Suhûf, Tevrat ve Zebûr’dan sonra, Hz.İsa aleyhisselâm’a verilen-vahy’edilen Kitap İncil’dir. 

İncîl, Kur’ân-ı Kerim’de, “(Resûlüm!) O sana kitabı hak ve önceki kitapları tasdîk edici olarak tedrîcen indirmiş; daha önce de insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevrat ile İncil’i ve Furkan’ı indirmiştir.” (Âl-i İmran 3/3) 

“Ey ehl-i Kitap! İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Halbuki, Tevrat ve İncîl, kesinlikle ondan sonra indirildi. Siz hiç düşünmez misiniz?” (Âl-i İmran 3/65) 

“(Melekler, Meryem’e hitâben İsâ hakkında sözlerine devam ettiler;) Allah ona yazmayı, hikmeti-Tevrat’ı, İncil’i öğretecek.” (Âl-i İmran 3/48) 

“İncil’e inananlar, Allah’ın onda indirdiği (hükümler) ile hükmetsinler. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fâsıklardır.” (Mâide 5/46)

“Ey Kitap ehli! Siz Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni hakkıyla uygulamadıkça, (doğru) bir şey (yol) üzerinde değilsinizdir.” de. Rabbinizden sana indirilen, onlardan çoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır. Kâfirler topluluğuna üzülme.” (Mâide 5/68) 

“Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretmiştim.” (Mâide 5/110) 

“Yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı buldukları o elçiye, ümmî Peygamber’e uyanlar (var ya,) işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten men’eder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber’e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr’a (Kur’ân’a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.” (A’râf 7/157) 

“Allah mü’minlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân’da Allah üzerine hak bir vaad’dır. Allah’tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır? O halde O’nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.” (Tevbe 9/111) 

“Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat’daki, vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir. Onlar filizini yarıp çıkmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki, bu, ekicilerin hoşuna gider.” (Fetih 48/29) 

“Sonra bunların izinden art arda Peygamber’lerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa’yı da arkalarından gönderdik, ona İncil’i verdik; ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükâfâtını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır.” (Hadîd 57/27) 

İncil, esas i’tibâriyle ahkâm ve şerî’at ihtiva etmeyip, Tevrat’ın hükümlerine işâret edilen, Tevrat’ın hükümlerine uyulmasını tavsiye eden, Tevrat’ta, haram kılınanları haram, helâl kılınanları da helâl olarak kabul edilmesi gerektiğini ifade eden, mev’ıza ve nasîhatler ihtivâ ederdi. 

“Kendinden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak Peygamber’lerin izleri üzerine, Meryem oğlu İsa’yı arkalarından gönderdik; Ve ona içinde doğruya rehberlik ve nûr bulunmak, önündeki Tevrat’ı tasdîk etmek. Sakınanlara (takvâ sahiplerine) bir hidayet ve öğüt olmak üzere, İncil’i verdik.” (Mâide 5/46) 

İncil’de, daha önceki Peygamber’lere ve onlara verilen kitaplara atıflar ve işaretler bulunduğu gibi, sonradan gönderilen kitab’a, Kur’ân’a ve âhirzaman Peygamberi Hazreti Muhammed-Mustafa salla’llâhu aleyhi ve sellem Efendimize de, atıflar, işaretler, hattâ serahatler vardır. 

“Yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî Peygamber’e uyanlar var ya,” (A’raf 7/157) 

“Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir Peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demişti. Fakat o, kendilerine açık deliller getirince: Bu apaçık bir sihirdir (büyüdür), dediler.” (Saf 61/6) 

“Hani Allah, Peygamber’lerden; “Ben size kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdîk eden bir Peygamber geldiğinde ona mutlâk inanıp yardım edeceksiniz” diye söz almış, “Kabûl ettiniz ve ahdimi yüklendiniz mi?” dediğinde “Kabûl ettik” cevabını vermişler, bunun üzerine Allah; O halde şahit olun; ben de sizinle birlikte şahid’lik edenlerdenim, buyurmuştu.” (Âl-i İmran 3/81) 

(Müfessir’ler, Peygamber’ler tarafından verilen sözün, ümmet’leri adına olduğunu belirtmişlerdir. Bu söz, Hazreti Muhammed salla’llâhu aleyhi ve sellem’e yardım vâdi’dir. Peygamber’lerin hüküm ve vâ’di, Hazreti Muhammed’e yardım cihetinde olunca aynı hüküm ümmetleri için de geçerlidir. Bu sebeple ümmetler zikredilmeyip, verilen söz, onların Peygamber’lerine izâfe edilmiştir.) 

İNCİL DE TAHRİF EDİLMİŞTİR: 

Hazreti Musa’nın irtihalinden sonra Tevrat, Hazreti Davûd aleyhisselâm’ın irtihalinden sonra kaybolmuşlar, Tevrat Yahûdî’lerin elinden, Zebûr, Dâvud aleyhisselâm’ın kavminin elinden çıkmıştı. Zirâ, Cenab-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’in dışındaki Suhûf ve kitapların Muhafazasını üzerine almamıştı. 

“Kur’ân’ı kat’iyyetle biz indirdik; elbette onu yine biz muhafaza edeceğiz. (koruyacağız)” (Hicr 15/9) 

(Bu âyeti Kerime açıkça göstermektedir ki, Kur’ân-ı Kerim Allah’ın koruması altındadır ve kaybolmaksızın, en ufak bir tahrife uğramaksızın kıyâmete kadar aslını muhafaza edecektir). 

Hazreti İsa’nın irtihalinden-göğe yükseltilmesinden bir müddet sonra, İncil de tahrif edilmiştir. 

“Elleriyle (bir) kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için “Bu Allah’ın katındandır” diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların!” 

“Sözlerini bozmaları sebebiyle onları la’netledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler) kendilerine öğretilen ahkam’ın (Tevrat’ın) önemli bir bölümünü de unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hâinlik görürsün. Yine de sen onları afvet ve aldırış etme. Şüphesiz, Allah iyilik edenleri sever.” (Mâide 5/13) 

“Şimdi (Ey mü’minler!) Onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa ki, onlardan bir zümre, Allah’ın kelâmını işitirler de iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi.” (Bakara 2/75) 

“(Münafıklar) insanlarla karşılaştıklarında “iman ettik” derler. Birbirleri ile başbaşa kaldıkları vakit ise: Allah’ın size açtıklarını (Tevrat’taki bilgileri,) Rabbiniz katında sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz? derler.” (Bakara 2/76) 

PAVLUS (SAİNT PAUL)’un yazdırdığı İncil’ler: Yahûdî olan Pavlus aynı zamanda Roma vatandaşıydı ki, hem Yahûdî hem Roma vatandaşı olan ender kişilerden biriydi. Hazreti İsâ’dan sonra doğduğu bilinen Pavlus, Hz.İsa’yı görmediği halde, Şam yolculuğunda Haz.İsa’nın hayalini gördüğünü iddia etmiş ve “Seçilmiş havârî” olarak kabul edilmiştir. Pavlus, Haz.İsâ’dan 30-40 sene sonra Şam’a giderken karşısına çıktığını iddia ettiği İsâ’nın hayâlinden edindiği bilgi ile mevcûd Hıristiyanlığı şekillendirmiştir. 

Pavlus, “Ve yolda giderken Şam’a yaklaştığı zaman vaki oldu ki, gökten bir nur ansızın çevresinde parladı ve yere düştüğünde bir sesin kendisine; Saul, Saul, niçin bana eza ediyorsunuz? dediğini işitti. O da, Ya Rab, sen kimsin? dedi. Ve o dedi; ben eza ettiğin İsa’yım. Fakat kalk ve şehre gir, ve ne etmen gerekir sana söylenecek. Onunla yolculuk edenlerin nutku tutulup, durdular. Sesi işitiyorlar, fakat kimseyi göremiyorlardı. Ve Rab ona (Hananya adlı şakir’de) Kalk, doğru denilen sokağa git ve Yahuda’nın evinde adı Saul olan, Tarsuslu’yu ara... 

Hazreti İsa’yı Rab durumuna getiren Pavlus’tur. İncil’lerin ilk yazımı, iki havârî dahil, İsa’dan 50 sene sonra olduğuna ve diğer İncil yazarlara da İsa’yı hiç görmedikleri halde, İncil yazımları da Pavlus’un Hıristiyanlığı şekillendirmesinden sonradır. En önemli İncil yazarı, Luka, Pavlus’un öğrencisidir. Luka, diğer İncil’leri inceleyerek İncil yazmıştır. Pavlus’un mektupları Kitab-ı Mukaddes’te İncil’lere dahil olarak yer almaktadır. Günümüzde, 274 sahifelik Yeni Ahid’in (İncil) 156 sahifesi, 35 Sahife Resûllerin işleri olmak üzere, mektuplara aittir. Geriye kalan dört İncil toplamı (Mutta, Markos, Luka, Yuhannâ’ya göre) 118 sahifedir. Özellikle 156 sahife incelendiğinde Hıristiyanlığın Pavlus tarafından kurulduğu açıkça anlaşılır. İncil’lerde, İsa adı, Allah’ın isminden fazla geçer. İncil’lerdeki “Ben ve Baba biriz” ifadesi, İsa’nın Allah ile olan durumunu tipik bir şekilde anlatılmış oluyor. 

Günümüz muharref İncil’lerde, Haz.İsâ Allah’ın Peygamberi kulu İsa değil, Pavlus’un İsa’sıdır, Rab’dir tezâd ve karmaşa da olsa “Mesih’tir, oğuldur ve ona kutsal ruh gelmiştir. Pavlus ise, İsâ’nın-Rab’bin elçisidir, bütün bilgileri ona Mesîh İsa vermiştir. Baba-oğul, Kutsal Ruh, Meryem, Rab, Mesîh karışıklığı ve karmaşası, Pavlus’un araya girmesinden, onun yorumundan kaynaklanır.