Ötüken'den Kırım'a

TÜRK DÜNYÂSI KÜLTÜR TÂRİHİ

Târih’ denildiğinde, umûmiyetle siyâsî hâdiseler ve savaşlar ile devletlerin kuruluşu ve târih sahnesinden çekilişi akla gelir. Siyâsî hâdiselerin millî kültürden kaynaklanan sebeplerle gerçekleştiği hakîkati çoğu zaman göz ardı edilir. Bu sebeple târih kitaplarında milletlerin kültür, sanat, ilim ve edebiyatına ait bilgileri bulmak nâdirattandır.  Bu sâhanın kültür ve sanat târihçilerine ait olduğu kanaati hâkimdir. Oysaki târih bir bütündür. Devletlerin idârî, yapısı, iktisâdî hayatı, milletlerin sosyal dokusu, sağladığı teknolojik gelişmeler, târih ilminin ilgi sâhasında olmakla birlikte târih kitaplarında yeterli ölçüde yer almazlar. Gerçekte bunlar, milletlerin krakter yapılarının şekillenmesinde mühim roller oynadıkları gibi, târihî olayların gelişmesine ve insanlığın geleceğinin belirlenmesinde etkili unsurlardır.  

Güzel bir gelişmedir ki, kısır ve dar görüşlerle târih yazıcılığı artık gerilerde kalmıştır. ‘Ötüken’den Kırım’a Türk Dünyası Kültür Târihi’ isimli eser bizlere bu müjdeyi veriyor. 

Ötüken Neşriyat, Türk Dünyası Kültürü’nün ehemmiyetini müdrik olarak, Türk Halk Edebiyatı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Durbilmez’in Türk Dünyası Kültürü isimli eserinin birinci cildini 2017, İkinci cildini 2019 yılında yayınladı. Seriye devam etmesi memnuniyet vericidir. 

Bir bütün olan Türk dünyası, Çarlık Rusya’sı da dâhil edilerek hesaplanırsa, 150 yıl boyunca özellikle dil ve alfabe birliğine yönelik vahşi müdâlelelerle parçalanmaya çalışılmıştı. Bazı sıkıntılar sebebiyle, 1991’den günümüze 30 yıla yakın bir süreyle devam ettirilen ciddî çalışmalara rağmen istenilen neticeye henüz ulaşılamamıştır. Türk dünyası kültürü ile alakalı kitaplar çoğaldıkça, ‘Türk Dünyası’ şuurunun kemâle ereceği şüphesizdir. Bu tür kitapları hazırlayanlar ve yayınlayanlar büyük bir hizmetin gönüllüleridir.  

Prof. Dr. Ahmet Kanlıdere ve Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu’nun editörlüğünde hazırlanın 16,5 X 23,5 santim ölçülerindeki 541 sayfalık eserde ele alınan konular ve yazarları: 

1-Orta Asya Türk Târihine Dâir Umûmi Eserler: Prof. Dr. Ahmet Kanlıdere. (s: 15-37)

2-Asya Hunları, Akhunlar, Tabgaçlar: Prof. Dr. Tilla Deniz Baykuzu. (s: 39-59)

3-Göktürkler. Prof. Dr. Ahmet Taşağıl. (s: 61-79)

4-Uygurlar: Prof. Dr. Ayşe Melek Özyetgin. (s: 82-104) 

5-Kırgızlar, Türgişler, Karluklar ve Oğuzlar: Dr. Öğr. Üyesi Hayrettin İhsan Erkoç (s: 105-135)

6-Doğu Avrupa’da Türkler: Dr. Öğr. Üyesi Umut Üren. (s: 137-164)

7-Prof. Dr. Ömer Soner Hunkan: İlk Müslüman Türk Devletleri. (s: 165-204)

8-Doç. Dr. Sadi S. Kucur: Büyük Selçuklu Devleti. (s: 205-228)

9-Dr. Öğr. Üyesi Gülseren Azar Nasırabadı: Hârizmşahlar Devleti. (s: 229-249)

10-Doç. Dr. Muhammed Bilal Çelik: Moğollar Zamanında Ota Asya. (s: 251-272)

11-Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu: Altın orda Devleti. (s: 273-291)

12-Doç. Dr. Serkan Acar: Altın Orda’nın Mirasçıları: Türk-Tatar Hanlıkları. (s: 293-317) 

13-Doç. Dr. Alper Başer: Kırım Hanlığı. (s: 319-340)

14-Prof. Dr. Azmi Özcan: Hindistan’daki Türk Devletleri. (s: 341-353)

15-Doç. Dr. Gülay Karadağ Çınar: İran Türkleri. (s: 355-403)

16-Prof. Dr. Hayrunnisa Alan: Timurlular. (s: 405-423)

17-Prof. Dr. Mehmet Alpargu: Türkistan Hanlıkları. (s: 425-454)

18-Prof. Dr. Ahmet Kanlıdere: İdil-Ural ve Orta Asya’da Kültürel ve Toplumsal Dönüşüm 1800-1991 (s: 455-500)

Eserdeki alt başlıklar ve ele alınan konular, yazarların ne kadar titiz ve ince detaylara varıncaya kadar hassas çalıştıklarını gösteren delillerdir:

Göktürklerin dürüstlüğü (s: 77); Uygurlarda dil ve edebiyat (s: 92); Talas Savaşı (s: 121); Hunların dili (s: 142); Hazar Kültürü (s: 154); Peçenek Kültürü (s: 159); Karahanlılar’da suçlar ve cezâlar (S. 177); Selçuklularda Hayat Tarzı (s: 209); Cengiz Kağan Sonrası Moğol Devletleri (s: 255); Altın Orda Devleti’nde Dînî Hoşgörü (s: 283); Tatar Türklerinin Hanlıkları (s: 293); Hindistan’daki Türk Devletleri (s: 341); İran Türkleri (s: 355); Timurlu Hânedânında Sanat (s: 417); Türkistan Hanlıkları (s: 426); İdil-Ural’da Dînî Uyanış (s:455)

Eserin sonraki sayfalarında, bu türdeki hacimli ve geniş kapsamlı kitapların ‘olmazsa olmaz’ mesâbesindeki unsuru ‘Dizin’ bölümü yer alıyor. (s: 501-533) Son bölümde ise esere her biri, hacimli kitapların konusu olacak makaleleriyle katkıda bulunan ilim insanlarının alfabetik sırayla isimleri, hayat hikâyeleri veriliyor.

Her konunun uzmanlarından oluşan zengin kadronun bir araya getirilmesi şüphesiz büyük gayret gerektirir. Tebrike şâyan bu çalışma, yalnızca târihçilerin değil, profesyonel ve amatör târih okuyucularının da ilgisini çekecek husûsiyetlere sâhiptir. Özellikle de Türk Dünyâsıyla ilgilenenlerin…

ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş. İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul 

Telefon: 0.212- 251 03 50

Belgegeçer: 0.212-251 00 12 

e-Posta: [email protected]  www.otuken.com.tr  

Prof. Dr. AHMET KANLIDERE: 

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Târihi Kürsüsü'nden mezun oldu (1982). Boğaziçi Üniversitesi’nde başladığı yüksek lisans eğitimini (1983-84) Marmara Üniversitesi Târih Bölümü'nde tamamladıktan (1988) sonra Amerika'ya gitti. Doktora eğitimini Columbia Üniversitesi’nin Ortadoğu Dilleri ve Kültürleri Bölümü'nde yaptı (1988-96). İstanbul'a döndükten dört yıl sonra misâfir öğretim üyesi olarak Kazakistan'daki Ahmet Yesevî Üniversitesi'nde bir yıla yakın ders verdi. 2004-2007 yılları arasında Türkiye'nin Taşkent Büyükelçiliği'nde Kültür Müşâviri olarak görev yaptı. Daha sonra Marmara Üniversitesi'ne döndü ve 2009'da profesör oldu. 2016-18 arasında Fen-Edebiyat Fakültesi Târih Bölümü başkanlığını yürüttü. Hâlen aynı üniversitede Genel Türk Târihi Anabilim Dalı başkanı olarak görevine devam etmekte, İdil-Ural, Kırım, Türkistan ve Kafkasya'da yaşayan Türk gruplarının fikir târihi alanında çalışmalar yapmaktadır. 

Eserlerinden bâzıları şunlardır

Reform within İslam: The Tajdid and Jadid Movement among the Kazan Tatars (1809-1917) (İstanbul 1997); Kadimle Cedid Arasında: Musa Cârullah (İstanbul 2005); Muhammed Zahir Bigiyev: Mâverâünnehir’de Seyahat (haz., İstanbul 2005); Orta Asya Türk Târihi (ed., Eskişehir 2011); 19. Yüzyıl Türk Dünyası (ed., Eskişehir 2013); Çağdaş Türk Dünyası (ed. İlyas Kemaloğlu ile birlikte, Eskişehir 2014); Sosyalizmden Türkçülüğe Kazanlı Ayaz İshakî (1878-1954) (İstanbul 2019); Yusuf Akçura: Damolla Âlimcan el-Barudî: Tercüme-i Hâli (İstanbul 2019).

Prof. Dr. İLYAS KEMALOĞLU: 

2001'de Marmara Üniversitesi Târih Bölümü'nde lisansını, 2003'te ‘Altın Orda - İlhanlı Münasebetleri’ başlıklı tezle yüksek lisansını ve 2008'de ‘Altın Orda ve Rusya: Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi’ başlıklı tezle doktorasını tamamladı. 2012'de doçent, 2017'de profesör oldu.

Rusça, İngilizce, Farsça ve çeşitli Slav ve Türk lehçelerini bilen Kemaloğlu, 2004-2008 yılları arasında Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Rusya-Ukrayna Masası'nda görev yaptı. 2009-2012 yılları arasında Türk Târih Kurumu'nda çalıştı. 2009-2013 ORSAM'da Avrasya Danışmanı olarak görev yaptı.

Prof. Kemaloğlu, 2013 yılından itibâren Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Târih Bölümü Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. 2013 ve 2018 yıllarında arka arkaya iki defa Türk Târih Kurumu Bilim Kurulu'na aslî üye seçildi. ‘Altın Orda ve Rusya: Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi’ adlı çalışması, 201l'de Türk Târih Kurumu Teşvik Ödülü'ne, 2019'da İlim Yayma Sosyal Bilimler Ödülü'ne layık görüldü.

Başlıca kitap çalışmaları:

Moğolların Kafkasya Politikası (2003); Altın Orda ve Rusya: Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi (2009); Rusların Gözüyle Türkler (2015); Altın Orda Hanlığı’na Ait Resmî Yazışmalar (A. Melek Özyetgin ile birlikte, 2017); Avrasya Fatihi Tatarlar (haz., 2007); Ötemiş Hacı, Çengiz-Nâme (haz., 2009); Rus Elçi Raporlarında Astrahan Seferi (haz., 2011); Türk Dünyasında Sürgün ve Göç, (ed. N. Sarıahmetoğlu ile birlikte, 2015); İkinci Dünya Savaşı ve Türk Dünyası, (ed. N. Sarıahmetoğlu ile birlikte, 2016); Avrasya'nın Sekiz Asrı: Çengizoğulları, (ed. H. Alan ile birlikte 2016); Rus Genelkurmay Belgelerinde İkinci Abdülhamid ve Osmanlı Ordusu (haz. M. Bashanov ile birlikte, 2018); Atlas Tartarica, (çev., 2017).

KUŞBAKIŞI

KADİM TÜRK YURDU FERGANA VADİSİ 

ve BÜYÜK GÜÇLERİN HÂKİMİYET MÜCÂDELESİ

Fergana Vadisi, kuzeyden Tanrı Dağları’nın Çotkal silsilesiyle, kuzey doğudan Fergana Dağları’yla, güney yönünden Altay ve Türkistan Dağları’yla çevrilmiş korunaklı bir yerdir. Târihi süreçte İskitler, Moğollar, Sartlar, Soğdlar gibi birçok kavimlerin yaşadığı Fergana Vadisi’nde, Göktürkler zamanında Türk halklarının sayısında yoğun bir artışın olduğu kaynaklardan bilinmektedir. Vadi, 16. yüzyıldan 18. yüzyılın başlarına kadar Buhara Hanlığı’na bağlı olarak kalmıştır. 18. yüzyılda Hokand Hanlığı’nın kurulmasıyla el değiştiren vadi, Buhara ve Hokand Hanlıkları arasında sık sık mücâdele sahası olmuştur. 

Birbirleriyle mücâdeleye tutuşan Türkistan Hanlıkları, etraflarını saran Rusya gibi büyük devletlerin politikalarını fark edememişlerdir. Bu mücâdeleler onların güç kaybetmelerine ve ellerinde olanı da yitirmelerine sebep olmuştur. Hindistan’daki sömürgelerini korumak için yoğun bir diplomasi mücâdelesi veren İngiltere, Rusya’nın yayılma siyasetinin karşısındaki en dikkat çeken muhalefetti. İki büyük güç arasındaki ‘Gölgeler Oyunu’nun kazananı Rusya olmuştur. İngiltere, Afganistan’ın tampon bölge olmasından duyduğu memnuniyet ile Rusya’nın yayılma siyâsetine göz yummuştur.

Bölge târihine baktığımız zaman, Fergana Vâdisi’nde Türk kültürü ve İslâm medeniyetinin hâkim durumda olduğu görülmektedir. İslâm kültürü ve tarikatları, vâdide yoğun bir şekilde varlığını yüzyıllarca devam ettirmiştir. Hatta bölgede, zaman zaman tarikatlar siyâsette belirleyici bir unsur olmuştur.

İlker Türkmen’in telif ettiği 14 X 21 santim ölçülerinde, 382 sayfalık eser, Ağustos 2020’de yayınlanmıştır.

BERİKAN YAYINEVİ: Kültür Mahallesi, Kızılırmak Caddesi Nu: 61 Gonca Apartmanı Dâire: 6 Kızılay, Çankaya, Ankara.                               

Telefon: 0.312-232 62 18

Belgegeçer: 0.312-232 14 99

e-posta: [email protected]  www.berikanyayinevi.com  

HATÂ NEREDEYDİ? Doğu’nun 300 yıldır Cevabını Aradığı Soru

HURÂFELERDEN GERÇEKLERE: DOĞU’NUN GERİ KALIŞ TARİHİ…

Bernard Lewis tarafından telif edilen, M. Murtaza Özeren tarafından Türkçeye çevrilen eserin 6. baskısı, 23,5 X 21,5 santim ölçülerinde ve 192 sayfa olarak Haziran 2020’de okuyucuya sunuldu.

İslâm dünyası, yüzyıllar boyunca hem askerî ve ekonomik anlamda hem de medeniyet sanatları ve ilim gibi alanlarda öncüydü. İnsanlığın en ön safında, çok kuvvetli bir biçimde yerini almıştı. Peki nasıl oldu da aynı yüzyıllar boyunca barbarlığın ve dinsizliğin karanlığına batan, öğrenilecek ve korkulacak hiçbir şey barındırmayan yer olarak gösterilen Hıristiyan Avrupa bir anda öne geçmişti? Her şey nasıl bu kadar çabuk değişmişti? Savaş meydanlarından ekonomik pazara, kamudan özel hayata kadar Batı hangi kuvvetleriyle zafer üstüne zafer kazanmıştı?

Otoriteler tarafından emsalsiz bir bilgi birikimi ve zarâfetle yazıldığı belirtilen, ihtivâ ettiği konularla çok kışkırtıcı ve ufuk açıcı bir eser olarak gösterilen Prof. Lewis’in kitabı, Batı tarafından İslâm dünyâsının nasıl alt edildiğini, nasıl gölgede bırakıldığını ve tahakküm altına alındığını anlamaya çalışan İslâm dünyasının acı dolu tepkisini inceliyor. Karmaşa içindeki bir kültürün hayranlık uyandırıcı portresini sunan Lewis, Ortadoğu’nun dikkatini nasıl Avrupa’nın silahlarına, sanayisine, ticâretine, yönetimine, diplomasisine, eğitimine ve kültürüne yönelttiğini gösteriyor. 18 ile 20. yüzyıllar arasında Batı ve Ortadoğu kültürleri arasındaki çarpıcı farklılıkları, Hıristiyanlık ve İslâm, müzik ve sanat, kadınların konumu, laiklik ve sivil toplum, saat ve takvim üzerinden ortaya koyuyor.

Ortadoğu çalışmalarının önde gelen ismi olarak kabul edilen Bernard Lewis, Ortadoğu ile Avrupa arasındaki târihî ilişkiye çok isâbetli bir bakış açısı kazandıran çalışması ‘Hata Neredeydi?’ isimli kitapla Türk okuyucusunun karşısına tekrar çıkıyor. Bu yeni tercüme, her yönüyle soluk soluğa okunacak bir başvuru kitabıdır.

KRONİK KİTAP: Şakayıklı Sokağı Nu: 8, Levent, Beşiktaş – İstanbul. 

Telefon: 0.212-243 13 23 

Belgegeçer: 0.212-243 13 28 

e-posta: [email protected]  // www.kronikkitap.com  

EMILY’YE BİR GÜL

1897-1962 yılları arasında yaşayan Nobel Edebiyat Armağanı sâhibi Amerikalı yazar William Faulkner tarafından telif edilen ve hikâyelerden oluşan eseri, Aysun Arslan ve 8 arkadaşı tarafından Türkçeye tercüme edilerek 13,5 X 21 santim ölçülerinde 285 sayfa hacimle Kasım 2019’da yayımlandı. Kitapta yer alan 17 adet hikâyenin her biri roman derinliğindedir. İşlenen konular; ırk ayırımı, kölelere yapılan insanlık dışı muameleler, beyazlar, kızılediriler ve siyahlar arasında yaşanan mücâdelelerdir. 

Faulkner, günlük hayatın yeknesaklığında, sıradan olaylar gibi görünen hâdiselerden yola çıkarak olup bitenleri iç yakıcı bir şekilde anlatıyor. Güney’in sosyal yapısını ustalıkla resmediyor. 

YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK:  İstiklal Caddesi Nu: 161-161/A Beyoğlu 34433 İstanbul. 

Telefon: 0.212-252 47 00 

Belgegeçer: 0.212-293 07 23

www.ykykultur.com  e-posta: [email protected]  

KISA KISA… KISA KISA…

1-İKİ ŞEHRİN HİKÂYESİ: Cherles Dickens – Cihat Taşçıoğlu / Turkuvaz Kitap. 

2-CENGİZ HAN: Michal Biran - Ahmet Fethi Yıldırım / Vakıfbank Kültür Yayınları.

3-MİHALOĞULLARI: Fâtih Yurrtaş / Bilgeoğuz Yayınları.

4-MUTLU OLMA SANATI: Arthur Schopenhauer - Şebnem Sunar / Can Yayınları. 

5-KASIRGA TUTULMASI: Jesmyn Ward – Solina Silahlı / Doğan Kitap.

DERKENAR:

NEDEN DİL KANUNUMUZ YOK?

Adâlet ve hukuk elbette önemli. Onun içindir ki Meşrutiyet Dönemi’nde ‘Kanun-u Esâsiye’miz, Cumhuriyet döneminde önce, ‘Teşkilât-ı Esâsiye Kanunumuz’, sonra ‘Anayasa’mız oldu. Medenî Kanun, Ticâret Kanunu, Cezâ Kanunu, Bankalar Kanunu, Meslek Eğitimi Kanunu, Orman Kanunu, Vergi Kanunu ve diğerleri… Önemli ve önemsiz binlerce kanun…

Dilimiz Türkçe hepsinden daha önemli olmasına rağmen hiçbir zaman dil kanunumuz olmadı.

Yazık…

Dil kanunumuz olsaydı, bu satırların yazarı ve kanunu hazırlayanlar dâhil, sicili temiz kalem erbabı bulunamazdı. 

Ne gam? Türkçemiz kirletilmez, temiz kalırdı…