Kıbrıs'ta iki taraf arasında sınır kapılarının açılmasının ardından, Türk'ler akın akın Güney Kıbrıs'ı ziyaret etti ve ardından Rum Kıbrıs Pasaportu almaya başladı.

Bu akıma maalesef I. Cumhurbaşkanı Sn. Denktaş'ın torunu da katılmıştı.

Pasaport alma girişiminde bulunan K.K.T.C. vatandaşı Türkler, bu yolla AB'ne girebileceklerini ve kendilerine tüm Avrupa'nın kapılarının açıldığını umuyor ve zannediyorlardı.

Aradan geçen zaman, Rumların çirkin tuzağını ortaya çıkarmaya yetti.

Rum pasaportu alan KKTC mensubu Türkler, otomatik olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) vatandaşı oldular.

Rum yönetimi bu yeni vatandaşlarına Avrupa kapılarını açacak yerde, hapishanelerinin kapılarını açmaya hazırlanıyor.

GKRY vatandaşı olan KKTC vatandaşlarının ikamet bilgilerini ve o malların eskiden Rumlara ait olduğunu tespit ederek bu yeni vatandaşlarına (!?) karşı işgalci davaları açmaya başlamıştır.

Bu mahkemeler Rum Kesimi mahkemelerinde açılması nedeniyle, hepsini de Rum Yönetimi kazanacaktır.

Yıllardır bir mesken edinerek KKTC'de oturan yeni Rum vatandaşı Türkler, işgalci ve suçlu duruma düşmektedirler.

Rumlar bu mahkeme kararlarını AB düzeyinde tüm ülkelere duyurarak, Türklerin Avrupa'ya gitmesi halinde tutuklanmalarını sağlayacaklardır.

Yıllardır Rumlarla dost olunamayacağını, onlarla bir arada yaşanamayacağını, Annan Planı'nın tuzaklarla dolu olduğunu Kıbrıs Türk Milletine bir türlü anlatamayan kahraman Denktaş'ın ne kadar haklı olduğu bir kez  daha ortaya çıkmış oluyor.

AB'nin dayattığı Rum Kesimini tanıma tavizinden sonra, Rumlar tüm Kıbrıs'ta egemen olacaklardır ve Türk kesimindeki insanları da tutuklama hakkını elde edeceklerdir.

Anavatan ve yavru vatan olarak Türk Milleti büyük bir vurdumduymazlık ve teslimiyetçilik içindedir maalesef ki!?

Özgürlüklerimizi ve ülkemizi tümden kaybettikten sonra mı uyanacağız?

Maalesef her şey çok geç olacak.

Vicdan azabı, insanın içinde bir cehennemdir.

Byron