...dünden devam

Yukarıda özetlemeye çalıştığım bu anımda; Kıbrıs’ta hayatını halkının yaşam mücadelesine adayan, bu uğurda elinde silah savaşan, hukuk mücadelesi veren, daima Türkiye benim anavatanımdır, o ne derse kabulümdür diyen, asla Rum’a diz çökmeyen, uluslararası arenada Türk Milletinin ve Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış haklarını büyük bir azim, bilgi birikimi ve akılla savunan, Büyük bir Atatürk hayranı, ondan feyiz alan, dini ve imanı bütün; bir devlet adamını, bu zorlu hayat sürecinde insan ve doğa sevgisiyle dolu yüreğini herkese açan, inançlı, sadakatli ve ahde vefalı bir insanı anlatmaya çalıştım…

Vefatından bugüne değin, aradan 3 yıl geçmesine rağmen; hala ona layık bir anıt mezar yapılmamış olsa da?

O Büyük İnsan; Türk Milletinin ve Kıbrıs Türk Halkının gönlünde anıtlaşan liderlik vasıfları ve tarihi mal olmuş başarılarıyla anıtlaşan,

Doğduğu toprakların ‘o yasemin kokulu gecelerini asla unutmayan’, ‘Karkot Deresinin’ özgürce akan sularının yoğurduğu çocukluk ve gençlik anılarıyla coşan,

Hayatı boyunca gönlünü yakan hürriyet ve bağımsızlık ateşini; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten, Anavatanı Türkiye’den, ‘Toros’ların’ ardında doğan güneşin ışıltısından alan,

Ve en nihayetinde Anadolu’dan, Mehmetçikten gelen özgürlük nefesini; Beşparmak Dağlarında soluyan bir direnişçi, büyük bir lider, Kıbrıs adasında son Türk Devletini kuran, Türk Dünyasının büyük bir kahramanı, ‘Baba Türk Denktaş’ olarak anılacaktır…

13 Ocak 2012 tarihinde Can Liderim, K.K.T.C Kurucu Cumhurbaşkanımız, Mücahit Gazi Denktaş’ı kaybettiğimizde, onu ebediyete uğurladığımız, doğduğu vatan topraklarına, Aziz Türk Milletinin kalbine gömdüğümüz o gece; kendilerine, beynimden, gönlümden kopup gelen aşağıdaki cümlelerimle şöyle ile seslenmiştim:

CAN LİDERİM SN. DENKTAŞ,      EFSANELER ÖLMEZ…

‘’BABATÜRK DENKTAŞ, RAHAT UYU YATTIĞIN YERDE ÇÜNKÜ EMANETİN EMİN ELLERDE…’’

(Yazımın girişinde tırnak içerisine aldığım cümle; Kıbrıs Türk Halkının, Sn. Denktaş’ın toprağa verildiği 17. Ocak. 2012 Salı günü taşıdığı pankart sloganlarının bir tanesine aittir.)

Ata yadigârımız Kıbrıs adasında;

Halkını toplum statüsünden çıkararak, kurmuş olduğu K.K.T.C devleti ile özgür ve bağımsız bir halk olmanın gururuna taşıyan, hayatını bu davaya adayan, özgürlük ve bağımsızlık savaşçısı, Türk tarihinin son dönemine damgasını vuran kahramanı, Kıbrıs Milli Davamızın Lideri, Kurucu Cumhurbaşkanı ve Mücahit Gazi Denktaş’ı, 13.Ocak.2012 Tarihinde ne yazık ki kaybettik. Hem de Kıbrıs konusunun bu en kritik sürecinde ve bilgeliğine en çok ihtiyacımız olan bir dönemde…

O büyük insanı anlatabilmek için kelimeler kifayet etmiyor. Çünkü o değil kelimelere, kitaplara sığmayacak kadar tarih ile özdeşleşmiş, Kıbrıs Türk halkının adada ki var oluş mücadelesini kazanmak adına etmiş olduğu yeminlere sadakatle bağlı kalmış, bu mücadeleyi kazanmış, yakın tarihimize adını altın harflerle yazdırmış büyük bir devlet adamıdır.

Sn. Denktaş, aynı zamanda yüreği sevgi dolu, ince ruhlu bir insandı… İnsan, doğa ve vatan sevgisiyle dopdolu olan o güzel yüreğinden taşan duygularını, esprili konuşma mükemmeliyetine taşıyan iyi bir hatip olduğu gibi, elinden düşürmediği fotoğraf makinesi ile doğanın ve insan manzaralarının en çarpıcı olanlarını tespit ederek, bu görüntüleri fotoğraf karelerine taşıyan iyi bir fotoğraf sanatçısıydı…

Bilge kişiliğine ve yaşanan gerçeklere hiç şüphesiz damgasını vuran, mükemmel bir hukukçuydu da aynı zamanda...

Gazi Denktaş, Kıbrıs Milli Davamızı hiç yılmadan savunurken; ‘cesur yüreğini’ korkusuzluk; ‘akıl dolu beynini’ ise engin hukuk bilgisi ile donatmış, eşiz bir liderdi…

devam edecek...