MEYVE TADINDA ROMANLAR
‘Yaşadığımı en çok okurken hissederim’ diyerek sunuş yazısına başlayan Fazlı Köksal’ın, okuma zevkinin mimarları Babası Ali Erdem Köksal ile Türkçe Öğretmeni Mustafa Dinçer’e ithaf ettiği ‘Meyve Tadında Romanlar’ isimli eseri; okuyana, okuma zevki kazandıracak ölçüde zevkli ve faydalı bir kitap. 13,7 X 20,7 santim ölçülerinde 400 sayfalık kitap farklı bir proje.
Sayın Köksal, kitabı yazmaktaki maksadını şöyle açıklıyor:
Okumayan bir toplumuz. Evlerimizin çok azında kitaplık var. O az sayıdaki kitaplık da aynı renkte, hatta tek rengin aynı tonundan seçilmiş kitaplardan oluşuyor. Kitapları, yazarları, bizden olanlar/bizden olmayanlar diye ayırıyoruz.
Bu da, zaten yeterli düzeyde olmayan kültürel birikimimizin yarısından haberdar olmamamıza, sosyal kutuplaşmalara ve hatta düşmanlıklara zemin hazırlıyor.
‘Meyve Tadında Romanlar’da, farklı görüşteki yerli-yabancı 111 romancının 153 romanından alıntılar yapılarak, kitaplar hakkındaki eleştirilere yer verilerek, bu romanların tanıtılmasına, kitaplıklarımızın farklı renklerle zenginleştirilmesine katkıda bulunulmak istenmiştir.
‘Meyve Tadında Romanlar’ın, roman incelemelerini konu alan diğer kitaplardan farkının en önemlisi, Türkiye dışındaki Türk Dünyasından 12 romancıya yer vermiş olmasıdır.
Bu kitap, bir kişinin bile kütüphanesine farklı renkte bir kitap girmesini sağlayabilirse, bir kişiyi bile tanımadığı bir romancıyla tanıştırabilirse görevini yapmış olacaktır.
Sayın Köksal’ın ‘birinci cilt’ olduğu tahmin, ikinci ve üçüncü ciltlerinin de geleceği temenni edilen eserindeki yazarlar ve hakkında bilgi verilen romanlarının listesi, geniş bir yelpazeye yayılmasına rağmen seçimin titizlikle yapıldığını gösteriyor. Her renkten ve her rengin değişik tonlarından eserler var:
Stendhal: Kırmızı ve Siyah // Balzac: Vadideki Zambak // Dostoyevski: Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler, Budala // Tolstoy: Savaş ve Barış, Anna Karanina // Knut Hamsun: Dünya Nimeti, Açlık // Hüseyin Rahmi Gürpınar: Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç // Maksim Gorki: Ana // J. London: Martin Eden, Vahşetin Çağrısı // Stefan Zwaig: Satranç // Hâlide Edip Adıvar: Ateşten Gömlek, Yeni Turan // Ömer Seyfettin: Yalnız Efe, Efruz Bey // Refik Hâlid Karay: Sürgün, Yezidin Kızı // Reşat Nuri Güntekin: Çalıkuşu, Acımak, Yaprak Dökümü // Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Yaban // Ernest Hemingway: Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Silahlara Veda // Peyami Safa: Yalnızız, Bir Tereddütün Romanı, Dokuzuncu Hâriciye Koğuşu // Ahmet Hamdi Tanpınar: Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Huzur // Kemal Tâhir: Devlet Ana, Yol Ayrımı, Yorgun Savaşçı, Kurt Kanunu // John Steinbeck: Fâreler ve İnsanlar // Safiye Erol: Ciğerdelen // George Orwell: 1984 // Nihal Atsız: Bozkurtlar, Ruh Adam // Henri Charriere: Kelebek // Abdullah Ziya Kozanoğlu: Sarı Benizli Adam, Kızıl Tuğ // Sabahattin Ali: Kürk Mantolu Madonna // Hasan İzzettin Dinamo: Kutsal İsyan // Albert Camus: Yabancı // Orhan Kemal: Avare Yıllar, Dünya Evi, Cemile, Murtaza // Aleksandr Soljenitsin: Kanser Koğuşu // Tarık Buğra: Küçük Ağa // Cengiz Dağcı: Korkunç Yıllar, Yurdunu Kaybeden Adam // Yusuf Atılgan: Aylak Adam // Yaşar Kemal: İnce Memed // Attila İlhan: Sokaktaki Adam, Kurtlar Sofrası, Dersaadette Sabah Ezanları, Allahın Süngüleri ‘Reis Paşa’ // Bahaeddin Özkişi: Sokakta, Köse Kadı // Cengiz Aytmatov: Beyaz Gemi, Cemile, Elveda Gülsarı // Fakir Baykurt: Yılanların Öcü, Onuncu Köy, Kaplumbağalar // Mustafa Necati Sepetçioğlu: Kilit, Anahtar, Kapı, Konak, Çatı // Oğuz Atay: Tutunamayanlar // Emine Işınsu: Tutsak, Canbaz, Çiçekler Büyür, Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri // Ayşe Kulin: Sevdalinka // Zülfü Livaneli: Serenad // Amin Maalouf: Doğunun Limanları, Afrikalı Leo // Ahmet Altan: Kılıç Yarası Gibi // Orhan Pamuk: Cevdet Bey ve Oğulları, Kar // İskender Pala: Şah ve Sultan // İhsan Oktay Anar: Puslu Kıtalar Atlası, Amat, Suskunlar // Ahmet Ümit: Bab-ı Esrar // Khaled Hosseini: Uçurtma Avcısı // Elif Şafak: Siyah Süt // Beyazıt Akman: Son Seferad.
Farklı Lezzetler Romanlar-Seçkiler-Yorumlar
Ahmet Hikmet Müftüoğlu: Gönül Hanım // Mehmet Rauf: Eylül // Ayaz İshaki: Üyge Taba (Eve Dönüş) // Memduh Şevkat Esendal: Ayaşlı ve Kiracıları // Mithat Cemal Kuntay: Üç İstanbul // Halit Ziya Uşaklıgil: Mai ve Siyah // Aka Gündüz: Dikmen Yıldızı // Abdülhak Şinasî Hisar: Çamlıca’daki Eniştemiz // Halikarnas Balıkçısı: Aganta Burina Burinata // Abdullah Kadiri: Ötgen Künler // Nahid Sırrı Örik: Kıskanmak // Mahmut Yesari: Çulluk // Muhtar Avezov: Abay Yolu // Hâlide Nusret Zorlutuna: Küller // Sâmiha Ayverdi: İnsan ve Şeytan // Reşat Enis Akaygen: Afrodit Buhurdanında Bir Kadın // Mehmet (Meşa) Selimoviç: Derviş ve Ölüm // Kemal Bilbaşar: Cemo // Rıfat İlgaz: Karartma Geceleri // Aziz Nesin: Zübük // Samim Kocagöz: Kalpaklılar // Vedat Türkali: Bir Gün Tek Başına // Necati Cumalı: Tütün Zamanı (Zeliş) // Oğuz Özdeş: Yavuz’un Pençesi // Abbas Sayar: Yılkı Atı // Hıfzı Topuz: Çamlıca’nın Üç Gülü // İlhan Selçuk: Yüzbaşı Selahattin’in Romanı // Tâlip Apaydın: Köylüler // Pirimkul Kadîrov: Son Timurlu // Adalet Ağaoğlu: Bir Düğün Gecesi // Turgut Özakman: Şu Çılgın Türkler // Tarık Dursun K: Denizin Kanı // Füruzan: Kırkyedililer // Erol Toy: İmparator // Yılmaz Karakoyunlu: Salkım Hanımın Tâneleri // Sevgi Soysal: Yenişehir’de Bir Öğle Vakti // Âfet İlgaz: Âd Semûd Medyen // Yılmaz Gürbüz: Balkan Acısı // Ayla Kutlu: Emir Bey ve Kızları // Anar Rızayev: Beş Katlı Yapının Altıncı Katı // Şule Yüksel Şenler: Huzur Sokağı // Beksultan Nurjekeulı: Bir Pişmanlık- Bir Ümit // Ahmet Günbay Yıldız: Yanık Buğdaylar // Elçin Efendiyev: Ölüm Hükmü // Mevlüt Süleymanlı: Göç // Sevinç Çokum: Ağustos Başağı // Ahmet Bican Ercîlasun: Gülnar // Alev Alatlı: Schrödinger’in Kedisi-Kâbus // Hasan Kayıhan: Zincir // Selim İleri: Yarın Yapayalnız // Buket Uzuner: Defne Kaman’ın Mâcerâları/Su // Hasan Ali Toptaş: Uykuların Doğusu // Nazan Bekiroğlu: Lâ: Sonsuzluk Hecesi // Latife Tekin: Sevgili Arsız Ölüm // Reha Çamuroğlu: İsmâil // Annaguli Nurmemmet: Nuh Tufanı // Ahmet Haldun Terzioğlu: Kimmerya // Hande Altaylı: Kahperengi // Hakan Günday: Ziyan // Emrah Serbes: Deliduman.
Bu zenginlik karşısında şaşkına dönenler olabileceği gibi mutlaka; filanca ismin burada ne işi var? Veya filanca kişi nereden listeye girmemiş diyebilirler. El cevap: Kitabı hazırlayanın tercihidir. Muhtemelen sonraki ciltlerde: Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi Efendi ve A’mak-ı Hayâl, John Steinbeck ve Gazap Üzümleri, Mario Puzo ve Baba, Johannes Mario Simmel ve Yalnız Havyarla Yaşanmaz, Hans Fallada ve Küçük Adam-Büyük Adam, Hekimoğlu İsmail ve Miunyeli Abdullah, Yavuz Bülent Bâkiler ve Türkistan Türkistan ile Avrupa’da Türk İzleri isimli yazarlar ve eserleri de yer alacak, Mehmet Niyâzi (Özdemir)’in roman ve incelemeleri, Nevzat Kösoğlu’nun, Cemil Meriç’in, Ergun Göze’nin, Galip Erdem’in, Ziya Nur Aksun’un, Reha Oğuz Türkkan’ın, Ahmet Güner Sayar’ın, Nureddin Topçu’nun, Osman Turan ve Cinuçen Tanrıkorur’un fikir hamûlesi yüksek eserlerine de sıra gelecektir.
Fazlı Köksal büyük bir iş başarmış. Yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır. Hele bekleyelim… Daha büyük işler de başaracaktır. Allah kolaylık versin.
AKIL FİKİR YAYINLARI: Alayköşkü Caddesi, Küçük Sokak, Civan Han Nu: 6/3 Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-514 77 77
e-posta: [email protected] // www.akilfikiryayinlari.com
FAZLI KÖKSAL:
1954 yılında Yozgat’ın ilçesi Boğazlıyan’da doğdu. İlk ve ortaokulu Kayseri’nin Talas ilçesinde liseyi Kayseri’de okudu. 1976 yılında Ankara İktisâdî ve Ticârî İlimler Akademisi’nden mezun oldu.
Bir süre Kayseri’de özel sektörde çalıştı. 1982 yılında PTT’de müfettiş yardımcısı oldu. 1985'de müfettişliğe, 1993'de başmüfettişliğe tâyin edildi. 1995'de PTTnin bölünmesi sonucu Türk Telekom’a başmüfettiş olarak geçti. Haziran 2000-Temmuz 2003 arasında Türk Telekom Pazarlama Dairesi Başkanlığı görevini yürüttü. Türk Telekom'un özelleşmesi sonrası, 2008 yılında da Orman Genel Müdürlüğüne müfettiş olarak geçti. Halen aynı kurumda baş-müfettiş olarak çalışmaktadır.
PTT Müfettişler Derneği ve Telekom Müfettişleri Derneğinde başkan yardımcısı ve sekreter, DENETDE (Devlet Denetim Elemanları Derneği)'de Genel Başkan, Başkent İktisatçılar Derneğinde Genel Sekreter, Telekomcular Derneğinde Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.
Yazı ve makaleleri; Akpınar, Başkent İktisat, Bozkurt, Çini Roman, Denetim, Erciyes, Kapı, Müdafaa-i Hukuk, Telepati, Telekom Dünyası, Türk Boyları, Türk Telekom, Türk Yurdu, Orman ve İktisat, PIT Bülteni, Postel gibi çeşitli dergilerde yayınlandı.
Ayrıca, bazı internet gazetelerinde ve kendi bloglarında yazmaktadır.
Telekomcular Derneği için, ‘Bir Talanın Hikâyesi-Türk Telekom’un Özelleştirilmesi’ isimli raporu hazırladı.
‘Türk Telekom Personeli İçin Bilişim Sözlüğü ve ‘Artık Telgrafın Tellerine Kuşlar Konmuyor’ isimli kitapların editörlüğünü yaptı.
‘Türk Telekom’da Değişen Pazarlama Anlayışı’, ‘Posta Telekomünikasyon Târihinden Portreler’ ve ‘Meyve Tadında Romanlar’ isimli üç kitabı yayınlanmıştır.
En büyük hobisi okumak olan Fazlı Koksal evli ve iki çocuk babasıdır.
ENDÜLÜS FÂTİHLERİ
Emevi Devleti İslâm Halifesi Hz. Ali’ye (kav) baş kaldıran Muaviye tarafından661 yılında kuruldu. 705 yılında Çin Seddi’ne, 711 yılında Atlas Okyanusu kıyısındaki Tanca şehrine ulaşmıştı. O dönemde dünyanın en büyük 10 devletinden biri idi. 13.400.000 kilometrekarelik bir sâhaya hükmediyordu. İslâm orduları, hürriyeti bağışlanmış olan köle Târık bin Ziyad komutasında İspanya topraklarına geçti.
750 yılına gelindiğinde Abbasilerden Ebü’l Abbas, Türk asıllı Ebu Müslim Horasani’nin başlattığı ayaklanma ile İslâm Devleti’nde idâreyi ele aldı. Emevilerden her kim varsa kılıçtan geçirdi. Son Emevi halifelerinden Hişam bin Abdülmelik’in torunu Abdurrahman katliamdan kurtularak Endülüs’ie geldi. Müslüman ordularının İspanya topraklarına ayak basmasından 45 yıl sonra 756 yılında Endülüs Emevi Devleti’ni kurdu.
Endülüs Emevileri, Avrupa topraklarında o dönem için eşi benzeri bulunmayan bir medeniyetin yaratıcısı oldular.
Nurettin Taşkesen, Müslüman ordusunun İspanya’ya ayak basışını, Emevi Endülüs Devleti’nin kuruluşunu, saray entrikalarını, Abbasilerin saldırılarını Endülüs Fâtihleri isimli eserinde, roman üslubu ve akıcılığıyla anlatıyor.
Endülüs Emevi Devleti kibirden uzak bir gururun ihtişamı olduğu kadar, akıbeti; dünya târihinin en hüzünlü ve hattâ kahredici hikâyelerini barındırır. Ergun Göze Endülüs’de yaptığı incelemelerde, İspanya’nın, İslâm’ı aradığını belirtiyor. Kalp sızısını andıran bu ebedî hüzün, 1492 yılında İspanyol Kraliçesi Katolik İsabella’nın katliamı ile sona ermedi. Yeniden başladı. Merhum Göze’nin tespitlerine göre 40-50 yaşına kadar âidiyetini bilmeyen kadın ve erkekler, İslâmiyet’le şereflenip secdeye kapanıyorlar. İçlerinde ilim insanları var. İspanya’nın taşına toprağına Endülüs Müslümanlarının medeniyeti, imânı sinmiştir. Küllerinden doğan, batılıların Simurg olarak andığı, Anka kuşu gibi İslâmiyet İspanya’da yeniden doğmuştur.
Bu doğuşun da romanını yazmak gerek…
Nurettin Taşkesen’in 13,5 X 21 santim ölçülerinde 238 sayfalık eseri, 2019 yılında okuyucuya sunuldu.
MİHRÂBAD YAYINLARI: Prof. Dr. Kâzım İsmail Gürkan Caddesi Nu: 8 Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-514 28 28
Belgegeçer: 0.212-528 24 01 [email protected] www.mihrabatyayinları.com
Türklüğe Adanmış Bir Ömür: MUSTAFA ABDÜLCEMİL KIRIMOĞLU
Prof. Dr. Necati Demir ve Doç. Dr. Osman Kubilay Gül, hazırlamış oldukları 13,5 X 21 santim ölçülerindeki 168 sayfalık eserde, milletine ümit olan, ışık olan, yol bulan, önderlik eden efsânevî kahramanı anlatıyorlar. Yalnızca bu günün insanına değil, sonraki nesillere de…
Cemiloğlu, ‘silah’ denilebilecek en küçük, en mâsum bir âleti bile kullanmadan, milletini esâretten kurtarmış 18 Mayıs 1944 târihinde sürgün edildiği, Özbekistan’dan, Sibirya’dan, Krasnodar’dan Vatan Kırım’a dönmesini sağlamıştır.
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile röportaj şeklinde meydana getirilen eser, bir hayat hikâyesi olmakla birlikte, aynı zamanda Kırım Türklerinin sürgün edilişinin ve daha sonra da vatanlarına dönüş için verdikleri mücâdelenin hikâyesidir.
Eser, Kırım coğrafyasının ana hatları, kısa Kırım târihi ile başlıyor. Cemiloğlu’nun hayatı hakkındaki bilgilerle devam ediyor. Sürgün öncesi, sürgün faciâsı ve sürgün sonrası olaylar, fotoğraflar eşliğinde veriliyor. Kırımoğlu’nun Kırım Millî Hareketi bünyesindeki mücâdeleleri, hapis ve sürgünleri, çalışma kamplarındaki esâret yılları sebep ve neticeleri ile birlikte sayfalar boyu devam ediyor. Cemiloğlu’nun kendisine muhbirlik teklif eden hapishane şefine verdiği cevaplar, ibret alınacak ihtişamdadır. Vatan Kırım’a dönüş hazırlıkları, Moskova’da mitingler, insan hakları müdâfiî olan Rus yazarlarının desteği, açlık grevi, ölüm haberinin yayılması, mâcerâ romanlarını aratmayacak heyecanlarla dolu. Sonra dönüşün ümitleri ezen çilesine rağmen galip gelen vatan hasreti ile mücâdeleye devam ve vatan topraklarına yerleşip Kırım’ı yeniden Türkleştirme ve Müslümanlaştırma faaliyetleri ile yeni bir mücâdele başlamıştır. Hiçbir destek olmaksızın barınma ve beslenme imkânlarının yaratılması, câmi inşaatları… Bunlar, destanlara mevzu olacak kadar muhteşemdir.
Son bölümde Cemiloğlu’nun kronolojik hayat hikâyesi ve fotoğraflar yer alıyor. Fotoğraflarda aile fertleri, Nevzat Yalçıntaş, İsa Yusuf Alptekin, Ebulfez Elçibey, Alparslan Türkeş, Devlet Bahçeli, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turan Yazgan, Derviş Eroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan’la birliktelikler dikkat çekiyor.
ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş. İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul Telefon: 0.212- 251 03 50
Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: [email protected] www.otuken.com.tr
TÜRKÇÜLÜĞÜN ESASLARI
20. yüzyıldan günümüze kadar adından en çok bahsedilen düşünce adamlarının başında Ziya Gökalp (1876-1924) gelmektedir. Gökalp, Türk millî düşüncesinin temellerini atan bir fikir adamı, ülkemizde Türk milletinin sosyal yapısını inceleyen ilk sosyologdur. O, aynı zamanda Türk dilini yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak için neler yapılması gerektiğinin esaslarını koyan bir dilcidir. Türkoloji ve halkbiliminin modern anlamda kurulmasına öncülük ederek bu yolda çalışma yapacak olanları yönlendiren bir liderdir. Millî romantik duyuş tarzının en önemli temsilcilerinden biri olan Gökalp’ın şiirlerinde uzak geçmişte yolculuğa çıkılsa da, içinde yaşanılan zaman unutulmaz. İmparatorluktan millî devlete geçerken kurumların oluşturulmasında başta Atatürk olmak üzere Cumhuriyet’in kurucu kadroları üzerinde Gökalp’ın etkileyici ve yönlendirici izlerini görmek mümkündür.
Gökalp’ın bütün eserlerinde Türkçülük fikri işlense de O’nun en önemli eseri Türkçülüğün Esasları’dır. Türkçülüğü, ‘Türk milletini yükseltmek’ olarak tanımlayan Gökalp, bu kitabında Türk milletinin dilde, güzel sanatlarda, ahlakta, hukukta, dinde, iktisatta, siyâsette ve felsefede hangi temelleri esas alarak Batı medeniyetine denk bir medeniyet inşa etmeleri hususunda tâkip edeceği usul ve esasların yol haritasını çizmiştir. Cumhuriyet dönemiyle başlayan millet inşa sürecinde tâkip edilecek yol, bu kitapla sistemleştirilmiştir. Eser, Türkçülüğe ait meseleleri ana çizgileriyle belirlemiş, programdaki fikirlerden bazıları Atatürk döneminde uygulamaya konulmuştur.
Prof. Dr. Bilgehan Atsız Gökdağ’ın yayına hazırladığı 13,5 X 19,5 santim ölçülerinde 184 sayfalık eser, Ekim 2019’da yayınlandı.
AKÇAĞ BASIM YAYIM PAZARLAMA ANONİM ŞİRKETİ: Tuna Caddesi Nu: 8/1 Kızılay-Ankara. Telefon: 0.312-432 17 98 Belgegeçer: 0.312-432 28 52 www.akcag.com.tr e-posta: [email protected]
KISA KISA… / KISA KISA…
1-NÂMIK KEMAL’İN HÜRRİYET Gazetesi (2 Cilt): Nâmık Kemal + Ziya Paşa / Vakıfbank Kültür Yayınları. 2-ALTIN HOROZ: Juan Rulto- Halil Beytaş / Doğan Kitap. 3-KÜLÜSTÜR: Joy Cowley – Ceren Özcan / Uyurgezer Kitap. 4-İLK İŞİM: Acar Baltaş + Handan O. Uşaklıgil / Remzi Kitabevi. 5-YENİDEN DOĞUŞ – Yeni Devlet, Yeni Millet: Hüseyin Adıgüzel / Bilgeoğuz Yayınları.
