Kıskançlık denen olgu insani bir duygudur. Genelde bu duygu ikili ilişkilerde duygusal patlamalara yol açar. Bu duygunun insani ve doğal olması toplumda şöyle yanlış söylemleri barındırır: ' Seven insan kıskanır' veya 'Kıskançlık normaldir.' Aslında kıskançlık hiç de normal değildir aksine sağlıksız olduğu için anormaldir. Kıskanmayan insan, kendisiyle barışık, özgüveni olan ve kendine değer veren insandır. O, başkalarıyla kendini kıyaslamaz çünkü özvarlığında eşsiz ve mükemmel olduğunu bilir. Ne zaman ki kişi, içinde bir boşluk hisseder ve dış dünyaya yönelirse o zaman o boşluğu kıskançlıkla doldurmaya çalışır. Kendi içini bilmeyen insan başkalarının dışına yönelir; o zaman da öz merkezinden kayar. Kendi öz merkezinden ayrılmış kişi hem kendi içini hem de başkalarının içini bilemez.

Kişinin içinde boşluk olduğunda kendini değersiz ve iç dünyasında bir hiç olarak hisseder. Boşluk ne kadar fazlaysa hiçlik duygusu da o kadar yüksek derecelidir.   Kıskançlıktan özgürleşmek için insanın kalbini gülümsetmesi gerekir. Dış dünyada maske takıp gülme rolü yapmak gayet kolaydır; ört bas etme çabaları her zaman mutsuzlukla sonuçlanır. Mutlu olmak için mutsuzluğu ve kıskançlığı görmek gerekir. Bu negatif duyguları görmeyen kişi sürekli oyun oynar; bu oyun onu yıpratır. Gerçek olan her zaman sahte olanı yener. Kıskançlık dolu kalp bağırarak ve ağlayarak kendini var eder. İnsan öz doğasından uzaklaşınca bu kez kıskançlık konuşmaya başlar. Kıskançlığın susması için öz ile yani kalp ile temasa geçmek gerekir. Kalpten kalbe iletişimde mantığa yer yoktur.

Kıskançlığın bir çok nedeni vardır. Kişi, başkasının eşini, başarısını, zenginliğini, işini, mesleğini, güzelliğini kıskanabilir. Yani genelde kişi kendinde olmayanı başkasında görünce ona sahip olmak ister. Bu sahip olma isteği kıskançlığa neden olur. Kıskançlığın en büyük nedeni, aşk ilişkilerinde yaşanır. Kişi sevgilisine tutunur ve ilişkisini sabit kılmaya çalışır. Sevgilisini veya eşini bir özne gibi değil, nesne gibi görmeye başlar. Bunun nedeni de, sahiplenme duygusudur. Aşkta kıskançlıktan kurtulmak için kişinin eşini ya da sevgilisini serbest bırakması gerekir. Gitmek isteyen zaten gidecektir. Aşkta kontrole gerek yoktur.  

Varoluşun akışında olunca kontrolün varoluştan geldiğini hissedeceksiniz. O zaman büyük bir rahatlama gerçekleşecek. Kabullenme ve teslimiyet ortaya çıkınca tüm sorunlar yok olacak. O zaman  her anını şükran ve minnet içinde geçireceksiniz.  Kıskançlık denen  o yıkıcı duygu da buharlaşacak ve takdir duygusuna dönüşecek.

Öz varlığınızla olan iletişim en doğal iletişimdir ve sizi tüm negatif duygulardan korur. Bunu için ilk yapılması gereken, sessiz kalmak ve içe dönmektir. Kendinizi duymak için susmanız gerekir. Sustuğunuzda orada bir çok duygunun var olduğunu göreceksiniz. Hatta duygusal krizlerin farkına varabilirsiniz. Önemli olan bunlarla yüzleşip kendinden kaçmamaktır ve yola devam etmektir. İç dünyasıyla ilgilenmeyen, başkalarının dış dünyasıyla ilgilenir. İçindeki sesi dinlemeyen, kendisinden uzaklaşmaya başlar. O zaman da negatif duyguların kölesi olur.

Hayatı belirleyen iç dünyadır; iç dünyanız aydınlanınca kendinizi göreceksiniz.. Orada da kıskançlığı göreceksiniz. Kıskançlıkla yüzleşince bu karanlıktan çıkacaksınız. Kıskançlığı buharlaştırmadan mutlu olmak imkansızdır. Bu duygudan özgürleşmenin tek yolu; kabullenmek ve maskeleri çıkarmaktır.

Kıskançlığın karanlığından çıkın ve sevginin aydınlığına doğru ilerleyin. Hayatın şarkısı sevgidir. Eğer sevgi şarkısını söylüyorsanız, o zaman kıskançlığın da şarkısını söylemeye hazır olun. Çünkü bu iki duygu madalyonun iki yüzüdür.

Kıskançlık cehenneminden çıkın ve sevginin cennetine yerleşin. Orada sonsuz saadet ve huzuru bulacaksınız.

Dünya Değişim Akademi'sinde uygulan “Kıskançlığı Aşma Sanatı  Değişim Programı” sayesinde kıskançlık takdire dönüşecek ve kıskançlığın yıkıcı etkilerinden kurtulacaksınız. Kıskançlık dönüşecek ve içinizde sevgi yükselecek. Sitemizi inceleyebilir ve irtibata geçebilirsiniz.