KİTÂBİYAT-24

Abone Ol
TÜRK ŞİİRİNDE HZ. PEYGAMBER (1860-2011)
Son on asırlık Türk edebiyatının ana konularından biri Hz. Peygamber’dir. 11. yüzyılda ilk filizini veren bu konu, zamanla kökleşip dal-budak salmış; edebiyatımızın Divan Edebiyatı, Halk Edebiyatı, Tasavvuf Edebiyatı ve Âşık Edebiyatı gibi türlerinde giderek zenginleşip bir geleneğe dönüşmüştür.  Bu türlerde kaleme alınmış binlerce eser, Türk edebiyatında başlı başına bir ‘Peygamber Edebiyatı’nın varlığını açıkça ortaya koyar.
 
Prof. Dr. İsmail Çetişli, Akça Yayınları’ndan çıkan ‘Türk Şiirinde Hz. Peygamber (1860-2011’ isimli eseri ile Peygamber Edebiyatı külliyatına altın bir halka eklemiştir.  
743 sayfalık kitap, 1860 yılından 2011 yılına kadar geçen 150 yıllık dönemde Hz. Peygamber için kaleme alınmış na’t (1), sîyer (2), mevlid, şemâil (3), hilye (4), hicretnâme (5), şefaatnâme (6), mirâciye (7), regaibiyye (8) ve benzeri türlerde yazılan manzumelerin incelenmesini içermektedir. Kitapta 500 şaire ait 1600 manzume; muhteva, yapı, dil ve üslupları bakımından ayrıntılı bir incelemeye tâbi tutulmuştur.
Şiirleri incelenen 500 şairden bazıları şunlardır: Şeref Hanım, Âdile Hanım, Yenişehirli Avnî, Tahirü’l-Mevlevî, Kenan Rifai, Âşık Hicranî, Âşık Sümmanî, Âşık Ruhsatî, Ziya Paşa, Nâmık Kemal, Recâizâde Mahmut Ekrem, Mehmet Celâl, İsmail Safâ, Mehmet Âkif Ersoy, Necip Fâzıl Kısakürek, Ârif Nihat Asya, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Bekir Sıtkı Erdoğan, Turgut Uyar, Bahaettin Karakoç, Sezai Karakoç’a, Erdem Bayazıt, Yavuz Bülent Bâkiler, Hilmi Yavuz, Ahmet Efe, A.Vahap Akbaş, Nâzım Payam, Nurullah Genç, M. Fethullah Gülen ve M.Ali Eşmeli.
Yazar kitabın maksadını şöyle açıklamaktadır: ‘Tanzimat sonrası Türk şiirinde Hz. Peygamber konusunun kronolojik bir bütünlük, ihtiva ettiği unsurları ayrıntılı biçimde ortaya koyabilecek bir derinlik ve genişlik, sâhip olduğu estetik kıymetleri okuyucuya taşıyacak bir duyarlılık içinde ortaya koyabilmektir. Buradan hareketle de son yüz elli yıllık tarihi müddetince Türk milletinin Hz. Peygamber tasavvuru, inancı ve aşkınının çözümlenmesi; Tanzimat öncesi dönemle mukayese edilerek farklılık veya değişikliklerin tespit ve tasviri hedeflenmiştir.’
Milletimiz için Âlemin Fahr-i Ebedîsi (sav) Efendimiz; derin bir muhabbet, yüksek bir ihtiram, ulvî bir edebin sembolüdür. 
Bu fevkalâde muhabbet; şiir ve edebiyatımıza da yansıyacaktı. Yansıdı ve O’nunla ilgili olarak yazılan her eser, edebiyatımızı tâcı oldu. 
Peygamber Efendimizle ilgili eserlerin kemiyet itibâriyle çok, keyfiyet itibâriyle kıymetli olması sebebiyle üzerinde yapılacak çalışmalar, ancak güçlü kadrolarla mümkün olabilir. Prof. Dr. İsmail  bu güç işi omuzlamış ve sonunda dev bir eseri, kültürümüze kazandırmıştır.  
Peygamber Efendimiz’in isim ve sıfatlarına, doğumundan, hicretine, seferlerinden vefâtına hayatının bütün safahâtına, mûcizelerinden mübârek hilyesine; salât ü selâmlardan şefâate, O’na dair her mevzuda, son 150 yılda yazılmış eserlerden seçmeler, iktibaslar, yorum ve değerlendirmeler kitapta;  muhtevâ, yapı, dil ve üslûp açılarından akademik, fakat Efendimiz’e dair olması hasebiyle gayet akıcı ve her kesime hitap edici bir lisan ile ele alınmıştır. 
Eserde; seçilen şair ve şiirlerin ayrıntılı bir bibliyografyasına da yer verilmiştir. 
AKÇAĞ BASIM YAYIM PAZARLAMA A. Ş. : Tuna Caddesi Nu: 8/1 Kızılay 06420 Ankara.
Telefon: 0.312-432 17 98 Belgegeçer: 0.312-432 28 52 e-posta: akcag@akcag.com.tr  www.akcag.com.tr  
LÜGATÇE: 
(1)
na’t: (naat) olarak da yazılır. Peygamberimiz Hazret-i Muhammed (sav) Efendimizi övmek üzere yazılan şiirler. Bu şiirleri makam kullanarak okuyan kişilere ‘na’than’ veya ‘naathan’ denilir.   
(2) sîyer: Hazret-i Muhammed (sav) Efendimizin hayatını anlatan kitaplar. 
(3) şemâil: Kelime anlamı: huylar, tabiatlar, ahlaklar şeklindedir. Burada; Hz. Muhammed’in mübârek tavırları anlamındadır.  
(4) hilye:  Hazret-i Muhammed (sav) Efendimizin mübârek vasıflarını ve güzelliklerini anlatan şiirler veya nesir eserler. 
(5) hicretnâme: Hazret-i Muhammed (sav) Efendimizin Mekke’den Medine’ye gidişlerini anlatan eserler. 
(6) şefaatnâme: Peygamber Efendimizden ahrette bağışlanmamız için Allah (cc) katında niyazda bulunmasını talep eden şiir veya
      nesir eserler.   
(7) mirâciye: Hazret-i Muhammed (sav) Efendimizin Mirâc’ı şeriflerinden bahseden eserler.  
(8) regaibiyye: Regaib gecesi münâsebetiyle yazılan manzûme. 
(9) Fahr-i Ebedî: Hazret-i Muhammed (sav) Efendimiz için kullanılan isimlerden biridir. ‘Dâima büyük olan’ anlamındadır.


Prof. Dr. İSMAİL ÇETİŞLİ
23 Ekim 1955 tarihinde Denizli iline bağlı Tavas ilçesinin Akyar Köyü’nde doğdu. İlköğrenimini Akyar Köyü İlkokulu’nda, 1961-1966 yıllarında, orta öğrenimini Denizli ve Isparta İmam-Hatip liselerinde 1969-1976 yıllarında, yüksek öğrenimini ise Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde 1976-1980 yıllarında tamamladı.  
Meslekî hayatına Ankara’nın Polatlı İlçesi’nde İmam-Hatip Lisesi edebiyat öğretmeni olarak 1980 yılında başlayan Çetişli, dört yıllık öğretmenlikten sonra 1984’te Fırat Üniversitesi’ne araştırma görevlisi olarak girdi. Servet-i Fünûn’da Mensûr Şiir isimli çalışmasıyla 1986 yılında yüksek lisansını, Memduh Şevket Esendal -İnsan ve Eser- isimli çalışmasıyla da 1989’da doktorasını tamamladı. 
Prof. Dr. İsmail Çetişli, 1990’da yardımcı doçent, 1995’te doçent, 2001’de de profesör oldu. 2001 yılında Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne tâyin edildi. Çalışma hayatına hâlen bu üniversitede devam etmektedir.
Evli ve iki çocuk babası olan Prof. Dr. İsmail Çetişli’nin yayınlanmış kitapları: 
1- Memduh Şevket Esendal, (Kültür Bakanlığı Yayını, 1991) 
2- Memduh Şevket Esendal -İnsan ve Eser-, (Kardelen Kitabevi, 1999)
3- Memduh Şevket Esendal, (Akçağ Yayınları, 2004)
4- Batı Edebiyatında Edebî Akımlar, (Akçağ Yayınları, 1997/2012, 13. baskı)
5- Batı Edebiyatında Akımlar: (Açıköğretim Fakültesi Yayını, 2009/2010, 2. baskı)
6- Cahit Külebi ve Şiiri, (Akçağ Yayınları, 1998/2012, 2. baskı)
7- Metin Tahlillerine Giriş / 1 Şiir, (Akçağ Yayınları, 1999/2010, 5. baskı)
8- Metin Tahlillerine Giriş / 2 Hikâye-Roman-Tiyatro, (Akçağ Yayınları, 1999/2009, 2. baskı) 
9- Halit Ziya Uşaklıgil, (Şule Yayınları, 2000) 
10- İkinci Meşrutiyet Dönemi Türk Edebiyatı, (Ortak, Akçağ Yayınları, 2007)
11- Edebiyat Sanatı ve Bilimi, (Akçağ Yayınları, 2008/2011, 2. baskı) 
12- Türk Şiirinde Hz. Peygamber (1860-2011), (Akçağ Yayınları, 2012) 
13- Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri, (Ortak, Açıköğretim Fakültesi Yayını, 2012)
14- Şiirimizde Hz. Peygamber ve Gül (1860-2011), (Akçağ Yayınları, 2012)  
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) için yazılmış bir şiir: 

KISA KISA / KISA KISA…
1- DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR: (İstanbul Liselerarası ‘Güzel Türkçemiz Konulu Deneme Yarısması’nda finale kalan denemeler) Dil ve Edebiyat Derneği Yayınları. Feshâne Caddesi Nu: 3 Eyüp İstanbul. 
Telefon: 0.212-581 69 12  e-posta: bilgi@ded.org.tr   
2- TÜRK DÜŞÜNCE VE SİYASÎ HAYATİNDE Dr. FETHİ TEVETOĞLU: Mert Gönül. Türk Ocakları Ankara Şubesi Yayını. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı Nu: 55 Kutusal Apartmanı Daire: 12 Maltepe Ankara. 
Telefon: 0.312-23104 97 e-posta: iletisim@ankaraturkocagi.org.tr  
3- M. Kaya BİLGEGİL HAYATI VE ESERLERİ: Yrd. Doç. Dr. Zöhre Bilgegil. Türk Dil Kurumu Yayınları:
Telefon: 0.312-457 52 00 e-posta: bilgi@tdk.com.tr 
4- BAY EFENDİ: İsmet Binark. Altay Kültür, Sanat ve Eğitim Vakfı Yayını. Bayındır Sokağı Nu: 58 Çınar Apartmanı Daire: 11 Kocatepe, Ankara. Telefon: 0.312- 419 77 36
5- NE YAZDIMSA…: Av. Safa Yakınoğlu. Kendi Yayını. Irmak Caddesi, Hürriyet Sokağı No: 1/3 Samsun.
Telefon: 0.362-431 54 36

ARİF NİHAT ASYA
‘Bayrak Şâiri’ alarak anılan Ârif Nihat Asya 05 Ocak 1975 tarihinde, 71 yaşında iken Ankara’da ebedî âleme intikal etti. Doğumu: Çatalca’nın İnceğiz köyü, 7 Şubat 1904.
Babası Zîver Bey Tokat’lı, Annesi Fatma Hanım Bulgaristan’ın Tırnova şehrindendir. Ârif Nihat Asya bir aylıkken babası vefat etti. Akrabalarının himâyesinde büyütüldü. Bu yüzden şiirlerinde öksüzlüğün acısını derinden duymuş ve duyurmuştur. Orta tahsilini parasız yatılı olarak Bolu ve Kastamonu liselerinde tamamladıktan sonra İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nun Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu. Bayrak isimli şiirini, Adana’nın kurtuluş günü olan 5 Ocak’ın heyecânı ile yazmıştı. İlâhî tesâdüftür ki, ölümü de yine bir 5 Ocak gününe rast geldi.  
Edebî şahsiyetinin en kuvvetli yönü şâirliği olmakla berâber, şiirleri kadar güzel ve kuvvetli nesirleri de vardır.  Şiirlerinde hece, aruz ve serbest vezinleri kullanan edip, nazmın her tür ve şekliyle eserler vermiştir. Canlı, çekici ve heyecan verici bir üslûbu vardır. Güzel ve zarif benzetmelerinin yanı sıra, keskin zekâsının, şakacı mizâcının mahsulü olan nükteleri, hicivleri, kelime oyunları üslûbunu tamamlayan önemli unsurlardır. Büyük bir Türk milliyetçisi olan şâirin eserlerinde, târihimiz, coğrafyamız, îmânımız, sanatımız, insanımız… kısacası Türklüğümüz dile getirilmiştir.  
Lise Edebiyat öğretmenliği, Liselerde müdürlük görevleri ifa ettikten sonra Ankara Gazi Lisesi öğretmeni iken emekliye ayrıldı. Demokrat Parti’den milletvekilliği ve yazarlık yaptı. Heykeltıraş adlı ilk kitabı 1924’te yayınlandı. O’nu sevdiren Türkçülerin gönlündeki tahta oturtan, ‘Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor’ adlı şiiridir. 27 Mayıs 1960 İhtilâlinden sonra Yeni İstanbul Gazetesi’nde Çekirdek başlığı altında makaleler yazdı. Bunlar, Türk Kültürü’nü, milliyetçilik ekseninde Türk politikasını işleyen nefis yazılardı.  
Yayınlanmış kitapları: Yastığımın Rüyası (1930), Âyetler (1936), Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor (1946), Rubâiyât-ı Ârif  (1956), Kıbrıs Rubâileri  (1964), Kubbe-i Hadrâ (1956), Kökler ve Dallar (1964), Duâlar ve Âminler (1967), Yürek  (1968), Aynalarda Kalan (1969). 
Hakkında yazılan kitap: Ârif Nihat Asya İhtişamı: Yavuz Bülent Bâkiler. Size Dergisi Yayınları 14. İstanbul, 2007. Telefon: 0.212-601 17 21 Belge Geçer: 0.212-541 40 35 e-posta: info@sizedergisi.com

NAAT
Seccaden kumlardı.. 
Devirlerden, diyarlardan 
Gelip, göklerde buluşan 
Ezanların vardı! . 
Mescit mümin, minber mümin... 
Taşardı kubbelerden tekbir, 
Dolardı kubbelere “amin”.. 
Ve mübarek geceler dualarımız; 
Geri gelmeyen dualardı... 
Geceler ki pırıl pırıl 
Kandillerin yanardı.. 
Kapına gelenler ya Muhammed, 
- uzaktan, yakından – 
Mümin döndüler kapından... 
Besmele, ekmeğimizin bereketiydi; 
İki dünyada aziz ümmet, 
Muhammed ümmetiydi... 
Konsun – yine - pervazlara 
Güvercinler, 
“hu hu” lara karışsın 
Aminler, 
Mübarek akşamdır; 
Gelin ey fatihalar, yasinler... 
Şimdi seni ananlar, 
Anıyor ağlar gibi... 
Ey yetimler yetimi, 
Ey garipler garibi; 
Düşkünlerin kanadıydın 
Yoksulların sahibi.. 
Nerde kaldın ey resul, 
Nerde kaldın ey nebi! .. 
Günler ne günlerdi, ya 
Muhammed! .. 
Çağlar ne çağlardı; 
Daha dünyaya gelmeden 
Müminlerin vardı... 
Ve bir gün ki gaflet 
Çöller kadardı, 
Halime’nin kucağında, 
Abdullahın yetimi, 
Amine’nin emaneti ağlardı.. 
Hatice’nin goncası 
Aişe’nin gülüydün.. 
Ümmetin göz bebeği 
Göklerinresulüydün.. 
Elçi geldin, elçiler gönderdin; 
Ruhunu Allah’a; elini ümmetine verdin, 
Beşiğin, yurdun, yuvan 
Mekke’de bunalırsan; 
Medine’ye göçerdin.. 
Biz, 
Bu dünyadan nereye 
Göçelim ya Muhammed! 
Yeryüzünde riya, inkar, hıyanet 
Altın devrini yaşıyor... 
Diller, sayfalar, satırlar 
“ebu leheb öldü” diyorlar; 
Ebu leheb ölmedi ya Muhammed! 
Ebu cehil; kıt’alar dolaşıyor... 
Neler duydu şu dünyada 
Mevlidine hayran kulaklarımız; 
Ne adlar ezberledi ey nebi! 
Adına alışkın dudaklarımız.. 
Artık yolunu bilmiyor, 
Artık yolunu unuttu 
Ayaklarımız 
Kâbene siyahlar 
Yakışmamıştır ya Muhammed! 
Bugünkü kadar! 
Hased gururla savaşta; 
Gurur; kaf dağında derebeyi.. 
Onu da yaralarlar kanadından 
Gelse bir şefkat meleği.. 
İyiliğin türbesine, 
Türbedar oldu iyi.. 
Vicdanlar sakat 
Çıkmadan ya Muhammed yarına! 
İyilikler getir, güzellikler getir 
Adem oğullarına... 
Şu gördüğün duvarlar ki 
Kimi taiftir, kimi hayberdir... 
Fethedemedik ya Muhammed 
Senelerdir... 
Ne doğruluk, ne doğru; 
Ne iyilik, ne iyi; 
Bahçende en güzel dal, 
Unuttu yemiş vermeyi... 
Günahın kursağında 
Haramların peteği.. 
Bayram yaptı yabanlar 
Semave’yi boşaltıp; 
Save’yi dolduranlar 
Atını hendeklerden – bir atlayışta  
Aşırdı aşıranlar.. 
Ağlasın yesrib! 
Ağlasın selmanlar... 
Gözleri perdeleyen toprak, 
Yüzlere serptiğin topraktı... 
Yere dökülmeyecekti ey nebi! 
Yabanların gözünde kalacaktı! 
Konsun – yine - pervazlara 
Güvercinler, 
“hu hu” lara karışsın 
Aminler,... 
Mübarek akşamdır; 
Gelin ey fatihalar, yasinler... 
Ne oldu ey bulut, 
Gölgelediğin başlar? 
Hatırında mı ey yol, 
Bir aziz yolcuyla 
Aşarak dağlar, taşlar 
Kafile kafile, kervan kervan 
Şimale giden yoldaşlar.... 
Uçsuz bucaksız çöllerde 
Yine izler gelenlerin; 
Yollar gideceklerindir.... 
Şu tekbir getiren mağara, 
Örümceklerin değil; 
Peygamberlerindir, meleklerindir. 
Örümcek ne havada 
Ne suda, ne yerdeydi 
Hakkı göremeyen 
Gözlerdeydi 
Şu kuytu cinlerin mi, perilerin yurdu mu, 
Şu yuva ki bilinmez; 
Kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi 
Kumru mu.. 
Kuşlarını bir sabah, 
Medine’ye uçurdu mu.. 
Ey abva’da yatan ölü, 
Bahçende açtı dünyanın 
En güzel gülü; 
Hatıran uyusun çöllerin, 
Ilık kumlarıyla örtülü.. 
Dinleyene hala 
Çöller ses verir.... 
Yaleyl, susar, 
Uğultular gelir... 
Mersiye okur uhud, 
Kaside söyler bedir; 
Sen de bir hac günü 
Başta muhammed, yanında 
Ebu bekir, 
Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü, 
Destan yap ey şehir! 
Konsun – yine - pervazlara 
Güvercinler, 
“hu hu” lara karışsın 
Aminler,... 
Mübarek akşamdır; 
Gelin ey fatihalar, yasinler... 
Vicdanlar sakat 
Çıkmadan ya Muhammed yarına! 
İyiliklerle gel, güzelliklerle gel 
Adem oğullarına... 
Yüreklerden taşsın 
Yine imanlar! 
Itri, bestelesin tekbirini; 
Evliya okusun kur’anlar.. 
Ve kur’anı göz nuruyla çoğaltsın 
Kayışzade osmanlar... 
Na’tını galib yazsın, mevlidini 
Süleymanlar.. 
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle 
Geri gelsin sinanlar.. 
Çarpılsın, hakikat niyetine 
Cenaze namazı kıldıranlar! 
Gel ey Muhammed! 
Bahardır 
Dudaklar ardında saklı 
“amin”lerimiz vardır.. 
Hacdan döner gibi gel.......... 
Miraçtan iner gibi gel........... 
Bekliyoruz yıllardır! 
Bulutlar kanat, ruzgar kanat; 
Hızır kanat, cibril kanat, 
Nisan kanat, bahar kanat; 
Ayetlerini ezber bilen, 
Yapraklar kanat... 
Açılsın göklerin kapıları 
Açılsın perdeler, kat kat.. 
Çöllere dökülsün yıldızlar, 
Dizilsin yollarına 
Yetimler, günahsızlar.. 
Çöl gecelerinden yanık 
Türküler yapan kızlar 
Sancağını saçlarıyla dokusun; 
Bilal-i habeşi sustuysa; 
Ezanlarını davud okusun! 
Konsun – yine - pervazlara 
Güvercinler, 
“hu hu” lara karışsın 
Aminler,... 
Mübarek akşamdır; 
Gelin ey fatihalar, yasinler...