Değerli silah arkadaşım Atilla Çilingir,16 Şubat 2016 tarihinde Haberal  Kıbrıslı gazetesinde  kaleme aldığı yazısında çok önemli  hususlara işaret ediyor. Gelişmeleri yakından takip edenler için aşağıdaki linki gözden geçirmelerini öneririm. http://www.haberalkibrisli.net/rum-lideri-nihayet-agzindaki-baklayi-cikartti-makale,5363.html  

Bende siz  okurlarımla kısa zaman önce bu minvalde Yeni Çağrı, Önce Vatan  ve Haberal Kıbrıslı gazetelerinde yayımlanan  “Kıbrıs'ta Gelişmelere Özel Dikkat " başlıklı yazımı   paylaşmıştım. 

Yazımın bir bölümünde, yaklaşan savaşın hissedilen  kavurucu sıcaklığını, “Son  zamanlarda  Yavru Vatan Kıbrıs’a ayak basanlara baktığımızda ‘Dünyanın Kalbi’ olan Kıbrıs’ı ;  havaların soğuduğu şu günlerde  yüksek ölçekli sıcaklık bekliyor  demek yanlış olmaz,” şeklinde bir benzetmeyle dile getirmiştim.  

İşte geldi çattı ve sıcak savaşın ayak sesleri bariz şekilde duyulmaya başladı..Dikkat edildiğinde gün geçmiyor ki, özellikle Kıbrıs Rum yönetiminden ve  dostluğunu,  desteğini kaybettiğimiz  dünya ülkelerinden yükselen sesler içimizi acıtmasın, hayal kırıklığına uğratmasın.. Bir bakıyorsunuz Rum Meclis başkanı Yannakis Omiru kürsüye çıkıyor, Rumların çözüm  yollarını dile getirirken hiç sıkılmadan aşağıdaki şartları sıralıyor.

“Olası bir referandumda ‘evet’ çıkması için garantörlüğün kalkmasının, askerlerin ve yerleşiklerin (Türk kökenli KKTC vatandaşları) adayı terk etmelerinin  gerektiğini  dikte ediyor.                                                                                                                                              Hızını alamıyor, ‘Kıbrıslı Türkler ve Rumlar Kıbrıs Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıdır. Bizler 41 yıl boyunca birlikte yaşadık aynı köylerde. Garantörler ve garantiler olmadan, yine yaşarız’ şeklinde görüş bildiriyor.  

Şimdilerde   KKTC’de Cumhurbaşkanı olan Mustafa Akıncı hakkında ise, ‘yıllardır Kıbrıs sorununun çözümünü destekleyen ılımlı bir siyasetçidir!’ Diyebiliyor!..”

***                                                                                              

Önce buraya bir nokta koyarak, 24 Nisan 2004 yılında halk oylamasına sunulan Annan Planı hakkında  çok kısa bilgi vermem gerekiyor.  

Bu plan;   özetle, “KIBRIS’TAN  TÜRK’LÜĞÜ SİLMENİN PLANIDIR.”  Planda, Kıbrıs Türklerine gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatlerde bulunulmuştur. Hal böyle olunca Annan  planına KKTC den kimler "EVET" denmesinde ısrarcı olmuştu  derseniz? Sıraladığımda umarım şaşırmaz ve Sayın Mustafa Akıncı’yı  daha yakından tanıma imkanı buluruz!.  

*-Mehmet Ali Talat ve hükümeti,  *KKTC'nin şu dönemdeki Cumhurbaşkanı Mustafa AKINCI!                                                                              
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, halk oylamasının yapıldığı 2004 yılında KKTC de millet vekili ve aynı zamanda  Barış ve Demokrasi Hareketi’nin (BDH) kurucusuydu. 

Koyun postuna bürünmüş kurtlar (!)  ne yapıp edip Kıbrıs Türklerine “Evet" dedirtmelerine rağmen Rumlar, Allah'tan “hayır” dediler de amiyane tabirle zevahiri kurtardık.

****

Tekrar sıcak gelişmelere dönecek olursak, Rusya ile iş birliğinden yana olan Yunanistan başbakanının, Kıbrıs Rum lideri ile birlik olup  Rusya’ya  ve  Avrupa’ya  verdiği ödünleri,  atıfta bulunduğum yazımda belirtmiştim. Bu gelişme, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da   ısınmakta olan suyu kaynar hale dönüştürüyor. Yunan/Rum, Rusya ve Avrupa’nın akılcı  birlikteliği  herhalde  bu  coğrafyada yalnızlığa mahkum edilerek hızla sıcak savaşa sürüklenen  Türkiye’ye  yaramayacaktır.                                                                                                 

Bu sıcak gelişmeler, kan gölüne dönüştürülmeye çalışılan Ortadoğu/ Kuzey Afrika coğrafyasında  maalesef! Ülkemizi  hızla sıcak savaşa sürüklüyor.. 

Konu sıcak savaşa itilen Türkiye olunca, Kıbrıs’ın bu gelişmelerden olumsuz etkileneceğini göz ardı edemeyiz. O nedenle  hasımların büyük ideallerine ulaşma startını şimdiden verdiğini  söylemek de yanlış olmaz..

Zira bizler biliriz ki Yunanistan, Ermenistan gibi Mili Güç Unsurları (MGU) zayıf olan ülkeler  hiç bir zaman değişmeyecek olan Milli Hedef ve Menfaatlerini  gerçekleştirmek için, sinsice ve dikkatle Türkiye gibi güçlü bir devletin sıcak savaşa girerek bölünüp  parçalanacağı günleri  düşlerler. 

“Sonrası ise, tarihten ders alamayan ülkeler için  malumun tekrarı olur ne yazık ki!…” 

Günümüzün savaşı;  güçsüz ve/fakat  karşı tarafın gücünün zayıfladığı anı kollayıp, masa başında kazanmayı hedefleyen  ülkelerin uyguladığı bir savaş türüdür..                                      

Bunu da tarihte başaran ülkelerin başında Bizans entrikalarının doğum yeri olarak da bilinen  Yunanistan gelir..

****

Bu yazıyı kaleme alırken  TSK’yi ve masum insanları hedef alan Ankara’daki  yürekleri  parçalayan terör vahşetini  üzülerek haber aldım. İnanın sözün bittiği yerdeyiz. Ülkemizi sıcak savaşa sokmak isteyenlerin kurduğu tuzaklara düşmekten bıktık artık!..

Yürekleri dağlayıcı terör saldırısında şehit düşen silahlı kuvvetler personeli ve yakınlarına Allah’tan rahmet, yaralananlara da acil şifalar diliyorum. 

Ama nereye kadar?!...

“Ne olur birazcık akılcı, caydırıcı diplomasi!…”

En içten sevgi ve saygılarım,  her iki vatanımızda da , “ ben Türk’üm ve kutsal toprakların korunması ve kollanmasında sonsuza kadar mücadele edeceğim” diyebilenleredir.