osmanlı-Türk ilminin mümtaz şahsiyetleri arasında lâyık olduğu yere defnedildi.

Orta Anadolu Halk Kültüründe 

DEYİMLER ve HİKÂYELERİ

1440 sayfalık ‘Oğuz Boyları Aşiret, Oymak, Cemaatler Şecere’ isimli eserin yazarı İsmâil Uçakcı, Deyimler ve Hikâyeleri isimli  eserinde; İnsan topluluklarını millet yapan ve onun dünya milletleri arasındaki yerini belirleyen kültür unsurlarını ele alıyor. Bunlar aile yuvası kurma, aile yuvasını yaşatma, aileyi sona erdirme, beddua, çeşitli konularda halk inançları, dayanışma, destan, deyim, doğum, düğün, düğüne dâvet âdetleri, eğlence, gülmece, halk takvimi, hayır duâsı, hikâye, iskân, köy odaları, mani, nişan, oyun, mekân, söz kesme, şiir, ölüm merâsimleri, yardımlaşma gibi konulardır.  

 Üç yüz başlık altında ele alınan bu konuların önlemli bir kısmı aslına sâdık kalınarak genel ağızla anlatılırken, bir kısmı mahallî ağız ve anlatımla aktarılıyor. 

Aksaray, Ankara, Çankırı, Çorum, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde, Sivas, Yozgat, yöresinin kültür unsurlarına farklı bir pencereden bakılıyor.

Hikâyeleri anlatılan deyimlerdan bâzıları *Al gülüm ver gülüm. *Selâm verdim borçlu çıktım. *Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu. *Akılsız başın cezâsını ayaklar çeker. *Darısı başına. *Eski çamlar bardak oldu. *Sakla samanı, gelir zamanı. *Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye. *Dereyi görmeden paçayı sıvama. *Ayıkla pirincin taşını. *Ali Cengiz oyunu. *Kara kaplı defter. *Akla karayı seçmek. *Kırk dereden su getirmek. 

Yazar, bu kitabı hazırlamaktaki maksadının; ‘Unutulmak ve yok olmak üzere olan bu kültür unsurlarını derleyip, toplayarak kitap hâlinde gelecek nesillerimize aktarmak’ olduğunu açıklıyor.

Tebrike şâyan bir kültür hizmeti…

BİLGEOĞUZ YAYINLARI: Alemdar Mahallesi Molla Fenarî Sokağı Nu: 35/B Cağaloğlu, İstanbul.

Tel: 0.212-527 33 65 Belgegeçer: 0.212-527 33 64 Whatsapp hattı: 0.553-129 86 86 E-posta: [email protected]   WEB: www.bilgeoguz.com  

OSMANLI HARİCİYESİ’NİN 

GÜNEY KAFKASYA RAPORLARI (1852-1914)

Azerbaycan Türklerinden Dr. Telman Nusretoğlu, Dünyâ târihi, siyâset ve özellikle Azerbaycan hakkında eserler veren bir akademisyendir. Azerbaycan’da Rus kilisesi ve Rusçuluk Faaliyetleri 1828-1905, Rusya’nın Azerbaycan’da Hâkimiyet Kurma Mücâdelesi ve Deli Petrı’dan Putin’e Derin Rusya isimli eserleri Türkiye’de de yayınlanmıştır. 

Türk-İslam âleminin son cihan devleti olan Osmanlı, yüzyıllar boyunca Asya, Avrupa ve Afrika kıtasında hâkimiyet kurmuş; farklı dil, din ve kültürden olan pek çok halkı büyük bir hoşgörüyle bayrağı altında barındırmıştır. Osmanlı coğrafî olarak da denizlerde ve karada yüzyıllar boyunca süper güç pozisyonunu devam ettirmiştir. Osmanlı Arşivleri Kafkasya dâhil dünyanın pek çok coğrafyasının hâfızası durumundadır. 

Hem Güney Kafkasya hem de Osmanlı târihi açısından en az araştırılmış konulardan biri de şüphesiz Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’nin Rus işgali sonrası açmış olduğu diplomatik temsilcilikler yoluyla Kafkasya'da gerçekleştirdiği faaliyetlerdir. Dr. Nusretoğlu bu eserinde özellikle 19. asrın ikinci yarısından sonra bölgede yaşanan gelişmelerle ilgili Şehbenderliklerin  (Konsoloslukların) hazırladıkları raporlar, değerlendirmeler, çeşitli konularla alâkalı olarak İstanbul’a gönderdikleri bilgileri mercek altına alıyor. Osmanlı Hariciyesi'nin Güney Kafkasya'daki faaliyetlerini aydınlatan çok önemli Şehbenderlik belgeleri ilk defa bu kitapla açıklanıyor. 16 X 24 santim ölçülerinde 576 sayfalık eser, Temmuz 2021’de yayınlandı. 

BERİKAN YAYINEVİ: Kültür Mahallesi, Kızılırmak Caddesi Nu: 61 Gonca Apartmanı Daire: 6 Kızılay, Çankaya, Ankara.

Telefon: 0.312-232 62 18 Belgegeçer: 0.312-232 14 99 e-posta: [email protected]   www.berikanyayinevi.com    

KARANLIĞIN SOLUĞU

Fransız roman yazarı Maxime Chattam çocukluğunun geçtiği Amerika’yı mekân alarak yazdığı polisiye gerilim türündeki roman, Ali Cevat Akkoyunlu tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir. 13,5 X 21 santim ölçülerinde 464 sayfadır. 

New York'ta düzinelerce insan tuhaf şartlar altında kaçırılmış, pek çoğu bulunamamıştır. Kurtulanlardan biri olan ve kafa derisi yüzülmüş halde bir parkta ortaya çıkan Julia, cehennemden kaçtığını ve bizzat Şeytan'ı gördüğünü iddia eder. O sırada Saint Edwards Kilisesi'nin sunağı da kanla yıkanmaktadır…

Eski profil uzmanı Joshua Brolin'in de yardımıyla soruşturmayı yürüten genç polis Annabel O'Donnel, yeni bir ilâhî varlığın, Caliban'ın yüceltildiği sır dolu bir tapınağın izlerine ulaşır. Peki, bu topluluğun amacı nedir? Kafa derileri yüzülmüş tam altmış yedi insanı gösteren şok edici fotoğraflar ne anlatmaktadır? Soruşturma ilerledikçe, kendilerini akla hayâle sığmayacak bir canavarlığın ortasında bulurlar. Yapmaları gereken tek şey, hastalıklı bir adamın zihnini kavrayabilmektir.

Maxime Chattam, kendine has üslubuyla Karanlığın Soluğu'nda son derece esrarengiz ve bir o kadar da dehşet verici bir dünyaya kapı aralıyor.

PANAMA YAYINCILIK: Yüksel Caddesi Nu: 7-A/7 Kızılay Ankara.

Telefon ve Belgegeçer: 0.312-432 14 80 e-posta: [email protected] internet: www.panamayayincilik.com 

KISA KISA… KISA KISA…

1-SEYİR: Piraye / Mona Kitap.

2-BİR İSLÂM MAHKÛMUNUN SON GÜNÜ: Victor Hugo / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 

3-Prof. Andersen’in Gecesi: Dag Solstad – Bânu Gürsaler Syvertsen / Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık.

4-ZAMİR: Hakan Günday / Doğan Kitap.

5-AZİZ DON MANUEL: Miguel de Unamuno – Zeynep Öztekin / Ayrıntı Yayınları.  

DERKENAR:

FARKINDA MISINIZ?

Eğer bir ‘Dil Cezâ Kanunu’muz olsaydı, dil yanlışları sebebiyle, (bu satırların yazarı da dâhil olmak üzere) sicili temiz bir kalem erbâbı bulmak imkânsız olurdu.