KİTÂBİYAT 164

Abone Ol
OSMANLI ARMASI / ‘Üç Pâdişah Bir Arma’

Eserin Yazarı Prof. Dr. Mehmet Zeki Kuşoğlu; ağaç ve taş oymacılığından hakkâklığa sedefkârlıktan kuyumculuğa, mezar taşları araştırmacılığından sanat ve kültür tarihçiliğine, grafikerlikten yazarlığa, takı imalatçılığından sanat eserleri koleksiyonculuğuna… onlarca dal ve alanda uzman olan, ‘hezar-fen’ olarak anılabilecek değerli bir ilim adamıdır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü tarafından basılan OSMANLI ARMASI / ‘Üç Pâdişah Bir Arma’ isimli eseri; Osmanlıcadan günümüz Türkçesine çevrileri yapan oğlu M. Oğuzhan Kuşoğlu, Tasarım ve Fotoğraflarla ilgili çalışmaları üstlenen kızı Z. Aslıhan Kuşoğlu’nun katkılarıyla hazırlamış. Anlaşıldığı üzere sanatkâr bir aile tanışmış oluyoruz. Eşi üniversite mezunu grafiker ve desinatör Sevinç Kuşoğlu, kendi eserini hazırlamakla meşgul olmalı ki, bu kitaba katkıda bulunamamış.

23,5 X 21,5 santim ölçülerinde özel boyda hazırlanan, 120 gram mat kuşe kâğıda basılı, VII (8) + 107 sayfalık eser, gümüş renkli özel bir malzeme ile kaplı sert kapak ve 135 gram kuşe kâğıda renkli olarak basılı şık bir gömlek içerisinde iplik dikişli ve şirâzeli olarak okuyucuya sunulmuş. İlk sayfada Tuğra şeklinde bir besmele yer alıyor. Sunuş yazısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksek Mimar Dr. Kadir Topbaş; tarihe mal olmuş kültür varlıklarımızı tanıtmanın, onlara sâhip çıkmanın gereğine işâret ediyor. ‘Önsöz’ başlıklı yazıda Mehmet Zeki Kuşoğlu Türk-İslam Sanatlarına duyduğu ilginin sebeplerini açıklıyor ve kitapta yer alan belge ve eserlerin büyük bir kısmının, kendi ‘mütevazı’ koleksiyonunda bulunduğunu belirtiyor.

Kitap özellikle Osmanlı Arması’nın var oluş sebeplerini, kimin tarafından nasıl ve ne suretle, nerelerde kullanıldığını anlatmak için hazırlanmış.

Kitabın ana konusu Arma-i Osmanî olmasına rağmen, hem arma içinde tuğranın bulunması hem de birçok yerde armadan ayrı, kendi başına kullanılmış olmasından dolayı tuğra hakkında kısa bilgi verilmektedir. Pâdişah tuğralarının içlerinde bâzı ufak değişikliklere uğramış olmasına rağmen, sultanın adı, babasının adı ve ‘Allah O’nu daima muzaffer etsin’ mealinde yazının bulunduğunu, verilen açıklamalardan öğreniyoruz.

Yazar; ‘Üç Pâdişah Bir Arma’ başlıklı yazısında; Osmanlı Arması’nın nasıl meydana getirildiğini hatırlattıktan sonra Sultan Abdülmecid Han, Sultan Abdülaziz Han ve Sultan İkinci Abdülhâmid Han’ın az bilinen özellikleri hakkında bilgi veriyor. Bunlardan ilk ikisinin; ‘kendi hallerine bırakılmış olsalar idi birincisi müzisyen, ikincisi ressam olurdu.’ Diyor ve ekliyor: ‘Bu olaylar, Osmanoğullarının ne kadar çok yönlü ve kabiliyetli olduğunun delilidir.’ Yine bu satırlardan; Sultan İkinci Abdülhâmid Han’ın babasından gelen kalıtım ile sanat tarihimizin en büyük sedefkâr ve ince marangozları arasında yer aldığını ve hattat olduğunu ve de Türklüğüyle övündüğünü öğreniyoruz.

Prof. Dr. Mehmet Zeki Kuşoğlu; Osmanlı Arması’ndaki şekillerin ne ifâde ettiğini şöyle açıklıyor:

Ve yazarın, arma ile ilgili görüşleri:

Kitabın diğer bölümlerinde yer alan konu başlıklarının bâzıları: ; *Eski Türklerde Arma, *Eski Türklerde Millî Alâmetler, *Tanzimat Madalyası, *Devletlü Efendim Hizmetleri .

Son sayfalarda; Prof. Kuşoğlu tarafından yapılmış gümüş kakma Osmanlı Arması Örnekleri yer alıyor.

KISA KISA… KISA KISA…