Mehmet Bey’i 1965 yılında, Kıbrıs’ta tanımıştım. O yıllarda Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı personeli yılda iki defa Eylül ve Şubat aylarında değiştirilirdi. Ben Eylül ayı sonundaki kafile ile gelmiştim Kıbrıs’a.
Ortaköy’de, kadın-çocuk-yaşlı binlerce Türk’ün alkışları arasında Alay Karargahı önünde törenle karşılanmış ve TMT emrinde görevlendirildiğimi öğrenmiştim.
Kısa süre sonra beni almaya gelen kişi kendini tanıttı ve mümkünse sivil giyinmemi istedi. Hemen üniformamı çıkarıp sivil giyindim ve Alay Karargahından ayrıldık.
Beni karşılayan Lefkoşa Sancağı 22’nci Grup Komutanı Yardımcısı Mehmet Münir Bey’di. Mehmet Bey’le böyle tanışmış, TMT görevim böyle başlamıştı.
O gün günlüğüme şöyle not düşmüşüm, “Mehmet Bey gür ve beyaz saçlı, benim boyumda. Kalın çerçeveli gözlüklerinin arkasından beni epeyce süzdü. Kıbrıs şivesi ile hem hoş geldin dedi, hem de kendini tanıttı. Mehmet Bey yere bakarak konuşuyor, konuşurken de iki de bir parmağı ile burnunun üzerindeki gözlüğü yukarı kaldırıyor. Beyaz ve gür kaşları, gözlüğünün siyah çerçevesi üstünde kalın bir çizgi gibi duruyor. Yaş olarak benden büyük. Yüzünün keskin hatları arkasında bir esrar, bir özellik var. Etraftaki soydaşlardan saygı görüyor.”
Kıbrıs’ta hizmetim sırasında çok yakın çalıştık. Bana her konuda çok yardımcı oldu. Ortaköy ve Gönyeli’de TMT’nin temel taşı, herşeyi, aynı zamanda ilkokul müdürü idi.
Cesur, vatansever, Anavatan’a yürekten bağlı ve seçkin bir Türk milliyetçisi idi. Kıbrıs’ta herkesi tanır, herkes tarafından da sevilir ve sayılırdı.
Eşi Sevim Hanım da öğretmendi. TC hudutları dışında, Türk olmak ve Türk kalmak, Türklüğünü muhafaza etmek gerçekten zordur, özveri ister, cesaret ister. Sevim Hanım ve Mehmet Bey Türk kalmanın yanında binlerce, onbinlerce Türk gencini de kendileri gibi yetiştirerek, ömürleri boyunca Kıbrıs’a sahip çıkma savaşında en önde oldular.
Ailece de tanıştık. 49 yıl süren dostluk günlerinde zaman zaman bir araya gelir, Rum vahşetinden, zulmünden ve katliamından gelinen bugünlere şükreder, gururlanırdık.
Son yıllarda evden çıkamayacak kadar rahatsızda. Eşi ve çocukları bu kahraman dostuma çok iyi baktılar, ama tıp çaresizdi.
8 Ocak günü kaybettik.
Ailesine, kahraman mücahit dostlarıma ve bütün soydaşlarımıza baş sağlığı diliyorum.
Mekanı cennet olsun, ruhu şad olsun.
20 Temmuz 1999’da, Girne’de, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 25’inci yılı törenlerinde, yazıp imzaladığı  şiirini sizlerle paylaşmak isterim.
        Bugün genç, ihtiyar
        Kadın, kız, kızan.
            Uzanıp yatsa da
            Çardak altında.
        Boruyu çalınca
        Borazan,
            Hemen toplanırız
            Bayrak altında.
                        Mehmet Münir KUZEY