İşte bu sebeplerden ötürü, böyle bir toprak parçasında Türkiye’nin bulunuşu, asrın sömürgeci devletlerinin uykularını kaçırıyor. İşte kıyamet bu yüzden kopuyor. Gerisi lâf ü güzaf, boş sözlerden ibaret be dostlar!

     Gerçekler bu merkezde iken, kimi yazar-çizer takımı ve aydınlarımız -ne hikmetse- sanıyorlar ki,  sanki BM, AB, ABD ve İngiltere KKTC’ni, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden daha çok düşünüyorlar!

     Sanki hepsi KKTC’nin geri kalmasına, Türkiye’den daha çok üzülüyorlar! Sanki hepsi KKTC’nin maddî durumunu düzeltmeyi ve yükseltmeyi Türkiye’den daha çok istiyorlar!

     Ki, bu art niyetli, içten pazarlıklı devletler hakkında, onları -dilleri nasıl varıyorsa- şöyle vasfedip, nitelemekten kendilerini alamıyorlar:

     “BM-ABD-AB üçgeninin, Kıbrıs’ı çözümsüzlüğe mahkûm eden(!) kısır döngüyü, bu defa kırmak için müşterek iradeyle sergilediği kararlılık,...!”

     Yine yukarıdaki üçlünün, Kıbrıs Türklerini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden daha çok düşünen(!) “Uluslararası irade” olarak nitelendirilmesine, bilmem ki ne demeli?

     Meğer bu üçlü dayanışma, Kıbrıs Türkünü ne de çok seviyor, ne de çok düşünüyormuş da biz Türklerin bundan ne yazık ki, hiç mi hiç haberi yokmuş!

     Üstelik bu Uluslar arası gücün, Kıbrıs Türkünü, ana vatan Türkiye’den daha fazla düşündüğünü(!) gösteren müşterek iradesinin sergilediği kararlılığın, Ankara dengelerini nasıl da altüst ettiğini, anlaşılmaz gizli bir sevinçle ifade eden kalemlere, bir anlam vermekte zorlanıyoruz doğrusu...

     Aslında aziz okur! BM-AB-ABD ve İngiltere’nin Kıbrıs için kolları sıvaması...Üstelik dünyanın çeşitli yerlerinde kan gövdeyi götürürken...Üstelik tedhiş ve terör her yanı sarmışken...Üstelik bütün bunlara sebep, kendileri oldukları halde...

     Bu mâlûm güçlerin, ille de Kıbrıs demelerinin altında yatan gerçekler ise bambaşka şeyler değerli okur!

     İşte Batılılar açısından, bunlardan bazıları:

     Bir gezginimizin dediği gibi:

     “Doğuda hangi ülkeye gitsem, Doğu bizi ‘ağabey’ kabul ediyor. Batıda hangi ülkeye gitsem Batı bizi ‘tehdit’ kabul ediyor!”

     

     İşte canlarım biz, böyle bir ülkeyiz.

     Dosta güven, düşmana korku veririz.

     Aralarında verirler mi hiç onlar bize yer?

     Çünkü onlar adada, bizim korkumuzla gezer!

     Bilirler ki Türk Ordusu zâlimi ayağıyla ezer.

     Tecrübeleri var asırlarca, tarihten gelen ezber.

     Böyle güçlü bir Türkiye’yi kim aralarına almak ister?

     Çünkü bu büyük devletin:

     “Azerbaycan’dan Filistin’e kadar herşey bizi ilgilendirir. Mes’ele sadece coğrafî bir husus değildir.” (29. 10. 2003) diyen Genel Kurmay Başkanları var.

     Böyle kuvvetli bir Türkiye’yi kim aralarında görmek ister?

     Yine bu şanlı devletin:

     “Karadeniz, Akdeniz, Adriyatik ve Kızıldeniz’e bigâne kalamayız. Buralar ilgi alanımıza girer. Bundan dolayı, bu denizlerde Türk Uçak Gemileri dolaşmalı artık.” diyen Kuvvet Komutanlarımız var.