KİTAP GİBİ DERGİLER

SÖĞÜT VE MİLLÎ MECMÛA

Mütefekkir ve Müellif Merhum Üstat Cemil Meriç (1916-1987) Diyor ki: ‘Kitap ve gazete... biri zamanın dışındadır, öteki an’ın kendisi. Kitap, sizinle berâber yaşar, sizinle, beraber büyür. Gazete, okuyunca biter. Kitap fazla ciddî, gazete fazla sorumsuz. Kitap, istikbâle yollanan mektup... smokin giyen heyecan, mumyalanan tefekkür. 

Dergi, hür tefekkürün kalesi. Belki serseri ama tâze ve sıcak bir tefekkür. Kitap, çok defa tek insanın eseri, tek düşüncenin yankısı; dergi bir zekâlar topluluğunun, Dergi, bir neslin vasiyetnâmesidir; daha doğrusu mesajı. Kapanan her dergi, kaybedilen bir savaş, hezimet veya intihar…’ 

Dergilerle alâkalı hemen hemen her makalenin girişinde yer alan bu satırlar. Daha çok ve sık kullanılsa, ümit edilir ki dergiler eski itibârına kavuşabilirler. 

Türk basın hayatı, dergiler mezarlığı gibidir. Proje safhasındayken sönen ümitler, birinci sayıdan sonra yayın dünyasından çekilenler, onuncu, yirmi beşinci veya ellinci sayıya ulaşıldığı iftiharla belirtilenler, daha sonra ise kayan yıldız gibi kaybolanlar… 

Sâdece Türkiye’mizde değil, pek çok ülkede dergilerin kaderi böyledir.  

Eskiler bilirler, edebî akımlar oluşturan dergilerimiz vardı. Anlı şanlı muharrirlerimiz, mütefekkirlerimiz, yayınladıkları veya yazdıkları dergilerle anılırlardı. 

Kesintilerle de olsa 1000’inci sayıyı aşan dergilerimiz, ikiyi, üçü geçmez. 

Fikir ve edebiyat dergisi yayıncılığı ‘ticârî bir iş’ olmaktan çıkmıştır. Ya büyük kuruluşlar tarafından prestij maksadıyla veya meraklı amatörler tarafından fedâkârlıklarla yayını güç-belâ devam ettirilen birkaç dergi ancak vardır. 

***

Türkiye’nin en güçlü kitap yayıncılarından biri olan Ötüken Neşriyat, dergiciliğin mâkus tâlihini yenmek maksadıyla, çeşit zenginliğini okuyucuya sunan, kitap ciddiyetini de muhafaza eden Söğüt ve Millî Mecmûa isimli iki derginin yayınını, fedâkârca ve ısrarla devam ettiriyor. 

SÖĞÜT:

İki ayda bir yayınlanan 16 x 24 santim ölçülerindeki Söğüt Dergisi’nin ilk sayısı mütefekkir, siyâset ve dâvâ adamı, muharrir Merhum Nevzat Kösoğlu (1940-2013) tarafından 1968 yılında yayınlanmış, 1971 yılına kadar 40 sayı neşredildikten sonra merhumun milletvekili seçilmesi sebebiyle yayından çekilmişti.  Ötüken Neşriyat, dergiyi, kurucusunun şânına lâyık fizikî yapısı ve muhtevâsı ile Ocak-Şubat 2020 döneminde fikir ve kültür dünyâmıza yeniden kazandırdı. 2. sayısı Mart-Nisan 2020, 3. sayısı Mayıs-Haziran 2020 döneminde yayınlandı. 

3 Mayıs Türkçüler Günü’ne atıfla ‘Atsız Dosyası’ ile ve Genel Yayın Yönetmeni Sinan Terzi’nin ‘3 Mayıs 1944 târihiyle berâber tabutluklardan fışkıran ruh, Türklük mefkûresi için taşın altına değil elini, bedenini topyekûn koyabilecek nesillerle ete kemiğe bürünmüştü. Zindanlarda bitirilmek, hiç değilse iğdiş edilmek istenen Türk milliyetçiliği fikri, o cefakâr neslin sabır, sebat ve direnişi ile milletin ve devletin teminatı olarak bugünlere geldi.’ Cümlesiyle okuyucuya sunuldu. 

Atsız hakkındaki yazılar; Göktürk Ömer Çakır, Oğzhan Murat Öztürk, Hayati Tek, Erol Üyepazarcı, Metin Savaş ve Kübrâ Pehlivan imzalarını taşıyor, Göktürk Ömer Çakır ve Ayşe Erdoğan’ın Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun ile yaptığı ‘Atsız’ konulu röportaj dikkat çekiyordu. 

Dergide yer alan Deneme, İnceleme, Hikâye, Şiir, Film Tenkidi ve Nostalji başlıklarıyla sınıflandırılan diğer yazılardan bâzılarının başlıkları ve yazarları: *Çölde Homongoloslar veya Eşeğe Tars Binmek Üzerine: Süleyman Çobanoğlu. *Sen Kiminle Dans Ettiğini Biliyor musun Alighieri Efendi? Murat Kaymaz. *Okumak Üzerine: Yaşar Çağbayır. *Teravih Salavatı: Berat Demirci. *Ölüm Hükmü Bağlamında İdeolojik ve İçtimâî Meseleler: Rüveyda Temel. *Darağacı: Misli Baydoğan, *Bir Gülsen Yeter: Hasan Erimez. *Dost Ateşi: M. Sadi Kandemir. *Yıkanmadan İçilemeyen Suların Zamanında Doğan Kızıma Mektup: Fikri Cumhur. *Zamâne Türküsü: Fatma Aksu. 

MİLLÎ MECMÛA: 

İlk sayısı 1 Kasım 1923 târihinde Mesih Akyiğit tarafından yayınlanmıştı. Yazı kadrosunda: Hâlide Nusret Zorlutuna, Mustafa Şekip Tunç, Ali Cânip Yöntem, Mehmet Fuat Köprülü, Müfide Ferit Tek, Mehmet Şâkir Ülkütaşır, Hâmid Zübeyir Koşay, Peyâmi Safâ, Mükrimin Halil Yinanç,  Hilmi Ziya Ülken, Ahmet Hamdi Tanpınar, Hüseyin Nâmık Orkun, Necmeddin Halil Onan, Necip Fâzıl Kısakürek gibi, günümüzde, milliyetçi çevrelerde isimleri saygıyla anılmaya devam eden yazarlar vardı. Millî Mecmûa, 162 sayı yayınlandıktan sonra1955 yılında yayın dünyasından çekildi. 

Birincisinden 95 yıl sonra; daha güçlü, daha mükemmel ve daha uzun ömürlü olacağı intibaını uyandıran Millî Mecmûa kültür hayatımıza Ocak-Şubat 2018 döneminde bir güneş gibi yeniden doğdu. İlk sayı, kısa sürede tükenince ikinci baskısı yapıldı. Onun da tükenmesi sebebiyle, tiryakiler şimdi ilk sayısının üçüncü baskısını beklemekteler. 

Kitap şeklindeki derginin 14. Sayısı, Mayıs-Haziran 2020 döneminde 16 X 24 santim ölçülerinde, 168 sayfa hacimle ve ‘İslâm Nazariyatı’ dosyası hâlinde çıktı.  Bu sayıdaki yönetim kadrosu: İmtiyaz Sâhibi: Ötüken Neşriyat A. Ş. Genel Yayın Yönetmeni: Yasin Usta. Editör: Ahmet Alperen Can. Danışma Kurulu: Prof. Dr. Mustafa Kara, Prof. Dr. Hilmi Demir, Prof. Dr. Mehmet Akif Okur, Prof. Dr. Levent Bayraktar, Prof. Dr. Erkan Göksu, Doç. Dr. Mehmet Kaan Çalen, Doç. Dr. Mehmet Akıncı, Doç. Dr. İsmet Türkmen, Doç. Dr. Murat Hanilçe, Dr. Kemal Haykıran, Dr. Yunus Emre Tekinsoy, Dr. Ali Ahmetbeyoğlu, Göktürk Ömer Çakır, Oğuzhan Murat Öztürk, Misli Baydoğan, Metin Savaş; Koordinatör: Ahmet Boyraz; Son Okuma: İbrahim Daş, Mustafa Tiryaki;

Kapak Fotoğrafı Renklendirme: Edhem Şeşe: İletişim: Özkan Özyurt. 

14. sayıdaki makalelerden bâzılarının başlıkları ve yazarları: *İslâm Nazariyatının Teşekkülü: Prof. Dr. M. Cüneyt Kaya ile Ahmet Alperen Can’ın röportajı. *Felsefenin İslâmî İlimlerle Bütünleşmesi: Veysel Kaya, *Tecrübe ve Yorum Arasında Tasavvufî Bilgi: Ömer Türker. *Nokta’nın Anlamı / Kelâm Teorisine Giriş: Doç. Dr. Osman Demir. *Osmanlı Fetvâları: Pehlul Düzenli. *Endülüs Felsefî Düşüncesinin Yönelimleri: Prof. Dr. Mustafa Yıldız. *İslâm Felsefesinde Aydınlanma / Hay b. Yazkan Merkezli Bir İnceleme: Aygün Akyol. *İslâm Felsefesi ve Meşşâî Geleneğin Oluşumunda Bâcce’nin Yeri: Bayram Tamtürk.  *İslâm Felsefesi ve Hakikat Tasavvuru (Doğu-Batı Ayırımı ve Oryantalist Söylemin Eleştirisi: Mevlût Uyanık. *Tanrı-İnsan İlişkisi Üzerinden Felsefî Anlayışların Mâhiyeti ve Eleştirisi: Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya. *Bir Ortaçağ Yazarına Göre Târihin Faydaları ve Târihçide Bulunması Gereken Özellikler: Prof. Dr. Erkan Göksu. *İbn Haldûn Düşüncesinde Fetih, Devlet ve Hilâfet: Dr. Ali Hatalmış. *Varsayım ve Yaratma: Dr. Yâsin Ramazan Başaran.  

ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş.  İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul

Telefon: 0.212- 251 03 50  Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: [email protected]  www.otuken.com.tr  

  

KUŞBAKIŞI

ÇOCUK OYUNLARI

Tuncay Bedir Hisarlı Hanımefendi’nin 15 X 21 santim ölçülerindeki, Çocuk Oyunları isimli, birinci hamur kâğıda basılı 168 sayfalık eseri, Haziran 2020’de yayımlandı. 

***

Dinlediğimi unutabilirim, okuduğumu ve gördüğümü hatırlarım, yaptığımı bilirim’ cümlesi, çocuk eğitiminin temel prensibi olarak kabul edilir. Bu sebeple eğitimin her kademesinde kimya, fizik, resim, müzik, inşaat ve imalât atölyeleri vardır. Bunlarla birlikte konuya âşina bir öğretmenin gözetiminde tiyatro sahnesi özellikle ilk ve orta öğretim öğrencilerine büyük ve mühim kazançlar sunar. Güzel konuşan, hitâbeti düzgün olan her insan, şüphesiz toplumda önder konumuna erişemeyebilir. Fakat liderler mutlaka irticâlen* etkili ve düzgün konuşabilen insanlar arasından çıkar. Çocuk ve gençlik tiyatroları, bu imkânı sağlayan önemli bir vasıtadır. 

Tiyatronun başka faydaları da vardır:

-Çocukların gözlem yoluyla öğrenmesini sağlar.

-Çocuklara kendine güvenme duygusu kazandırır

-Dikkat, algılama, hatırlama, konuşma, dinleme gibi becerilerini geliştirir.

-Estetik kavramına âşinalık sağlar, sanata alâkasını artırır. Sanatla ilgilenenler zarif insanlardır, entelektüel kişiliğe sâhiptir. 

-Sesini kullanmayı ve tesirli konuşmaya katkı sağlar.

Kitabının arka kapağındaki hayat hikâyesinden iyi bir eğitim gördüğü anlaşılan Tuncay Bedir Hisarlı, yazmış olduğu Çocuk Oyunları isimli kitabı, oyunlarda rol alan ve sahne gösterisini seyreden öğrencilere belirtilen katkıları sağlayacak özelliklere sâhiptir. 

Eser, Editör Uğur Türkmen’in ‘Sunuş’ yazısıyla başlıyor.

’Bir Damla Su’ isimli oyunda, yağmur suyunda oluşan damlacıkla Can’ın arkadaşlığı üzerinden yağmurun ve suyun hikâyesi anlatılıyor. 

‘Çorak Toprak’ isimli ikinci oyun  bir çiftlikte geçiyor. Çiftliğin sâhibi, kâhyası ve işçiler arasındaki diyaloglarda tecrübe, dürüstlük, çalışkanlık, sevgi ve saygı kavramları işleniyor. 

Kalabalık kadrolu, ‘Karakalemin Sınavı’ isimli iki perdelik oyunda kalemler arasındaki konuşmalardan çıkarılacak dersler var. Kara kalem; ‘Ne ben ne de arkadaşlarım asla böyle bir şey yapmayız’ şeklinde kurduğu cümleyi okuyanlar, güzel Türkçemizin 120 yıldır çözülemeyen problemini** hatırlıyor.

Kuş Cenneti’ isimli dördüncü oyun, topal güvercin üzerinden çocukların aklına ve gönlüne sevgi tohumları yerleştiriyor. 

Son oyunun adı: Pişmanlık. Sıcak ve samîmi bir aile ortamını yansıtıyor. 

Çocukları; iyiye, doğruya güzele yönlendiren oyunların içeriği, tanınmış fabl yazarı La Fontan’i (1621-1695) hatırlatıyor. 

Ümit edilir ki bütün öğretmenlerimiz, oyunları okullarında sahneye koyarlar, öğrencilerinin ergen yaşlara erişmeden olgun bir insan olmalarına katkıda bulunurlar. 

İZGE BASIN YAYIN Eğitim Öğretim İmâlât Pazarlama İnşaat, İç ve Dış Ticâret Limited Şirketi

Seyranbağları Mahallesi, Bağlar Caddesi Nu: 15/C

Telefon: 0.312-432 49 43 Belgegeçer: 0.312-432 22 32 e-posta: [email protected]  //  www.izgeyayincilik.com.tr   

………………………………

*irticâlen: (Şiir okumak ve etkili-güzel söz söylemek için) kâğıda ve kitaba bakılmaksızın; içe doğduğu gibi; hazırlıksız ve doğaçlama olarak topluluğa hitap etmek. 

**problem: 1849-1913 yılları arasında yaşayan Ebüzziya Tevfik, 1903 yılında; ‘Ne Edat-ı Nefyi Hakkında Tetebbuat’ isimli bir kitap, Hüseyin Câhid (1874-1957), Peyâmi Safâ (1904-1983) gibi yazarlar da konu hakkında makaleler yazdı: ‘Olumsuzluk bildiren ‘ne’ edatı ile gene olumsuzluk bildiren ‘yapmayız’ fiilinin bir arada bulunması cümleyi olumlu hâle getirir.’ 

Enver Behnan Şapolyo (1900-1972) ve Recâizâde Mahmut Ekrem (1847-1914) gibi, döneminin çok tanınmış ve güçlü yazarları, zaman zaman hatâya düştüler. Günümüzde yaşayan ve gazetelerde dergilerde makaleler ve kitaplar yazan pek çok tanınmış yazar, Türkçe hassasiyetinin zayıflığı sebebiyle zaman zaman yanlış yazabiliyorlar. İşin kolayı vardır: Anlatılmak istenen durum müspet ise ‘ne’ edatı kullanılmaksızın cümle teşkil edilmelidir. Türkçeyi en mükemmel şekliyle kullanan Refik Hâlid Karay (1888-1965) bile; ‘Yazarken ‘ne… ne de’ edatını kullanmam gerektiğinde sıkıntıdan terlerim, elim-ayağım ve de dilim dolaşır, ne yapacağımı bilemem…’ diyor. 

   

İKİ HAMLEDE ZAFER

William Faulkner’ın polisiye hikâyelerini bir araya getiren İki Hamlede Zafer isimli eser, T.C. Kültür Eski Bakanı Talât Sait Halman tarafından Türkçeye çevrilmiştir. 13,5 X 21 santim ölçülerinde 200 sayfadır.  

Savcı Gavin Stevens, Hem doğup büyüdüğü bölgeyi ve oranın insanını çok iyi tanıyan bir ‘Güneyli’, hem de Harvard’da ve Heidelberg’de okumuş, eski Yunancadan çeviriler yapan bir entelektüeldir. Stevens, Faulkner’ın destansı coğrafyası Yoknapatawpha’da işlenen cinâyetleri çözerken bu iki dünyayı iyi tanımasından destek alacaktır. Vakaları bir dedikodu havası içinde tâkip eden bölge halkı ve Stevens’ın yanından ayrılmayan, olayları onun bilinci aracılığıyla tâkip ettiğimiz yeniyetmelik çağındaki yeğeni Charles bu hikâyelerde okuyucuya eşlik eder.

Daha önce yayımlanan ilk beş hikâyenin yanına, Türkçesi ilk defa bu kitapta yer alan ve bir romanın uzunluğuna ve derinliğine sâhip son uzun hikâyenin eklenmesiyle, Faulkner’ın polisiye dünyası Türkçede tamamlanmış oluyor.

Klasik polisiyenin sınırlarını zorlayan bu hikâyelerde, cinâyetleri aydınlatan keskin bir zekânın yanı sıra, bir coğrafyanın ve insanlarının portreleri de var.

Altı adet polisiye hikâye, bu sayfalarda can bulmuş insanların öfkesinden de bir şeyler taşıyan bir dille sunuluyor: Hem şiddetli hem denetim altına alınmış, hem gemlenmiş hem de hücum eden bir dille yazılan kitap, Temmuz 2020’de okuyucuya sulundu. 

YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT YAYINCILIK: İstiklal Caddesi Nu: 161-161/A Beyoğlu 34433 İstanbul.

Telefon: 0.212-252 47 00 Belgegeçer: 0.212-293 07 23 www.ykykultur.com  e-posta: [email protected]

  

HÂŞİM: ÖMRÜM BENİM BİR ATEŞTİ

Şâir ve muharrir Ahmet Haşim 1887-1933 yılları arasında yaşadı. Bağdat’ta doğmuş, 12 yaşında iken İstanbul’a gelerek Galatasaray Lisesi’nde okumuştur. Yaşadığı problemler sebebiyle içine kapanık bir insandı. Şiirde âhenge çok değer verirdi. Fecr-i Âti topluluğunun önde gelen şâir yazarlarından biridir. ‘Göl Saatleri’ ve ‘Piyâle’ isimli kitaplarında topladığı şiirlerinde mûsıkî âhengi, ‘Bize Göre’, ‘Gurabahâne-i Lâklâkan’ ve ‘Frankfurt Seyahatnâmesi’ isimli kitaplarında topladığı nesirlerinde parlak bir zekânın şimşekleri vardır. Son günlerinde söylemiş olduğu ‘Ben nâhak yere âlemi kendime düşman sanırmışım! Haksız yere çok kalp kırdım! Kendimi hiç sevilmez sanırdım, halbuki beni ne çok seven varmış!’ sözlerinden bahtiyarlığı pek tadamadığı anlaşılıyor. O, Peyâmî Safânın ifâdesiyle, Avrupaî bir zekâya Asyaî bir rûha sâhipti.  

Beşir Ayvazoğlu, yüksek hacimli eserinde; usta kalemini kullanarak isâbetli yorumları ve derin tahlilleriyle, kıymetli bir edibimizi geniş kütlelere tanıtarak büyük bir hizmeti gerçekleştiriyor. 

14,5 X 21,5 santim ölçülerinde 655 sayfalık eser, ‘edebiyatımızdaki değişim hakkında objektif bir değerlendirme’ olarak da kabul edilebilir. 

EVEREST YAYINLARI: 

Ticarethane Sokokağı Nu: 53 Cağaloğlu 34410 İstanbul.

Telefon: 0.212-513 34 20 Belgegeçer:  0.212-512 33 76  www.everestyayinlari.com  e-posta: [email protected]    

KISA KISA… KISA KISA…

1-AB SÜRECİNDE ÇEVRE: Dr. Pervin Dedeler Bezirci / Tasam Yayınları. 

2-SEVGİ SOYSAL İLE SON RÖPORTAJ: Atilla Birkiye / Literatür Yayıncılık.   

3-OTUZDOKUZ: Celalettin Murat. Hikâyeler / Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları.     

4-ANADOLU ÂŞIKLARI 2 Ahmet Şükrü Esen / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

5-TÜRK CUMHURİYETİ VE TÜRK BİRLİĞİ: Murat Atalay / Bilgeoğuz Yayınları.