Türkiye komşularına her ne kadar sürekli olarak dostluk elini uzatsa da bazı komşular bu eli bir zafiyet unsuru olarak değerlendiriyorlar.

Meclis başkanımızın beyanatıyla başlayan Ege'de "Casus belli" savaş nedeni kabul edilen, Yunanlı'ların 12 mil ısrarı, komşumuzun eline yeni bir koz verdi.

Yunanlı Bakan 12 mili savunuyor. Adaların karasularını 12 mile çıkararak Ege denizini Türk gemilerine kapamak istiyorlar ve bizim yetkililerimiz AB uğruna, bu isteğe "EVET" diyor.

Yıllar önce Ege'de "Kıta Sahanlığı" tartışmaları vardı.

Uluslararası Deniz Hukuku'na göre, adaların ve adacıkların Kıta Sahanlığı olamayacağı vurgulanmaktadır.

Ama Yunanistan, her adasının kıta sahanlığı olduğunda ısrar ederek, Ege Denizi'nin ekonomik kullanım hakkının tümüyle kendilerine ait olduğunu ileri sürmektedirler.

O yıllarda devletimiz onlara sert cevap vererek "Hora Gemisi"ni Ege'ye çıkarmıştı.

Hora gemisi sık sık Ege'ye çıkarak, oradaki ekonomik çıkarlarımızdan taviz vermeyeceğimizi gösteriyordu.

Uluslararası Deniz Hukuku'na göre ana karaların kıta sahanlığı vardır, adaların kıta sahanlığı olamaz.

Bu hükme göre, Türkiye ve Yunanistan arasında Ege'den bir "orta hat" geçirilecek ve her iki ülke kendi kıta sahanlığında petrol ve doğalgaz arama çalışması yapabilecektir.

Geçmiş dönemde Yunanistan bazı İngiliz firmalarına Ege'de petrol arama izinleri vermişti.

Türkiye'de ona karşılık olarak kendi milli şirketimize Ege'de petrol arama sahaları tahsis etti:

Türkiye bu petrol arama sahalarını kendi kıta sahanlığı içinde vermişti. Ama Yunanistan petrol arama sahalarını bizim kıta sahanlığımız içinden vererek bizi İngiltere ile karşı karşıya getirmişti ve başımıza bazı uluslararası sorunlar açmaktan geri kalmamıştı.

Son günlerde başbakanın da açıkladığı gibi AB ve Yunanistan karşısında taviz verilerek bir yerlere varılamaz.

Önemli olan dik durmasını bilebilmektir.

Büyük hadiseler, fikirlerde büyük inkılâplar yapar.

Atatürk