Öncelikle belirtmekte fayda görüyorum ki, son zamanlarda Türkiye’nin çeşitli köşelerinden medyaya yansıyan tarihi eserleri koruma, restore etme, gün ışığına çıkarma çalışmaları içinde kiliselere olan itina ve özveri, Fazlaca gecikmişliklerle birlikte; dikkatlerden kaçmayacak kadar taktire şayandır.. Devamı dileklerimle..
Bugünkü idarecileri tebrik ve taktir etmek gerekir!!..
29/09/2011 Ulusal gazetelerdeki haberlerin arasında bir haber vardı ki yürekleri burkan.. 
Gelmiş geçmiş, saklı gizli, söylenen söylenemeyen herşeyin adeta kompozisyonu gibiydi..!!
Haber: Uzun yıllar bir fabrkanın deposu olarak kullanılan daha sonra fabrikanın kapatılması ile terkedilmiş izbe harebeye dönen kent merkezindeki kilise; belediyenin yol yapımı çalışmaları sırasında gün ışığına çıktı..!!
Kilise, mülk sahibi ile (bu mülkü sahibine vaktiyle, devlet hibe etmiştir..) yapılan görüşmeler sonucunda belediye tarafından satın alındı.. Daha sonra röleve, restitüsyon ve restorasyon çalışmaları yapıldı.. Şimdilerde bir müze!!..
Biz; ahırların arka odalarına saklanan minik ev kiliselerini duyduk!!..
Biz; Cuma namazlarına sabahın erken saatlerinde gidip; daha sonra koşarak kayalıkların arasındaki kovukları kiliseleştirerek ibadet edenleri duyduk..
Biz; kulağına Helen, Zografia, Melina, Dimitris, Georgios vs vs vs isimler çağrılıp; kimliğine Müslim algılanması için Nazlı, Zeliha, Melisa; vs vs yakıştırma isimler yazıldığını duyduk ve gördük..!!
Biz; kİliselerin, Camii’ye
Biz, kiliselerin bakımevi, cezaevi, at pazarı vs vs pek çok şeye dönüştürülğünü duyduk..
Biz, devletin taktir ve taltif etmek için kilise arazisini dolayısı ile kiliseyi vatandaşına armağan ettiğini duyduk..
Biz; defalarca sözlü ve yazılı olarak aşağıda belirttiğim  beyanları duyduk:
- “Eğer oralarda ibadet edecek bir topluluk, bir cemaat hala var ve o kiliseler kapatılmışsa çok fena, yazık olmuş” yada
- “ben bütün inançlara saygılıyım, her kesimin kendi inancını yaşamasını tabii ki istiyorum ve elimden geleni de bu yolda yaparım..”
Tiraji komik!!.. ;)
Yunanistan’da Müslim halkın nüfusu yüzde iki yani yok denecek kadar az fakat Atina şehir merkezinde, Osmanlı’dan kalan Mustafa Ağa Camii var ki, yangından depremden ve bunca yüzyıldan sonra hala dimdik ayakta ve hala adı “Mustafa Ağa Camii’’dir.. 
Ve yine Atina’da geçtiğimiz günlerde Fethiye Camii ibadete açılmıştır..
Türkiye’de bugünkü iktidarı hiç kimse asla kiliselere önem veriyor diye; sakın olaki eleştirmeye kalkmasın.. 
Zira Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu kadar emek, yürek ve gayret sarfediliyor, hem de herşeye rağmen..  
TEŞEKKÜRLER….
Selam ve Sevgilerimle