Saygıdeğer Önce Vatan Gazetesi okurlarım, Aralık ayını yani Kış mevsimini yaşadığımız şu günlerde soğuklar kendini yavaş yavaş hissettiriyor olmuş olmalı ki, bizleri de tatlı bir telaş (!) almış görünüyor. Mevsim gereği; soğuk algınlığı, grip, bronşit gibi üst solunum hastalıkları ve niceleri bizlerle daha çok haşır neşir olmaya başlayacak.

Daha önceki yıllardan edindiğimiz tecrübeye dayanarak, bizlerde pusuda bekleyen bu amansız hastalıklara karşı vücut direncimizi, bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek için beslenmemize dikkat etmek telaşına düşeceğiz. Ayrıca, kendimizi daha sıkı giyinmek zorunda hissedeceğiz. Bu nedenle bu sayıdaki yazımda, sporun direkt içinde olalım veya olmayalım hepimize her zaman gerekli olabilecek hatırlatılması gereken  bazı önemli püf noktalarını sizlerle paylaşmak istedim.

Dünya Sağlık Örgütü bu mevsime yönelik şu önerilerde bulunmaktadır: vücut direncinin düştüğü bu mevsimde Antioksidan özelliğe sahip A, C, E vitaminleri, selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin, omega yağ asitlerinin alımını artırmayı önermektedirler. Ancak önerilen bu besin maddelerinin doğal olması şarttır. Balık, süt, yumurta,  kayısı, ıspanak, havuç gibi besin kaynakları önemli oranda A vitamini içermekte olup, güçlü antioksidandır. Bu besinler vücudun savunma sisteminde görev almakta, vücudu olumsuz etkilerden korumaktadır. Ayrıca, C vitamini de Antioksidan özelliğe sahiptir. Maydanoz, dere otu, yeşil biber, tere, ıspanak, narenciyeler (portakal, limon. mandalina vs) kuşburnu C vitamini yönünden çok zengindir. Ceviz, fındık, kuru baklagiller, tahin gibi besinler ise E vitamini yönünden çok zengin olup, antioksidan özelliğe sahiptir. Ayrıca; balık, balık yağı, omega yağ asitleri de vücudun bağışıklık sisteminde büyük öneme sahiptir.

Dünya Sağlık Örgütü ayrıca, bu aylarda fiziksel aktivitenin azalabileceğini göz önünde bulundurarak, bu mevsimde yapılacak egzersizlerin sağlık açısından önemine de değinmektedir. Başta tempolu yürüyüşler olmak üzere, yüzme, bisiklete binme, tenis, aerobik, jimnastik vs gibi aktivitelerin günde en az yarım saat yapılması önerilmektedir. Takdir edersiniz ki bu öneriler sporu amatör olarak benimseyenlere yöneliktir. Tabii ki; Kış mevsimi zorluklar içermekte, ekonomik sıkıntılar yaratabilmektedir. Bu nedenledir ki, en azından hastalanmamak için gayret sarf etmeli, moralimizi ve bağışıklık sistemimizi güçlü tutmalıyız. Bu gayeye yönelik olarak, magnezyum ve potasyumdan zengin muz, C vitamini deposu taze sıkılmış portakal, greyfut, mandalina suyu ve omega-3 yönünden zengin cevizi ara öğünlerimize katarak en aza indirebiliriz. Yaz aylarında edindiğimiz su içme alışkanlığımızı, bu mevsimde de günde en az 10 bardak su içerek sürdürmek sağlığımız açısından çok önemlidir. Bilim adamları günde 3 ana, 3 ara öğün şeklimde düzenlenen bir beslenme tarzını önermektedirler.

Sofralarımızın sebze, meyve, salata ve tahıl ürünleri yönünden zengin olması, posa açısından da zengin olmayı sağlamakta ve mevsimsel değişime bağlı oluşabilecek peklik(kabızlık) faktörünü de ortadan kaldırmaktadır. Bunun yanında besinin cinsi ve pişiriliş tarzı da çok önemlidir. Şöyle ki; Besin alımında kızartma, cips, krema, kaymak, sakatat, pasta, hamur işleri vs. gibi sindirimi zor öğelere yer verilmemesi, daha ziyade buğulama, haşlama, ızgara yöntemlerinin uygulanması önerilmektedir. Yeşilay eski, Sarıay yeni, Yönetim Kurulu Üyesi olarak da; zararlı alışkanlıklara bağımlı okurlarıma, zaten hassas olan başta solunum ve diğer organlarını daha fazla üzmemelerini ve bu mevsimde çok daha dikkatli olmalarını öneriyorum.

  Sağlıklı mutlu nice güzel günler diliyor, saygılar sunuyorum.