Kentte Son Gelişmeler

Abone Ol
Kadıköy'ün başka bir kazancı da resmi açılışı 11 Aralık'ta yapılan Caddebostan Kültür Merkezi oldu. Yapı ilk bakışta civardaki binalar yüzünden çok gizlenmiş, hatta sıkışmış gibi ama salonlar, iç tasarım çabuk bir gözatışla başarılı görünüyor. İkinci gidişimde yapıya ait daha detaylı bir değerlendirme yapacağım. Ancak bu kompleksin Kadıköy'ün uzun yıllardır özlemi olduğu konusunda hiç endişem yok. Çünkü Erol Evgin'in Atatürk konulu muhteşem dinletisine katılanların hemen hepsi bu merkezin açılışından duydukları memnuniyeti dile getiriyorlardı. Aslında bu merkezler İstanbul nüfusunun yaklaşık 6 milyonunun oturduğu Anadolu Yakasının uzun yıllardır ihtiyacıydı. İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olmaya aday olduğu bugünlerde iyi bir zamanlamayla önemli bir kazanım oldu. Merak ettiğim bir nokta var: Acaba yıllardır İstanbullular (Kadıköy'de oturmasalar bile) böyle komplekslere olan ihtiyaçlarını resmi makamlara iletmemişler midir? İletmişlerse bazı ihtiyaçlar öncelikli olarak mı çözüme kavuşturulmaktadır? Bu arada Beyoğlu'nda Balık Pazarında da olumlu gelişmeler oluyor. Tentelerin çıktığını görmüştüm ancak İstiklal Caddesinin itici atmosferi nedeniyle son gelişmeleri gözlemleyemedim. Basına yapılan açıklamalara göre İSKİ bölgenin alt yapısını yenilemiş, elektrik ve telefon kabloları yer altına alınmış. Çarşıyı ve bina cephelerini adeta gizleyen tenteler çıkarılınca, sokakta bina cepheleri algılanır hale gelmiş. Başımızı kaldırıp görmediğimiz bu detayları ve yeni düzenlemeleri görmek için Balık Pazarına uğramak gerek. Elbette oraya gitmişken yenilenen Çiçek Pasajına da bakmalı. Güzel gelişmelerden söz ederken tam tersine uygulamalara değinmek can sıkıcı olacak ama çevremizde olan biteni anlamak için izlemek zorundayız. Gelişme şu: Topkapı Sarayı Kütüphanesi'nin 99 depreminde zarar görmesi nedeniyle onarılması için yapılan girişimlerde, onay alınmış ancak binanın Osmanlı Dönemindeki gibi cami olarak düzenlenmesi istenmiştir. Bu karar Hürriyet gazetesinden Murat Bardakçı'nın köşesinde 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı olarak yer almıştır. Bu konuya İlber Ortaylı hoca da haftasonu köşesinde yer vermiştir.  Padişahlara ait olan çok değerli el yazmaları, minyatürler ve hat eserleri Topkapı Sarayının Müze olarak kullanıldığı 1924'ten beri burada sergilenmektedir. Uzmanların belirttiğine göre bu kıymetli eserler hava değişimi ve nemden etkilendikleri için bulundukları yerde muhafaza edilmeleri gerekmektedir. Şimdi bu karar ile bu değerli objelerin geleceği ne olacaktır? Müzede cami olmasa da olabilir çünkü zaten civarda ibadet edilebilecek birbirinden ünlü cami vardır ve İlber hocanın da belirttiği gibi müzenin açık olduğu saatler nedeniyle sadece vakit namazlarının  ikisi kılınabilecektir burada beş vakit namaz kılmak mümkün değildir. Zarar gören kubbenin acilen onarılması gerekmektedir. 2005 yılını bitirirken aslında bir durum değerlendirmesi yapmak niyetindeydim. Tüm yıla bakıp kentteki kazançlarımızı ve kayıplarımızı ortaya koyacaktım. Ama bugünkü gelişmelere de değinmeden edemedim. Bir de Türkiye'de Şehir Planlama mesleğinin kurucusu olan, kendi okulum İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünün ve diğer pek çok Planlama okulunun da eğitim hayatına katılmasını sağlayan Hocamız Sayın Kemal Ahmet Aru'yu kaybetmiş olmanın üzüntüsüyle böyle bir muhasebe yapamadım. Kendisini çok arayacağız... Yeni yılın, ülkemize, kentimize, hepimize esenlikler ve olumlu gelişmeler getirmesi dileklerimle mutlu yıllar!!!